Kah yaratılışım, kah seçtiğim yollar, kah ise verdiğim kararlardan ötürü ben; gün sonunda Yaratanın takdiri gereği her an ansızın öleceğini kabullenmiş bir bireyim Bu yüzden, madem bu diyarda zamanım kısıtlı, o zaman ben kah yaşıtlarıma, kah ise benden sonrakilere kimi kimi bazı şeyleri düşünsün, sorgulasın, gerekirse, benim yapamadığım amma velakin Mustafa Kemalin yaptığı gibi bazı şeylere isyan etsin isterdim
Şimdi bakıyorum ki Yaşıtlarımdan hiçbir şeyin olacağı yok Evlatları ise ortalık yangın yeriyken, boyama kitabında özgürlüğünü yeni keşfetmiş kızımızın saçını özgürce istediği renkte kuru kalemle boyamakla meşgul (Dedikleri gibi Nasıl başlarsa, öyle gider)
Haliyle Siyasetle çok fazla zamanımı boş yere harcadığımı fark ettim Çünkü kendimce büyük düşünmek, sistemin çarklarını değiştirmek, değiştirmeye az biraz etken olmak istedim İstedim ki; benden sonra daha iyi bir gelecek olsun İstedim ki; bireyler özgür iradeleri ile düşünüp farklı şeylere vesile olsun Şimdi bakıyorum da Olmuyor Bu itaatkar ve korkak kafayla olmayacak da
Dolayısıyla; ben kafa yapısı olarak ne tüm acıları içinde yaşayan Yunus Emreye benzerim Ne de cumhuriyet aşkı için her şeyi sessizce yapan Ahmet Necdet Sezere Ben salağa salak derim Fakat salağa salak diyenlerin de bir şeyleri değiştiremeyeceğini kabul edenlerdenim Bu yüzden de son satırlarımı bir şiirle süslemek isterim.
Bu savaş kaybedilmiş Ümit bağlama kimseye
Güvenme, inanma hemen her duyduğun şeye
Hemen yaralarlar seni gerçekleri söylediğinde
Pekala korurlar da bekledikleri dillendirildiğinde
Düşündüğünde Yunusun zamanını yedi Taptuk Emre
Yetmez idi herkes gibi Yunusa da söylediği masallar ile
Haliyle her Ademoğlu yaşar bu hayatı kendi bildiği ile
Gün sonunda sonuna kadar ilerlemeli güvendikleri ile.