Seher'e…
Yüreğimi ihtilallere boğan bir kıştı.
Gündüzlerimin ortasında şarap şişeleri kol gezerken, umudun şehrimi terk edişinden bin yıl sonra, gözlerimin önündeydi adın…
Kaf dağının ardından mı gelmiştin bilinmez… O sabah bütün sabahlarımın toplamı kadar güneş biriktirmiştim penceremde. Gözlerin; ruhumun karanlık köşelerini aydınlatırken, adının harfleri ufkumu ve geleceğimi kaplıyordu…
Şaşkındım…
Oysa ben bütün şaşırmalarımı, o dağ eteği şehirde bırakmış, artık ruhumun medcezirlerine teslim olmuştum.
Yağmur adını sayıklıyordu her damlasında. Yıldızları çekerken semadan tesbih niyetine, adın vird halini alıyor kalb mabedimde…
Kadınım…
Şehirler ihtilallere, devrimlere bütün masum çocuklar gözyaşlarına boğulurken bu gök semada, sen yeniden inandırdın beni Allah a…
Yüreğimi boğan bir kıştı.
Bahar yüreğimin coştuğu, kelimelerimin sarhoş olduğu, imanımın ve aşkımın secdeye vardığı mevsimdi.
Gözlerine hüzün sokulmasın sevgilim.
“Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile diş ile
Umut ile sevda ile düş ile.
Dayan rüsva etme beni.
Bir umudum sende anlıyor musun “ A.A
Mehmedasım
ondokuzağustosikibinsekiz
Seher