Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. -Joe Louis |
|
||||||||||
|
Babasının yapacağı bir hamleyi beklemeden elini tuttu ve duvara yapıştırdı. Kirli gömleğinin yakalarından tuttu ve belinden keskin ama paslanmış bir ekmek bıçağını çıkarmak suretiyle sert bakışlı adamın boğazına dayadı.Tuhaftır. O zamana kadar hiç korktuğuna bir kez bile şahitlik etmemiş bir adamı soğuk duvarın dibinde titrerken görüyordu.Solukları derin ve bir o kadar acıklıydı. Nihayet o an gelmişti. Bir deyişle silahlar çekilmişti ve ancak bu silahtan daha büyük bir silah bu mevzuyu kapatabilirdi. 18 yıldır bu anın hayalini kuran çocuk duygularına ve hayallerine esir düşmüştü sanki. Saniyeler ona saatler gibi gelmişti soğuk duvarın dibinde.Ağır bir çekim edasıyla o soğuk metal parçası yere çakılıverdi. Ve en kötüsü ne olmuştu biliyor musunuz ? O adam ölmedi ! Çocuk babasının boğazından hala inmemişti. Yıllarca sert bakışlarından sakındığı gözleri tam olarak onun gözlerini hedef almıştı bu sefer.Ağzından titrek ve üşümüş kelimeler süzülecekti. “Bugün ikimizinde istediği bir şey olmayacak. Biliyorum ölüm senin için bir kurtuluş. Ama bunun vebalini bana yüklemen ise tamamen senin kişiliğindeki problemleri işaret eder. Evet seni öldürmedim çünkü korktum.Herhangi bir insanın korktuğu şeyler gibi değil hayır. Ben senin güvenini ve sevgini kaybetme korkusunu yıllar önce kaybettim baba. Ben neyden korktum biliyor musun hele ? Senin değil hayallerimin katili olmaktan korktum ben. Geçireceğim güzel günlerin arasına mahpus damlarının girmesinden korktum. Parmaklıkların soğukluğundan,insanların kalleşliğinden korktum ben baba. Hayır ben senin oğlun olamam. Ben daha kaybetmedim. Ben sen değilim unutma. Hayatım seninki gibi bok çukurunun içinde yuvarlanmıyor. Sevgisini yitirdiğim bir oğlum ve sadakatine güvenemediğim bir karım yok benim. Olmasında zaten. Eğer beni ‘5 dakikalık zevkin’ yerine ‘gerçekten bir oğlum olsun istiyordum’ amacıyla doğurduysanız beni rahat bırakınız. Annem ve sen. Çünkü artık kontrolümü kaybediyorum sanırsam” Bu onun son konuşması oldu. Bir daha kimseyle konuşmadı. Konuşacak fırsatı bulamadan olayları korkak gözlerle izleyen annesi tarafından toprağa karışmak üzere yere düşürdüğü sert metalle ölüme sürgün edildi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Burak Kılıç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |