Ömer Faruk Hüsmüllü

Çapulcu Manyak - 14

-Bak, hatırladın mı bu bebek sensin. Annen seni ve kendini soğuktan korumak için yorgana sarmış. Kasabaya doktora gidiyorsunuz. Arabayı kullanan da baban. Sen bir aylık oldun. Çok zayıfsın ve hep hastasın.

Çapulcu Manyak - 12

Ve... Gözleri kör edebilecek şiddette bir ışık ile kulakları sağır edebilecek bir gök gürültüsü... Kendimi yere attım. Üzerime yıldırım düştüğünden eminim, yer sarsıldı, ama ne bende ne de yerde ateşin en ufak bir izi bile yok.

Çapulcu Manyak - 11

Ve... Kuş kayboluyor. Elime bakıyorum, kâğıdı parmaklarımın sımsıkı tuttuğunu görüyorum. Bu kuş gerçek miydi, hayal miydi? Kuş hayal ise bu kâğıt neyin nesi o zaman? Acayip bir ürperti geldi; bütün vücudum titriyordu.

Çapulcu Manyak - 9

Acılarımı, çektiklerimi bir başkasına nasıl anlatacağım? Anlatabilsem, o beni anlayabilecek mi? Anlasa ne olur, ne değişir. Bir iki ah, vah çeker; onun da samimi olup olmadığı şüpheli.

Çapulcu Manyak - 8

Mutfağa doğru koşturuyorum. Ocağı yanık unuttum sanıyorum. Bakıyorum, düğme kapalı konumda, çaydanlığın altında ateş yok; yani söndürmüşüm. Her ihtimale karşı çaydanlığı ocağın üzerinde alıp tezgahın üzerine koyuyorum.

Çapulcu Manyak - 7

Hayata bağlı değilim, ölümden korkmuyorum; gideceğim yerin buradan daha kötü olmadığından eminim. Cennete cehenneme inanmıyorum, ama gideceğim yerde sonsuz bir sükunete kavuşacağımı biliyorum.

Başa Dön