"Bir kitap, yazarı uyurken de çalışmaya devam eden bir fabrikadır." - Gabriel García Márquez"

Bu Fıkralara Gülerken Bayılanlar Oldu

Üç bayıltıcı fıkra var.

yazı resimYZ


EŞEKLİĞİNDEN
Bir gün bizim Bektaşi'yi zorla camiye götürmüşler. İmam o günkü vaazında alkolün kötülüklerinden bahsediyormuş. Bir ara cemaate dönüp şöyle buyurmuş:
-Efendiler, eşeğin önüne bir kova su koyun, bir kova da rakı hangisini içer?
Cemaat hep bir ağızdan:

  • Suyu hoca efendi, suyu... demişler.
    İmam efendi kendini tutamayıp daha da ileri gitmiş:
    -Neden peki efendiler? Neden rakıyı değil de suyu içer? diye sormuş.
    Cemaatten hiç ses çıkmaz olmuş, imam da sinirlenmeye başlamış.
    Bu arada bizim Bektaşi'nin de dayanacak gücü kalmamış ve imamın sorusuna şöyle yanıt vermiş:
  • Eşekliğinden imam efendi, eşekliğinden...

**
İŞE YARAR ŞEY
Bir gece yarısı derin bir uykuya dalan Hoca'yı, hanımı telaşla uyandırır. Hoca uykulu uykulu sorar:

  • Ne var hanım? Ne diye uyandırıyorsun beni?
    Hanımı:
  • Kalksana efendi, der korkulu bir sesle. Aşağı katta tıkırtılar duyuyorum. Eve hırsız girdi galiba.
    Hoca hiç aldırış etmez;
  • Merak etme hanım der, eğer işe yarar bir şey bulursa gidip alırız elinden!.

**
BABAM
Telefon çaldı.
Okul müdürü açtı.
İncecik bir çocuk sesi:
-Müdür bey, bizim oğlan bugün okula gelemeyecek. Biraz hastalandı da...
-Peki, siz kimsiniz?
-Ben mi...Babam...

KİTAP İZLERİ

Öyle miymiş?

Şule Gürbüz

Şule Gürbüz’ün Zaman ve Anlam Arasındaki Yankısı Bir kitabı roman yapan nedir? Belirli bir olay örgüsü, gelişen karakterler, diyaloglar mı? Şule Gürbüz’ün “Öyle miymiş?” adlı
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön