"Yazmak, aslında her şeyi baştan sona mahvetme girişimidir; ama ne hikmetse, bazen işe yarar." – Terry Pratchett"

Eskisi Gibi Değilim.

Şimdi ayrılığın derin zamanlara vurulmuş prangalar gibi.Çehremde çözümü zor bilmeceler.Enginliğin, derinliğin esrarı bakışlarımda.İçimde uykusu olmayan geceler....

yazı resim

Hayat, omuzlarıma çöken görünmez bir yük gibi ağır geliyor bu aralar. Ne hayallerimin çetelesine bir çentik atabiliyorum, ne de elimden kayıp gidenleri engelleyebiliyorum. Eskisi gibi değilim. İçimde biriken onca duygunun ağırlığına rağmen tek dostum, katlanabildiğim tek sırdaşım yalnızlık artık. Kalabalıkların içinde kaybolmuş, sessizleşmiş, kendini susturmuş bir halim var; sen gittiğinden beri hiçbir ses, hiçbir yüz teselli olmuyor bana.

Bir zamanlar ikliminde avunduğum sığınağım, tek nefeste tüm engelleri aşabileceğim o güç seninleydi. Bir dokunuşunla yüreğimdeki en sert kayaları un ufak eden bir inanç vardı bende. Şimdi gözlerimde hüzünlü buğular, dudaklarımda ürkek bir titreme... Herkes gibi değilim. Ne küfredebiliyorum ne de sesimi yükseltebiliyorum. İsyansız bir hicranla yaşıyorum; boynuma asılı bir urgan gibi, tevekkülnamemi taşıyorum.

Bu ayrılığı hiç anlayamadım. Yüreğimi sonsuza dek sızlatan bu gidişi tanıyamadım. Yüzümde yaşamın sevinci yok artık, bakışlarımda boşluklara can veren tebessümler de yok. Biliyorum ki bu, benim katlanmam gereken ağır bir imtihan. Nedenlerin ve niçinlerin boğazımı sıktığı sorular arasında kayboluyorum. Sensizlik, çözülmeyen bir bilmece gibi zihnimde dolaşıyor.

Dostlarım, “Bu kadar sevilir mi?” diye soruyor. Onlara yalnızca buruk tebessümlerle karşılık veriyorum. Çoğu zaman ellerim cebimde düşünüyorum: sana ne kadar değer verdiğimi, seni nasıl değiştirdiğimi… Bilerek çıktığım bu yolun çetin gergefleri arasında, müdafasız ve isyansız sevdim seni. Oysa ne ayrılığı hak etmiştim ne de vefasızlığı.

Ben gelip geçici duygularla sevemezdim seni. Hayatın üzerine tükenmez kalemle iz bırakanlardan olamadım. Benim hüznüm sessizdir; kalbimin ağırlığı, ruhumun yorgunluğu dillere dökülmez. Artık eskisi gibi değilim.

Toy bir sevdanın kimliği yok bende. Benim yüreğimde taşıdığım şey, bir ömre bedel ağır bir vuslat umudu. Fark edemediğim ayrılık işaretlerini, ayaklarımın altında çiğnerken öğrenmem gerekiyordu. Şimdi daha iyi anlıyorum: aşkı en derin anlatan şey, ayrılıktır.

Şimdi ayrılığın zincirleriyle bağlanmış gibiyim. Gözlerimde çözümü zor bilmeceler, içimde uykusu olmayan geceler… Senin enginliğinin ve derinliğinin esrarı, bakışlarımda saklı kalıyor. Bir şeyler hep eksik, belki fazla. Ama öyle işlemişsin ki yüreğime, söküp atamıyorum seni. Dudaklarından dökülen her söz hâlâ beynimde uğulduyor; ardında buruk bir gülümseme bırakıyor.

Keşke bu gidişin bir sonu olsa… Keşke varlığını yeniden varlığımda hissedebilsem. Ama sen yokken hayallerim de ellerimden kayıp gidiyor. Tutunamıyorum. Eskisi gibi değilim.

Yorumlar

Başa Dön