• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
1701
|
|
|
|
Aşk bir türlü yaşanır sanırdım oysaki çok yüzü varmış sonradan anladım. |
|
1702
|
|
1703
|
|
|
|
… bir yitik kentte yeniden başlar zaman ve senin kentin o içinde yaşadığın… unuttuğun bir ara sarhoşluğundan…
… çamur kaptı sını yeniden fark edersin kırlangıçların… |
|
1704
|
|
|
|
AŞK YAKICI BİR ATEŞTİR BUNLARIN EN GÜZELİ İSE GÜNEŞTİR. |
|
1705
|
|
|
|
Darağacına astığım hasretini gözlerindeki ışıkla, karanlık uykulara emanet diye bıraktığım üşüyen tenimi sesindeki sıcaklıkla gecenin dar vaktinde uyandırmak dileğimle..Yoksa yüreğini yolla nefesimi hayattan kesecek kör bıçağım olsun sevgin.Yoksa gözlerini yolla daracağım olsun kirpiklerin..Yolla ki, senin kollarında ölmeyi yüreğim onur bilsin.. |
|
1706
|
|
|
|
Söz yazılır kelam olur.
Gönül özler dil lal olur. |
|
1707
|
|
|
|
İşte böyle be adam, ben senin yanında olmadan da böyle duyguları içimde büyütüp yaşayabiliyorum... |
|
1708
|
|
|
|
Git demesi gerekirken insanın, neredeyse gitme diye yalvaracak olması ne garip, bana gittiğini söyleyen gecenin yalancı olduğunu, gitti artık(!) diyen dostlarımın birer düşman olduğunu düşünmek ne garip. Sana sarılmadan uyuduğum gecelerin ömrümden sayılmadığını düşünmek ne garip. Aldığım nefeslerin içinde oksijen değil, sensiz geçen her dakika içini yüreğime lanet depoladığımı görmek ne garip… |
|
1709
|
|
|
|
uzaktaki sevglime beslediğim duygular ama beni terketti........ |
|
1710
|
|
|
|
Kaçıncı yıkıntıların arasında can bulduk söylesene.Kaç kere kalkıp yola devam etmek için uğraştık ve her seferinde tökezledik…Kaç kere? |
|
1711
|
|
|
|
Tıpkı bir minyatür sanatçısı misali kelimelerimle donmuş anların tasvirlerini yapardım. Gözlerim anları donuklaştırır ve sonra kelimelerim anların gölgelerini nakşederdi mat bir kağıt yaprağına. |
|
1712
|
|
|
|
“Büyük aşklardan geri kalanlar” diye bir şey olmaz! |
|
1713
|
|
|
|
Senden habersiz akşamların ortasında
Aşkı ellerimle boğduğum o zamanlar |
|
1714
|
|
|
|
Kendimi sonsuzluğun seyrine bırakmışım. uzun sarı sıcak bir yaz akşamı.oturmuş çaresizliğin çarelerini düşünürken buluyorum. |
|
1715
|
|
|
|
Uçuruma giden yolda yavaş yavaş korkak adımlarla ilerliyordum
Bir ses,bir nefes yeterdi beni geri döndürmeye
Sağıma baktım,soluma baktım kımse yok
Gökyüzü gri.. etrafta boynunu bükmüş ağaçlar birer birer düşen yapraklarıyla vedalaşıyordu
|
|
1716
|
|
|
|
sen bir beyaz kağıttın, şairliğime layıktın. sana şiirler yazmak isterken, sen buruş buruş olan yüzünü gösterdin ve yaşlı olduğunu söyledin. ne büyük cahildim, beni sevmediğini sandım. ne büyük cahildim. bilemedim ki en güzel sözler buruşmuş kağıtlarda olurdu. kırışmış yüzünde ne gizli vadiler ne şiirlerden çiçekler saklıydı bilemedim. seni kırışmış yüzünle sevmek istedim. |
|
1717
|
|
1718
|
|
|
|
bu sabah gelirken çevreme bi baktımda bu hayatın bir parçası olduğunu bilmek ne kadar güzel bir duygu aslında bizi üzen şeylerin bile bu hayatın olmazsa olmazlarından olduğunun bilincinde olmak budenli yaşama bağlı olmak diyorum o kadar mutlu ediyorki insanı
|
|
1719
|
|
|
|
Acının yüreğe sinişiydi sevgilerimiz. İçimizde yağmalanmış sevdaların,dostlukların izdüşümü,yüreğimizde eskidiğini sandıkça yenilenen bir acı taşıyorduk. İşte bu yüzden kısacık bir zaman diliminde sana dost demek ,seni tanımak hiç zor olmadı. Sende kaçışl |
|
1720
|
|