masmavi karasıydı
gecenin gök yüzüne uyanışı
bir bulut kaplamıştı
toz pembe bakışlarımı
bir gelin edasıyla süzülüyordu
bakışlarımda istanbul
köhne rıhtımın sızıntı ışıkları
yansıyordu suya
gök kubbe dolunaya boyanmıştı
kadehimde bu akşam
bir tutkulu sevgili gibi
yanaşıyordu rıhtıma
boğaz içi vapuru
onca sevdalıya kavuşur gibi
bir telaş içindeydi insanlar
bense bir köşede
kadehimle
yanımda bir iki dost
dilimde ıslak bir şarkı
çatal sesleri arasında
karışıyordu havasına rıhtımın
adını bile hatırlayamadığım
o meyhane
kuzgunumun gözlerinde
her kadehimde bir çoşku
kaplıyordu ruhumu
bakınca penceresinden
karşımda yedi tepe
ağır bir yük gibi
çöküyordu omuzlarıma
soluk kelimelere soyunmuştu
sohbetin havası
tekliyordu kelimeler
yokuşta takılır gibi
vites değiştiriyordu sanki
kâh sevgiden dem vuruyordu
kâh sevgisizlikten
kuzgunumun kanatlarının altında
kuzguncuk...!!!
beylerbeyi biraz uzakta
pembe martıları yüzüyordu bakışlarımın
boğazın serin sularında
bir başka güzel
istanbul bu akşam
adım adım yaklaştıkça
gönlüm sabaha.........alibaba.31 ağustos 2014 altınoluk
"kuzguncuk 1960'lı yıllar" canım gibi sevdiğim Ferit Akkan anısına