Hayat Öyle Böyle Yaşanır, Başka Yolu Yok
Bir aydınlık tarafı var Ruh'un, bir de karanlık; seçim senin...
Bir aydınlık tarafı var Ruh'un, bir de karanlık; seçim senin...
Ömür dediğin ruh halinle bezenir; bazen tüy hafifliğinde, bazen Dünya'yı omzuna alan Atlas misali yaşarsın.
"İnsan iki ruhludur. İçinde bir iyi köpek bir de kötü köpek kavga eder. Hangisini daha çok beslersen o kazanır." Kızılderili atasözü
Seni anlatan her ne varsa zaten sana dair, yüreklerde bıraktığın iz asıl " işte budur!" dedirten...
Hayatın kahpeliğinden, yapmacık yaşanmasından, gösterişinden, sefaletinden, yalan dolanından usandım bıktım.
Kalbin lime lime parçalanırken kanar benliğin, ruhun dönmek ister sonsuzluğuna, tırnaklarıyla ona tutunur bedenin. Acıları gömmek için çukurlar kazarsın içinde, birbirinden dayanılmaz aldığın her nefesle. Ah, yaşamak!..
Çekip gidesin gelir; bırakıp ardında zalim, yalancı, açgözlü, bitmez tükenmez oyunlarıyla bu fani hayatı. İlla ki daha güzeldir, deyip,
Özgür olmak, nadir bir durum, yaşanır sadece...
Mutsuz insan manzarası var hayatın, mutlu kalbinden dolayı. Her sabah, rüyalar diyarı kapıları kapanınca, göğsünün ortasına saplanan hançerdir hayat; Aşk yüreğinden dolayı. Her gün, savaşın en acımasızında kendinde kalmak için çarpışır, ölüp dirilir benliğin, sadece Aşk için.
Dışına çıkıp hayatın içindeki kendini ve geri kalan herşeyi seyretmek acı verir. Tarif edilmez bir acı.
Sensin ve değilsin. Parçalanmış bir nesne veya boyut değiştirmiş olduğunu sanırsın. Fantastik bir filmin içinde olduğunu düşünürsün, oysa herşey çok gerçek. Hayat: acıtan, gerçek.
Gazeteleri karıştırır, tv kanallarını
Anlar olur, doğru kelimeyi bulamaz insan, halini anlatamaz, senden anlamanı bekler. Gizemi çözecek bir ipucu arar durursun, sonra tahminlerde bulunursun. O an, bil ki, gerçeğin yolunda, lakin çok uzağında olursun.
Bil ki, insan halin bu; çaresiz, çareler arayıp duran. Kendini kilitlediğin zindanda esirsin.
Özgürlüğün
Yüreğin sesini bir başka yürek duyabilir sadece, ne akıl ne fikir ile anlaşılabilir yürek dili. Halini ne kadar anlatsa da, satır satır yağsa da Ruh'un insandaki sırrı çözülmez, tutunduğun Aşk olmadıkça...
Hayat dediğin, bir mum ışığı, rüzgar söndürene kadar yanan... İşte bu kadar vaktimiz var, sırt çantası misali, kimliğinle doldurduğunla lüzumlu olan... Vaktidir, sor kendine : "kimim ben"...
Buradasın ya, aklını kaçırmış olmalısın. Hayat böyle bir şey, seçenekler sunar, bedeli karşılığında. Oysa hepimiz masum geliriz dünyaya. Deli olmalısın veya karanlık tarafa geçmiş.
Yol yorgunu doğar insan, sonra tekrar bir başka yola çıkar.
Vadiler, tepeler arasında kıvrılan bir yolda kimimiz hızlı, kimimiz ağır adımlar atar.
Bazılarımız için bir dönemeç sonrası yol biter, bazılarımız için ufuklara kadar uzar, gider...
Adına yazılanların zaten yazılmış olduğu, söylenenlerin söylenmiş
Kaderinizi oylayın efendiler, lakin hırs, fesat, kin ile değil.
Bu muhteşem his hakkında bir kez daha yazmalıydım. Kimbilir, belki onu tarif eden o doğru kelimeyi bulurum umuduyla...
yolcu
kağıt, kalem, klavye:) yazmak
Dünya, belki İstanbul
deneme,öykü, şiir
insan, hayat
Benzerlik kurmadım