• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
1801
|
|
|
|
Saçlarımın rüzgarda dağılışı yalnızlığımdı. Çünkü bir daha toplayamamacasına karanlığa kaptırdım siyah saçlarımı. Gündüz seni düşünürken saçlarımı yoldum. Gece yolduğum saçlarımı karanlığa kaptırdım. Ne yıldız düşürdün saçlarıma ne de gözlerimde mehtap ışıltısı verdin. Sen sadece kendini sevdin. |
|
1802
|
|
|
|
Kim hiç balık olmayan bir gölde avlanmak ister? Kim bir su içmek uğruna dudaklarını katleder? Söyle dürüstlükten, adaletten, samimiyetten söz eden. Kim bir çöl olma sevdasıyla yüreğine kaktüs diker. |
|
1803
|
|
|
|
Evet yaşlıydım. Evet deplasmandaydım. Evet hakem hata yapmıştı. Hiç biri bir sebep olamadı aşksızlığıma. Eski hüzünlü şarkıların hüznünü yenemedik. Hep yalnızlıklara yürüdüm ben oysa. Hep mistik bir sensizliğe. Nerden baksan şehirler arası yalnızlıklar. |
|
1804
|
|
|
|
Vuslatı yaşamadı hiç bir gecenin bitiminde bu gönül... Sadece özlemi sevdi, hasreti yudumladı, aşkı tek kişilik yaşadı...
Ve sonunda vuslatın olmadığı özleme son veda busesini verdi. |
|
1805
|
|
|
|
1980 yıllardan başlayan aşk mektupları... |
|
1806
|
|
|
|
okuyun ve ne kadar aşığım görün... |
|
1807
|
|
|
|
oysaki sen ayrıntıları gizlenen siyah-beyaz fotoğraflardaki bakışlara aldandın kanımca... |
|
1808
|
|
1809
|
|
|
|
Sen kendi dünyasında Aşk’a aşık, aşkı tek bir şeyde değil her yerde her şeyde arayan deli bir adam. Ben aşkı sen de bulduğunu sanan kör bir aşık. |
|
1810
|
|
1811
|
|
|
|
Yasak Aşklar yaşamak insan açı ve karmaşa getirir |
|
1812
|
|
|
|
Artik neredeyse aralik sevdigim.. artik son aylar..
Keske vazgecebilseydim icimdeki su kahrolasi umuttan.. bir gun 'konusacaksin' diye... |
|
1813
|
|
|
|
Tavan
arasına sakladım yalnızlığımı. Her gece, bir zindana hapsolmuşçasına seni
düşünüp ağlamak, en sessiz harfleri özenle seçip şiire yürütmek şarkıların
acizliğiydi oysa. Biliyordum. |
|
1814
|
|
|
|
Kaç bin gününü çalardı ömründen insanın bu en güzel yerinde kördüğüm olan ilişkiler? Hangi vitamin iyi gelir, hangi ilacın farmakolojik özellikleri keserdi unutulmuşluğun ateşli nöbetlerini? |
|
1815
|
|
|
|
Her soluğunda yıldızlar sevişmeli gözlerinde. Her gözyaşında yetim ceylanlar boyun büküp umutlar vuslata bürünmeli ılık nefesinde. |
|
1816
|
|
|
|
Benim için senin hakkında ne dedikleri hiç önemli değildi, ben tanıdığım insanı sevmek istiyordum, herkes her şey için, herkes için bir şeyler söylerdi, umurumda değildi. Seni yine de yanlış tanıdıklarını seni tanıdıktan sonra (acaba hakikaten tanıyabildim mi yahu) görüyordum, sen görüldüğü kadar neşeli değildin, mutlu değildin her şeyden önce. Çok fazla gülümsüyordun çok güzel gülümsüyordun ama mutlu değildin işte, demek ki yalnızca mutlu olanlar gülümsemiyor, mutlu olmayanlar da gülebiliyordu. |
|
1817
|
|
|
|
/ bu yazının kaderi, okuyanın anlayışına bağlıdır. / |
|
1818
|
|
|
|
Her gelişinde tekrardan bağlandım sana ; fakat gidişlerine bir türlü alışamadım. Beni benle başbaşa bırakmışken gelme geri, bozma hala ulaşamadığım huzurumu.. |
|
1819
|
|
|
|
Aslında hep tükenmişliklerden, bitmişliklerden medet umarız. Bir kadın annesinden, babasından, sevgililerinden, arkadaşlarından ve dostlarından sıza sıza, süzele süzüle bir erkeğe ulaşır. Tıpkı çöldeki bir nehrin en son damlasıyla bir çiçeğe ulaşması gibi. |
|
1820
|
|
|
|
Seni bilenler seni soruyorlar arada. O çok sevdiğin gözlerimin içine bakıp “unuttun mu” diyorlar. “Unuttum” diyorum gülümseyerek.
|
|