|

Kitaplarým Hakkýnda:
BÝR – Cinius Yayýnlarý, 2006
Baktýklarýmýz, gördüklerimiz, düþündüklerimiz üzerine bir kitap...
“Bu kitapla sizi zihnimin içine, Bilgi’ye giden yolda birlikte yolculuk yapmaya davet ediyorum. Eðer davetimi kabul ederseniz yaþama, ölüme, zamana, insana yani bilgiye dair sorularla dolu bir yolda, Gerçek’e doðru birlikte bir yolculuða çýkabiliriz. Yol’a çýkmaya var mýsýnýz?”
Þebnem Piþkin, Cinius Yayýnlarý’ndan çýkan ilk kitabý Bir’de zaman, yaþam, evren, yaratýlýþ, ölüm, insan ruhu gibi kavramlarý çeþitli kaynaklara, yaþam tecrübelerine dayanarak anlatýyor ve bölüm sonlarýnda çýkarýmlarýný okuyucuyla paylaþýyor. “Ben” olanýn “Bir” olana yolculuðuna eþlik edeceðiniz bu kitapta belki de kendiniz için yazýlmýþ satýrlarý okuyacak, ihtiyacýnýz olan bilginin ihtiyacýnýz olan zamanda sizi bulduðunu göreceksiniz.
Yazar, bu kitapla son yýllarda “var oluþ, ölüm, din, ezoterizm” üzerine yaptýðý araþtýrmalarla vardýðý anlayýþ ve bilgiyi toplumsal fayda yaratma arzusunun da bir sonucu olarak okuyucuyla paylaþýyor.
TUÐRA – GOA Yayýnlarý, 2008
Yýl, 1878; yer, Ýstanbul; Padiþah, 2. Abdülhamit…
Aþk mý, sadakat mi, siyaset mi?
Kendi zaman ve mekânlarýna sahip farklý boyutlar bir anda sizin de içinde bulunduðunuz zaman diliminde kesiþseler ve sizi geçmiþ sandýðýnýz zamanlara geri götürseler neler olurdu, hiç düþündünüz mü?
Beyoðlu sokaklarýnýn sýradan kalabalýðýyla baþlayan sýradan bir gün... Zamansýzlýðý þimdiki zamana taþýyan sýra dýþý bir antikacý dükkânýnda, sýra dýþý bir tuðra koleksiyonu...
Ve sýradan olan yaþama ve zamana dair tüm kavramlarý sýra dýþýlýða taþýyan bir hikâye.
Osmanlý tarihine meraký ile tanýnan Turan Bey hayatý boyunca insanlarý anlamaya çalýþmaya hiç lüzum görmemiþtir. Ama zamaný anlamak ister. Zamaný anlamak için maddeyi aþabilmelidir. Ýnsanlarý anlamak için ise yaþama onlarýn gözlerinden bakmayý öðrenmeli... Zamanda bir kapý aralanýr ve Turan Bey kendisini 1878'in Ýstanbul sokaklarýnda gezinirken buluverir. Kendi zaman boyutunda almayý reddettiði yaþam derslerini þimdi baþka bir boyut ve baþka bir zamanda almaya mecbur kalacaktýr.
ÝSRAFÝL’ÝN AYNASI – AstreA Yayýnlarý, 2009
“Elementtim öldüm, bir bitki oldum; bitkiydim öldüm, bir hayvan oldum, hayvanken öldüm, bir insan oldum”
Ve ruh, yedi kat yukarý göklerdeki tahtýný býrakýr da aþaðýlara, hem de ta aþaðýlara inmeye gönüllü olur. “Ýsrafil’in Aynasý” ruhun ezelde baþlamýþ olan serüveninin hikâyesidir. Ruh halden hale geçer, insan kisvesine bürünür ve Aþk'ý aramaya baþlar. Yüce Yaratýcý bir nefes üfler, bir su damlasý akar ve okyanuslara karýþýr. Bir kuþ kanat çýrpar ve dünyada yaþam baþlar. Rüzgâr, bulutu sürükler ve bulut gök kuþaðýnýn içinden geçer. Kýrmýzý bir damla düþer gökten, kan olup bedene girer. Ýsrafil borusunu çalar ve tüm insanlar uyanýr.
Ýsrafil’in Aynasý, hayatta eðilip bükülmeden “elif” gibi dimdik, dosdoðru olabilmenin kitabýdýr.
KIRKLAR DÝYARI - Astrea Yayýnlarý, 2010
"Kýrk kapý ardýnda kýrk sýr
Yarýsý var oluþa dair, diðer yarýsý da var olana
Sýrlarý bilmeyenler ölmeye mahkum ne yazýk.
Bilenler uzanacaklar sonsuzluða."
Yaþamdan keyif almayý çok önceleri býrakmýþtý. Artýk yaþam tatsýz, keyifsiz ve gereksizdi onun için. Ölmeye karar verdi, bugün onun son günü olacaktý. Her zamankinden farklý bir güne baþladý: Son gününe.
Güneþi doðarken görmüþtü ama batýþýný göremeyecekti; baharý ilk defa hissetmiþti ama bu onun görüp göreceði son bahar olacaktý. Baþladýðý gün bitmeden ölüme atladý, ve öldü…
Yaþamda vermekten kaçýndýðý mücadeleyi þimdi gittiði yerde vermek zorunda kalacaktý. Yaþamdan kaçmayý baþarmýþtý ama artýk bulunduðu yerden kaçmak için hiçbir þansý yoktu. Ya kor ateþlerde yanacak ya da kýrk sýrla dolu, kýrk kapýyý bulacaktý.
Kýrklar diyarýna gönderildi. Kýrk kapý ona sonsuzluðu vaat ediyordu. Peki bu diyarda saklý olan kýrk sýr neydi?
|
|