"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Yalnızlık gidince de kalıyor

yazı resim

Bazı duygular vardır, zaman geçtikçe hafifler, unutulur, küllenir. Ama bazıları var ki ne zaman geçer ne de ağırlığından bir şey kaybeder. İşte ayrılık ve yalnızlık… Onlar, insanın ruhuna işleyen, her mevsimi kışa çeviren, içten içe kemiren en suskun fırtınalardır.

Ayrılık, sadece bir gitmenin adı değildir. Bazen bir bakıştan, bazen bir sessizlikten, bazen de tam ortasından kopar hayatın. Bir zamanlar “biz” olan her şey, yavaş yavaş “ben”in içinde kaybolur. O gidişin ardından kalan sessizlik, ne kadar kalabalığın içinde olursan ol seni hep tek başına bırakır.

Yalnızlık ise ayrılıktan doğan en sadık misafirdir. Gitmeyen, gitse de dönen, her gece başucuna oturan, sabaha kadar gözünü kırpmadan seni izleyen… Kalabalık sofralarda eksik sandalyeye, gülüşlerin arasında yankılanan suskunluğa benzer. Yalnızlık konuşmaz ama her şeyin yerini sorgulatır insana.

Alışamadım. Belki de hiçbir zaman alışamayacağım. İnsan, kalbinde birini taşıyorsa, onun yokluğuna nasıl alışsın ki? Bir ses, bir koku, bir şarkı... her şey onu hatırlatırken, alışmak ihanete benzer. Ben de sadık kalıyorum acıya, çünkü o acı, bir zamanlar çok sevdiğim bir şeyin hatırası.

Ayrılığa ve yalnızlığa alışmak, insanın kendinden vazgeçmesi gibi. Oysa ben, hâlâ içimde bir yerlerde o sıcaklığı, o gülüşü, o varlığı tutuyorum. İşte bu yüzden, alışamadım. Belki de bu, alışmamam gereken tek duygudur...

Yorumlar

Başa Dön