Müminlerin Birbirlerine Veli Olması ve Tebliğin Önemi

İslam'da müminler arası kardeşlik ve dayanışmanın önemini vurgulayan bu metin, Tevbe Suresi 71. ayeti merkeze alarak, Müslümanların birbirlerine karşı sorumluluklarını ve toplumsal bağların önemini açıklıyor. İyiliği yaymak ve kötülüğü engellemek için birlikte çalışmanın gerekliliğini ele alıyor.

yazı resim

*İslam, müminler arasında güçlü bir kardeşlik ve dayanışma bağı kurmayı hedefleyen bir dindir. Bu kardeşlik anlayışı, sadece sosyal bir bağ değil, aynı zamanda ilahi bir görevdir. Tevbe Suresi 71. ayette Yüce Allah şöyle buyurur:
"Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velisidirler. İyiliği emreder kötülükten men ederler, salatı kılarlar, zekatı verirler ve Tanrı'ya ve Resûlü’ne itaat ederler. İşte onlara Tanrı merhamet edecektir. Şüphesiz Tanrı yücedir, hikmet sahibidir."
Bu ayet, müminlerin birbirlerine yalnızca destek olmalarını değil, aynı zamanda birbirlerini iyiliğe yönlendirmeleri ve kötülükten sakındırmaları gerektiğini açıkça vurgular. Bu, İslam toplumunun temel taşlarından biridir. Çünkü bir toplumu ayakta tutan en önemli unsurlardan biri, bireylerin birbirlerine karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmeleridir. Ayetin açıkça belirttiği üzere, müminlerin en temel sorumluluklarından biri "iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak"tır. Bu sorumluluk, bireysel ahlakın toplumsal düzene yansımasını sağlar. Müminler, sadece kendi ibadetlerinden değil, aynı zamanda çevrelerindeki insanların ahlak ve davranışlarından da sorumludur. Tebliğ, yani insanları doğru yola çağırmak ve İslam ahlakını anlatmak, müminlerin en önemli ibadetlerinden biridir. Allah, insanlara hak dini ulaştırma görevini elçilerine yüklemiş ve bu görevi müminlere de bir sorumluluk olarak vermiştir. En güzel tebliğ yöntemi, kişinin hayatıyla örnek olmasıdır. Müminler, her an Allah’ın emir ve yasaklarına uygun bir hayat yaşayarak başkalarına İslam ahlakını tebliğ ederler.
Bu konuda Lokman Suresi 17. ayet de yol gösterici bir öğüt sunar:
"Ey oğlum! Salatı kıl, iyiliği emret, kötülüğü engelle ve üzerine ne geldiyse sabret şüphesiz bunlar işlerin kararlılığındandır. "
Bu ayet, tebliğin sabır ve azim gerektirdiğini, bunun da güçlü bir imanla mümkün olduğunu hatırlatır.
Tevbe Suresi 71. ayette salatı kılmak (Farsça namaz kılmak) ve zekat gibi farz ibadetlere de vurgu yapılmıştır. Namaz, müminlerin Allah ile bağını güçlendirirken, zekat toplumsal dayanışmanın en güzel örneklerinden biridir. Namaz, Allah’a boyun eğişin ve O’na olan sevginin en somut ifadesiyken, zekat bir müminin malını temizlemesi ve toplumdaki ihtiyaç sahiplerine yardım etmesi anlamına gelir. Bu ibadetler, müminlerin hayatlarının sadece Allah’a yönelmiş bir ruh haliyle değil, aynı zamanda topluma karşı sorumluluk bilinciyle de şekillenmesi gerektiğini gösterir. Kur'an'da Allah ve Resulüne itaatin önemi de vurgulanmaktadır. Bu itaat, müminlerin hem bireysel hem de toplumsal düzeyde huzur ve adaleti sağlamaları için gereklidir. Allah, kullarını hem dünya hem de ahiret saadetine ulaştırmak için yol göstermiştir. Bu yolu izlemek, Allah’ın rahmetine ve yardımına mazhar olmanın anahtarıdır.
Allah, Nisa Suresi 59. ayette şöyle buyurur:
"Ey iman edenler! Tanrı'ya ve Resul'e itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin."
Bu ayet, itaatin müminler için sadece bireysel bir görev olmadığını, aynı zamanda toplumsal düzeni sağlamanın bir aracı olduğunu açıklar. Tevbe Suresi 71. ayet, müminlerin sadece ibadetlerinde değil, günlük hayatlarında da Allah’ın emir ve yasaklarına uygun davranmalarını emreden, sorumluluklarını hatırlatan bir rehberdir. Müminler, iyiliği yaymak, kötülüğü engellemek, Allah’a ve Resulüne itaat etmek ve İslam ahlakını hayatlarının her alanında temsil etmekle yükümlüdürler. Bu görevler, bir müminin yalnızca Allah’ın rızasına ulaşmasını değil, aynı zamanda huzurlu ve adil bir toplumun inşasına katkıda bulunmasını sağlar. Rabbim bizleri bu ayetin gereğini yerine getiren kullarından eylesin. *

Yorumlar

Başa Dön