• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
1761
|
|
|
|
bu kaçıncı dünyaya gelişim saymadım. ölümüm yine elinden olacak bir kadının. |
|
1762
|
|
|
|
Hoşçakal ‘dualarıma anlam katan adam’ .. |
|
1763
|
|
|
|
Sıcaklığım unutmuş beni. Unutmaması geren bir yerde. Aklından çıkmamam gerekirken unutmuş..
Bakarken sıcaklığım bana. Görmemiş beni, gözlerine bakarken.Gözlerim onu aramış hep. Kalabalıklarda..
Canım yanarken sığınmışım sevgime. Bekliyormuş sevgim k |
|
1764
|
|
|
|
Aşk eskisi gibi karanlıkta kalacak.
Hiç istemesekte... |
|
1765
|
|
|
|
Sevgisizliğin kelimelere vurduğu satırlar... |
|
1766
|
|
|
|
Saymadım kaç dünya oldu
Üstüme serpilen ölü toprağının ağırlığı |
|
1767
|
|
|
|
Sevmek sana göre değilse çekil kenara yol ver sevenlere sevilenlere |
|
1768
|
|
|
|
Yeraltı suları gibi çıkmak istiyorum, duygu kapalılığından. Yüreğiminin çatlaklarından duygularımı fışkırtmak istiyorum. Ey sevgili bundan cesaret alıp yanımda çiçek olmaya kalkma. Seni sıcak sular gibi haşlarım. Eğer sevgime denk olmak istiyorsan bir dağ gibi çık karşıma. Aşkım diye bağırdığımda aynı tonda ve yakıcılıkta sesim yankılansın yanımda. |
|
1769
|
|
|
|
1980 yıllardan başlayan aşk mektupları... |
|
1770
|
|
|
|
Yeni atılan temelde örülen duvar düşün ve bu duvarın bir tuğlası eksik |
|
1771
|
|
|
|
Allah bizleri hayata hazırlaması için nasıl anneleri görevlendirdiyse, hayatımızın geri kalanını aynı güvende geçirmemiz içinde siz eşleri görevlendirmiştir...
|
|
1772
|
|
|
|
Ey aşk, habersiz geldin madem, sessiz sedasız, parmak ucunda yürüyerek, neden gidişin bu kadar şiddetli bir kasırga, arkanda neden yığınla enkaz, yeni bir düzen yaratmanı kimse istemedi ki senden, ya da gelmen için hiç çaba da harcanmadı ki, neden ansızın sığındığın yüreğe, nankörce açtın savaşını, neden masumca kabul gördüğün, asiliğini sana verdiği huzurla ehlileştiren bu yüreğe bu kadar kolay zarar verdin, neden… |
|
1773
|
|
|
|
Kıvranırsın,yutkunursun da söyleyemezsin.
Yeltenirsin,cesaretini toplayıp söyleyecek olursun.
Yine söyleyemezsin
Dilinin ucunda iki sözcük vardır: |
|
1774
|
|
|
|
sıradışıyım, sen olmasanda ben sıradışıyım... |
|
1775
|
|
|
|
Rüzgar kaldırır “ben”lerimizi havalara omuzlarımıza yeniden takarız “büyük adam apoletini”. Yanıp söner vitrinde ışıklar maskeli baloda olduğumuzu bile bile hep beraber yürürüz. |
|
1776
|
|
|
|
Evet yaşlıydım. Evet deplasmandaydım. Evet hakem hata yapmıştı. Hiç biri bir sebep olamadı aşksızlığıma. Eski hüzünlü şarkıların hüznünü yenemedik. Hep yalnızlıklara yürüdüm ben oysa. Hep mistik bir sensizliğe. Nerden baksan şehirler arası yalnızlıklar. |
|
1777
|
|
|
|
Anlamakta zorlandigimiz öyle cok sey oluyordu ki cevremizde. biz ikimiz sevgiliden ziyade birbirlerini simartmayi seven, birbirlerini oksamayi seven, birbirlerini sevmeyi seven insanlardik. |
|
1778
|
|
|
|
Kim hiç balık olmayan bir gölde avlanmak ister? Kim bir su içmek uğruna dudaklarını katleder? Söyle dürüstlükten, adaletten, samimiyetten söz eden. Kim bir çöl olma sevdasıyla yüreğine kaktüs diker. |
|
1779
|
|
|
|
Seni bilenler seni soruyorlar arada. O çok sevdiğin gözlerimin içine bakıp “unuttun mu” diyorlar. “Unuttum” diyorum gülümseyerek.
|
|
1780
|
|