Saygın bir devlet adamı Ecevit 2005 yılının 16 Kasımında hayata gözlerini yummuştu hatırlarsınız.
Türk çalışma yaşamına getirdiği yenilikler, ortanın solu gibi siyasete kattığı kavramlar, gazeteci ve yazar kimliğinin yanı sıra dürüst bir insandı. İsmet İnönü’den 1972 yılında devir aldığı CHP’ si genel başkanlığını 12 Eylül 1980 yılına kadar sürdürmüştür. Ecevit 1966'da Ortanın Solu gibi evrensel bir söylemle ortaya çıkmıştı. Kitabında bu tabiri 'CHP'nin temsil ettiği, temsil etmesi gereken, 27 Mayıs Anayasası'nın gereği olan ve çağımızın sosyal demokrasi anlamına uyan demokratik soldur' diye tanımlıyordu.
Tabii ilk günlerden 1980'e kadar geçen on yılı aşkın süreçte CHP'nin demokratik sol görüşünün Atatürkçülükle uyumu özellikle vurgulandı, Türkiye'ye has bir yaklaşım olduğunun altı çizildi, din düşmanı olmadığı her daim önemle vurgulandı. Sosyal demokrasinin Marksist kökenli, sınıfsal bir yaklaşım olduğu gerçeğine teğet geçildi. Demokratik sol görüşün Atatürkçülükle uyumu özellikle vurgulandı. Ecevit'in kendine patentlediği ve yeni partisine isim olarak seçtiği 'demokratik sol', ona göre sosyal demokrasi'den Marksizm'e değil, Anadolu Kurtuluş Hareketi'ne dayanarak farklılaşıyordu. Siyasi hayatımızda şair ve ressam kimliklerinin yanı sıra, Kıbrıs Barış Harekâtının Karaoğlanı olarak unutulmaz bir yer almıştır.