İncelemede
İlk Yirmi |
1
|
|
|
 |
Siz hiç pislik içine düşmüş bir altının değerini yitirdiğini gördünüz, duydunuz mu ya da bir altın küpünün içine bir parça tezek düşünce, o tezeğin altın değeri kazandığını gördünüz, duydunuz mu? Ben ne gördüm ne de duydum. |
|
2
|
|
|
 |
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü... Yine bir çok yerde bir çok konuşmacı, günün anlam ve önemine binaen övgü dolu sözlerle kadınları, kadınlarımızı yüceltmeye çalışacaklar... Toplumda başarı kazanmış bir kaç kadına ödüller verecekler... Bir sonra ki gün, 9 Mart günü ve sonraki günlerde gazetelere bir bakacaksınız bir kadın hunharca öldürülmüş, başka bir kadın erkekler tarafından tecavüze uğramış... Başka bir kadın babası ya da ağabeysi tarafından ağır yaralanmış... |
|
3
|
|
|
 |
Erken Cumhuriyet Döneminde Batılılaşma Adına Öz Musikimize yapılan müdahaleler... |
|
4
|
|
|
 |
12 Ocak Badem Ezmesi Günü... Tatlı sevenler ve de badem ezmesini sevenler için çok güzel, çok özel bir gün. Sanırım o gün de badem ezmesi satışlarında da büyük patlama olacağı gün gibi aşikar. Ayrıca fıstık ezmesi ya da fındık ezmesi sevenlerde bizim niye böyle özel bir günümüz yok diye itiraz edip yetkili mercilere baş vurabilirler, bizden söylemesi... |
|
5
|
|
|
 |
At eski kültürümüzde Asyalı atalardan tevarüs edilen belki en değerli şeydir. Atların bir yas alameti olarak ters eyerlenmesi Anadolu sahasında da uzun zaman devam etmiştir. At üzerinde geçen bir ömür sahibine şan katar. Üç senede bir padişahın atlarından birisinin yeniçeri ağasına verilmesi, bir armağan geleneği olarak ata verilen değeri gösterir. Has Ahır’ın işleyişi ayrıntılı bir nizamnameye bağlıdır. |
|
6
|
|
|
 |
Ey teknoloji, sen nelere kaadirmişsin? Eskiden babam ve arkadaşları çoğunuzun bildiği köy odalarında mırra eşliğinde sohbet ederlerken, köy yaşlılarının meclisi küçük oda bakla sofa bir mekanda bu mevzular da anlatılır bende bu konuşmaları can kulağıyla dinler sonra bunları hafızama kayıt etmeye çalışırdım. |
|
7
|
|
|
 |
Tam bir ay sonra LGS yani liselere geçiş sınavı yapılacak. Çocuğu bu sınava girecek her aile gibi biz de eğitim sisteminin ne kadar yanlış olduğunu gözlemliyoruz. Düşündükçe buradaki yanlışı nasıl kabullendiğimizi, çocuklarımıza böyle zarar verecek bir sistemi nasıl içimize sindirebildiğimizi anlayamıyorum. Eğitimci değilim ama kendimi duyarlı bir vatandaş bir anne sanıyorum yine de bu yanlışa boyun eğiyor ve hiç bir şey yapamıyorum.
Bu ülkede sürekli sağda solda seminer veren eğitimciler, psikologlar, pedagoglar, doktorlar var. Okullarda annelik, babalık seminerleri düzenleyen yöneticiler, çocukların sağlıklarını gözeten rehber öğretmenler var.
Bir de bütün bu insanların emeklerini hiçe sayan, yaptıkları işin tüm pozitif taraflarını, törpüleyen, yok eden, bir eğitim politikası ve sistemi var. |
|
8
|
|
|
 |
Ben İbreti Baba’yı ilk kez rahmetli Feyzullah Çınar’la tanıdım. Mahalli âşıkların içinde çok değer verdiğim, sazını, sözünü, karakterini hayranlıkla takip ettiğim Feyzullah Çınar’ı hâlâ severek dinlemeyi sürdürüyorum. |
|
9
|
|
|
 |
2.Ünite
Hukukun Kaynakları ve Uygulanması |
|
10
|
|
|
 |
Sosyal Düzen Kurallarının Türleri |
|
11
|
|
|
 |
Yazmak için yazarların da kendince sebepleri var mıydı acaba diye bir araştırma yaptım ve gördüğüm kadarıyla çoğunun yazmak için sebepleri var imiş. İşte o isimlerden bazıları niçin yazdıklarını şöyle anlatmışlar…
|
|
12
|
|
|
 |
Her ne ise, işte aldığım kitaplardan biri Kitap Yayınevi’ndendi ve “Ortaçağlar Anadolu’sunda İslâm’ın Ayak İzleri” adını taşıyordu. Hocanın diğer kitapları da Timaş Yayınevinden çıkmış: Türkiye Sosyal Tarihinde İslâm’ın Macerası ve Osmanlı Sufiliğine Bakışlar üzerine. Bu üç kitap da “Makaleler-Araştırmalar” alt başlığını taşıyor. Hem Türkiye’nin sosyal tarihinde İslâm’ın yerine dair son derece önemli tespitleri barındıran, hem de Ahmet Yaşar Ocak hocanın düşünce dünyasına ışık tutan, makalelerin bir araya getirildiği kıymetli eserler… |
|
13
|
|
|
 |
Hele hele bir insanın sevdiğini söylemesi, içindekilerini anlatması, hislerini bilmek, yüreğindekini hissetmek seven için en güzel armağandır değil mi? |
|
14
|
|
|
 |
Yahu bu Justin de artistik teki... Öyle zaten mi dediniz? Ben de farklı bir şey demedim. Anladık yürüyorsun da bunun reklamını niye yapıyorsun... Yürüyorsun madem, Aleyna kızımıza doğru niye gidiyorsun? Yürürken öyle sallana sallana mı yürüyorsun? Değil mi ama? İnsan hiç olmazsa ''Dağ başını duman almış yürüyelim arkadaşlar.'' marşı ile yürür, eğer ki birisine yürüyecekse... |
|
15
|
|
|
 |
Halil Cibran hakkında çok şey okudum. Sizler de çok şeyler duymuş olabilirsiniz. Cibran; gerek eğitim hayatı, gerek eğitim hayatı için Siyonist aileler tarafından finanse edilmesi yüzünden kendi döneminde bu coğrafyada çok fazla değer görmemiş sürgün yazarlar arasında yer alıyor. |
|
16
|
|
|
 |
İzniniz olursa eğer, ben de milletimin üstün yetenekli insanlarını gözlerinizin önüne sereyim. Altıyüzlira civarında asgari ücret alıp, ailesini bu ücret ile geçindirmeye çalışan bir işçi, sorarım size bu vatandaşlardan daha mı az yetenekli? Daha bitmediiii durun bakalım. Devlet dairesinde basit bir memur olup da üçyüzmilyarlık villlada oturan, aynı zamanda altında son model mersedesi olan bir memurmu bunlardan daha az yetenekli?
|
|
17
|
|
|
 |
Türkiye Cumhurbaşkanlarından İsmet İnönü' nün müzille ilişkisine dair |
|
18
|
|
|
 |
Okumanın sonu yok. Elime geçen her kitabı okumaktan gözlerim uzağı görmez oldu artık. Çok ilginç bu durum. Normalde yakını göremiyor olmam gerekirken uzağı göremiyor oluşumun hikmetini henüz çözebilmiş değilim… Demek ki gözlerimin uzağı görememesi okumayla ilgili bir durum değil deyip okumaya, yazmaya devam…
|
|
19
|
|
|
 |
Şarkılarda olduğu gibi şiirde de her yol ‘aşk’a çıkar. Ortak yönleri olsa da ‘yürek’ler kadar çeşitlidir aşklar. Sezai Karakoç’un tabiriyle “kaderin üstünde bir ‘kader’ olduğu” gibi, aşkların da ‘aşkı’ vardır. Kor alevler gibi ruhu sarıp sarmalayan, gözleri çeşme, yüreği rehin, zihni bulutlu yapan ve Leyla ile Mecnun, Mona Rosa ve Rüveyda’yı yeşerten masum aşk’lardır onlar…
|
|
20
|
|
|
 |
Hakan Yozcu ile Öykü, tiyatro, sanat üzerine bir söyleşi |
|