Son Bab

geçmişten gelen geleceğe gidemez...

yazı resimYZ

Sessiz bir ölüm taşıyordun kollarında. Hayat yüklü hançer izleri sırtında, aşk kanamaların bir dağ kokusu betimi ile sesine aks ediyordu. Raks ediyordu tüm acılar anılar… Bana geldiğinde.
Acının ve acımın tüm kader tanışıklığı ile yürüdüm üstüne üstüne. Ne yağmur ne boran ne fırtına… Dinmedi içimde kopan fırtına. Dindirmedi hiçbir şey sana direnişimi… Oysa bilmedin türkülerin çok uzak zamanlarda sustuğunu. O temmuz ihtilalın de yıkıldığını gök kubbemin… Bilmedin.
Gittin…
Gidişin bir ömrün bütün kılcal damarlarını keserken, sen kızıl saçlarını savuruyordun, yeni aşkların mahreminde…
Fark etmediğin bir şey vardı… Henüz adımın hükmü düşmemişti kalbi göğüne.

Dicle ye fırata sordum seni. Sordum aynası ellerinde kırılan tüm kent göçkünü çocuklara. Hani o masum çocuklara. Gitmiştin… Başka aşkların mahreminde gezinirdi gözlerin…

Şimdi varlığının olmayışına bin yemin ederken gecelerim, en uykusuz düşümün içinde düştün yeniden kentime. Yıkılırken kisra saraylarım, taş kayalarım, turnalara inatla gitmeyeceğini geldiğini söylüyorsun…

Ah bilmiyorsun… Adına bir ölüm ağıdı yazdığımı, kim sorsa öldü dediğimi, her sorana gitti dediğimi, içimden bin parça can kopardığımı bilmiyorsun…

Yokluğunun yeni bir aşk yarattığını kalbimde bilmiyorsun… Şimdi karşıma geçmiş okyanus düşleri tasvir ediyorsun. Ah yine bilmiyorsun ben okyanus ötesindeyim. Irmakların erişmez bana…

“bazı ırmaklar tükenmek için akar” m.m

Yorumlar

Başa Dön