Düşünmemiştim

Hiç düşünmemiştim, yorgun nefesimde seni hissedemeyeceğimi. Oysa ki kayıp bir şehri keşfetmek gibiydin sen. Her basamağın yepyeniydi benim için. Sormuştum seni dağlara, sonra nehirler söylemişti selamını bana. Çiçeklerde arıyordum seni

yazı resim

Hiç düşünmemiştim, yorgun nefesimde seni hissedemeyeceğimi. Oysa ki kayıp bir şehri keşfetmek gibiydin sen. Her basamağın yepyeniydi benim için. Sormuştum seni dağlara, sonra nehirler söylemişti selamını bana. Çiçeklerde arıyordum seni. Hiç tahmin edemezdim seni bulamayacağımı tutkulu maceralarda. Vazgeçilmez bir serüvendin sen. Sen benim kayıp şehrimdin.

Hiç düşünmemiştim yaşadıklarımın uzun hikayelerde gizli olduğunu. Anlamazsın zaten hikayelerin sonlarının nasıl olacağını. Ufuk çizgileri belirir kafanda ama ne kadar çabalasan da gidemezsin oraya. Yorgunluğun izlerini yaşarsın orada, onda. Bekleyiş, hazin ama sondur.

Yorgun dağlar yorulmuş seni bekleyişimi,

Soluğu bitmez dizeler aramış seni her yerde,

Yazarlar seni anlatmış betimlerde,

Şarkılar seni mırıldanmış derinlerde,

Hiç düşünememiştim sensiz bir şarkı nasıl olur diye.

Yalnız yürüyüşler var sessiz içimde. Sonra soğuk fırtınalar ve sert rüzgarlar. Kaygı var burada, nedensiz kayıpların kaygısı. Üzülmek sadece bir oyun olmuş, artık benim için. Neden düşünememiştim acaba? Küçük bir buğday tanesinin, parlayacağını kanıtlarcasına çıkmak istedim güneş hüzmelerine. Ama nerden bilebilirdim ki güneşin beni yakacağını. Bana hiçbir buğday tanesini yakmaz demişlerdi güneş.

Hiç düşünmemiştim bir çiftçi olabilmeyi yol kenarlarında. Aramızda sadece bir cam vardı belki de, olmak ya da olmamakla. Soğuk otobüsün mahpus camları. Belki orada bitiyordu karamsarlıklar, belki yepyeni başlangıçlar. Ama bırakmıyordu beni otobüsün kapısı, darağacındaki ip gibiydi. Sarılmıştı bir kez boynuma. Artık o ağacın bir parçasıydım. Sadece kartpostal olmuştu çiftçiler göz kapaklarıma.

Bazen mutluluğu arıyorum karamsar düşüncelerde. Uçmaya çalışan mutluluğu, kuş olan mutluluğu. Kalbinde çırpınır uçmak için ; ne ordadır, ne de dışında. Tutamazsın onu elinle. Ama o gelir konar senin sol omzuna, sağ omzuna değil. Çünkü soldadır insanoğlunun yüreği. Göremezsin o kuşu, sezersin sadece o kadar. Tutup yakalamak düşerse aklına, zahmet etme hiç boşuna. Ne ele sığar ne de avuca. Belki de gözlerinin içindeki gülümsemedir o.

İşte benim uçan mutluluğum. Kanadı kırık mutluluğum. Hiç düşünmemiştim ; bulanık sularda yavaş yavaş batacağını...

Yorumlar

Başa Dön