..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýçtenlik bütün dehanýn kaynaðýdýr." -Boerne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Dinbilim > lütfi akarçay




8 Ocak 2017
Ýslam Dünyasý’nda "Kavram Kargaþasý" Ya da Ýslami Düþüncelerin "Historisizm" Problemi... (2)  
lütfi akarçay
Yeter ki bizler içimizden "Kur'an bize yeter.." diye kuru-sýký sallayan cahiller deðil; "Fýkýh(hukuk) kiþinin lehinde ve aleyhinde olanlarý bilmesidir.." diyen Ebu Hanife gibi münevverler yetiþtirelim


:BDEC:

Mezheplerin kronolojik olarak ortaya çýkýþ seyrini ele almaya çalýþtýk..Þimdi sýra þu önemli soruyu tevcih etmeye geldi;
-Neden mezheplere ihtiyaç doðmaktadýr?
-Mezhepler olmasa Müslümanlar ve Ýslam Toplumu dini ve hukuki sorunlarýna çýkýþ yolu
bulamazlar mý?
-Bazýlarýnýn iddia ettiði gibi tek baþýna “Kur’an” veya günümüz diliyle “Kur’an Ýslamý”
Müslümanlara aydýnlatma-rehber olma konusunda yetmez mi?..
Bu konuya ýþýk tutabilmek için önce basit bir örneklemeden yola çýkalým..
Bir bina var karþýmýzda..
Bu binaya bakan üç insan var diyelim..
Bunlardan her birine;
-Bu binayý bize tanýmlayýn-anlatýn,diyoruz..
Bu üç kiþi de binayý gördükleri ve algýladýklarý þekilde tanýmlamaya çalýþýyorlar bize..
Biri binanýn dýþ cephesinden,
Biri kapý ve pencerelerinden,
Biri çatýsýndan baþlayarak anlatýyorlar..
Ama her birinin binayý tanýmlama-anlatma metotlarý farklý,deðiþken..
Birbirini tutmuyor..
Fakat bina ayný bina..
Binada en ufak bir deðiþiklik-farklýlýk yok bu üç insan ve bizim için!
Deðiþen-farklý olan sadece bu insanlarýn bize yaptýðý anlatýmlar-tanýmlamalar!
Bu farklýlýklar-deðiþimler o insanlarýn ve bizim eksikliðimizden kaynaklanabilir sadece;
Binanýn kendisinden deðil,unutmayýn..
Kur’an ve Sünnet karþýsýnda da Müslüman bireyin durumu týpa týp buna benzer..
Bir ayet veya hadisin veya Peygamberimiz’in bir fiilinin algý ve yorumu da böyledir..
Müslümanlar bir ayetin,hadisin ya da Peygamberimizin bir eyleminin altýnda yatan
Hakikatin araþtýrýlmasýnda farklý algýlamalardan kaynaklý muhtelif fikirler-yorumlar
serd edebilirler..
Bu farklýlýk-deðiþkenlik o ayetin,hadisin ya da fiili sünnetin eksikliðinden kaynaklanan bir olgu
deðildir;
o ayeti-hadisi-sünneti okuyan ve algýlamaya çalýþan beyinlerin dýþa vuran görüntüleridir..
Ayet ayný ayettir..
Hadis ve sünnet de..
Bizim gördüðümüz ise onlarýn “beyin atlasý”na düþen görüntüleridir..
Deðiþik renk ve görüntülerde aksetmiþ halleri..
Ve hiç biri “hakikat”in orijinali deðildir!
Ve asla Allah’ýn “maksudu”na ulaþamazsýnýz,sadece gayret sarf edersiniz..
Ve yine baþka bir tarihi anekdot-örnekleme ile devam edelim sorularýmýzýn cevabý için..
Ýslam Peygamberi,bedensel engelli olan sahâbisi Muaz b.Cebel’i Yemen’e vâli olarak
Gönderirken ona þu soru soruyordu;
-Ey Muaz,oraya gittiðinde halk içinde nasýl-neyle hükmedeceksin?
-Önce Allah’ýn kitabý Kur’an ile..Onda bulamazsam Resulullah’ýn sünneti ile hükmedeceðim,dedi
Muaz b.Cebel..
Allah Resulu sordu;
-Peki her ikisinde de açýk delil bulamazsan ne yapacaksýn?
-Kendi re’yim(ictihad) ile hükmedeceðim,diye cevap verdi..
Ýslam Peygamberi elini Muaz’ýn omzuna koyup;
-Bana ve Muaz’a istikameti gösteren Rabbime hamdolsun,buyurdu..
Bu olay tarihi vesikalarýn ýþýðý altýnda yaþanmýþ bir olay..
Bu olay;
“Kur’an yeter,sünnet ve ictihadlara ne gerek var!” diyenlere,..
“Mezhepler,Ýslam Toplumu’nu bölen-ayrýþtýran,gereksiz bir kurumdur” diyenlere
bizzat Ýslam’ýn Þâri’i tarafýndan verilen en saðlam cevaptýr..
Nitekim Kur’an’da Allah (c.c) Peygamberlere bizzat “ictihad” yolunu þu ayetle önermiþtir;
“(O peygamberleri) apaçýk belgeler ve kitaplarla gönderdik. Ýnsanlara, kendilerine indirileni açýklaman ve onlarýn da (üzerinde) düþünmeleri için sana bu Kur’an’ý indirdik.” (Nahl/44)
Buna en bariz örnek Bedir,Uhud ve Hendek savaþlarýndan önce Peygamberimizi(sav)’in bizzat
Sahabesi ile istiþare ederek savaþ stratejisi konusunda onlarýn reylerine müracaat etmiþ ve en son
Kendi içtihadýyla Bedir kuyularý etrafýnda yerleþme,meydan savaþý yapma ve þehrin etrafýný
Hendeklerle çevirme talimatý vermiþtir..
Ve yine Medine etrafýnda çevrili hurma aðaçlarýnýn bakým ve verimliliði konusunda sahabinin
Önerisiyle “aþýlama” metodunu tercih etmiþtir..
Ýslam Peygamberi bu konularda Allah’tan vahiy mi beklemiþtir?
Ortaya çýkan dünyevi konularýn halli-çözümünde “icma” ve ictihad metoduna baþvurmuþtur..
Nisa suresi 59. Ayet aslýnda bir Müslümana yol göstermesi açýsýndan en sarih olan ayetlerdendir..
“Ey iman edenler; Allah'a itaat edin. Rasule ve sizden olan emir sahiblerine itaat edin. Eðer bir þeyde
çekiþirseniz; Allah'a ve ahiret gününe inanmýþsanýz onun hallini Allah'a ve Rasulüne býrakýn. Bu; hem
hayýrlý hem de netice itibariyle daha güzeldir.”
Allah’a,
Resulu’ne
Dini otoriteye saygý ve kabul tavsiye ediliyor..
Devamýnda ise her hangi bir bireysel ya da sosyal bir olayýn vuzuhunda baþvurulmasý gereken
Merci olarak Allah’tan sonra Ýslam Peygamberi’ne müracaatý emrediyor..
Yani bizzat Allah Resulü’nün ictihadýna..
Zira Sünnet-i Resulullah Kuran’daki kimi emirleri izahat açýsýndan üç konumda bulunur;
Umumu “tahsis” eder
Mücmeli “tafsil” eder
Mutlaký “takyid” eder..
Sýrasýyla örnek vermek gerekirse;
Nikahlanmasý haram olan kadýnlarýn sulb,neseb ve itikadi yönden sýnýflandýrýlmasý..
Regl(hayz) lafzýnýn(kuru’) talak(boþanma)da vuzuha kavuþturan içtihadý..
Ýhramdan sonra “avlanýn..” emir sigasý/lafzýnýn mubah konumunda addedilmesi gibi..
Örnekleri çoðaltmak mümkün elbette..Çünkü Resul’ün nutuk ve kelamý Kur’an’ýn ifadesiyle
“vahiy” mertebesindedir..Ýþte Necm suresi 4. Ayet;
“O'nun size aktardýðý sözler, kendisine indirilen ilâhî haberden baþka bir þey deðildir.”
Elbette bu ayrýcalýk sadece Allah Resulü’ne verilmiþtir..
Peygamberimiz’den sonra da “ictihad” metodu sahabe-i güzin tarafýndan devam ettirilmiþ
Ve Abdullah B.Ömer,Hz.Aiþe,Abdullah B.Mesud,Abdullah B.Abbas gibi her biri birer
“fýkhî ekol” olan mümtaz þahsiyetler bu “ictihad ekolü”nün önde gelen temsilcileri
olmuþlardýr..
Peygamberlerin “nübüvvet” özelliklerinin baþýnda elbette gönderildikleri toplumlara önder olmak,
Sosyal ve bireysel olaylarý çözümlemek ve toplumlarýn sosyal ve kültürel yaþamýný düzene koymak,
Ýnanç ve ahlak ilkelerini yerleþtirmek gelmektedir..
Peki bu toplumsal paradigmada kendi rey ve ictihadlarý ile diðer bireylerin rey ve ictihadlarý
ne kadar yer almýþtýr?
Rivayetlerden bilindiði kadarýyla Medine hurmalýklarýnýn aþýlanmasý;
Bedir,Uhud ve Hendek savaþlarý stratejilerinin tayin edilmesi gibi bazý dünyevi konularda
Sahabe’nin de sorup teyid ettiði gibi hem kendi içtihadýný kullanmýþ hem de bazý sahabilerin
Rey ve ictihadlarýný tercih etmiþtir..Nitekim Bedir savaþýndan önce ordunun konumlanmasý
konusunda görüþünü serd ettiðinde Sahabeden Hubab B.Münzir;
-Ey Allah’ýn elçisi;
Bu sözleriniz Allah’ýn vahyi mi yoksa sizin içtihadýnýz mý? diye sorduðunda Resul;
-Hayýr,benim ictihadým buyurmuþtur..
Daha sonra bunu öðrenen Hubab B.Münzir kendi reyini Peygamberimiz’e sunmuþ ve Allah Resulü
Hubab’ýn reyini tercih etmiþtir..
Bütün bu teyidli tarihi rivayetler ve vâkýat göstermektedir ki,hem Resul hem de onun talebesi
Mesabesinde olan Sahabe-i Kiram “ictihad” metodunu kullanmýþlar ve bu metod dinî bir “umde/ilke”
olarak Ýslam hukukunda yerini almýþtýr..
Peygamberimiz sonrasý geliþen-büyüyen Ýslam Coðrafyasý,ortaya çýkan yeni hâdiseler
karþýsýnda baþta Hulefa-i Raþidin olmak üzere Sahabe-i Kiram ve Tâbiin’den önemli simalar
bu sosyal hadiselerin aydýnlatýlmasý konusunda büyük cehd ve gayret sarf etmiþler ve
halefleri olan tebe-i tabiin ve mütahhirun denilen selef alimleri de bu çabaya
destek vermiþlerdir..
Bütün bu cehd ve gayretlerin "Ýstinbad" yoluyla oluþturduklarý siyasi,itikadi ve hukuki
sosyal açýlýmlar birer "kurumsal disiplin" olarak topluma rehberlik edip yön vermiþlerdir..
Eðer bu "Ýctihad" ekolü vücud bulup geliþmeseydi ve "mezhepler" olarak müslüman bireyleri
disiplin altýna almasaydý müslüman toplum/ümmet içinde zaman zaman baþ gösteren
fikir anarþisi ve kavgalarý fikirden aksiyona geçecek ve önü alýnamaz sivil savaþlara
sebebiyet verecekti..Ve geçmiþte bunun izlerini yaþadýk-gördük..
Hariciler ile baþlayan,Mutezile ,Þia ve gulat-ý þia denilen þianýn radikal kollarý
ile devam eden bu "kaos atmosferi"nin verdiði,yol açtýðý fikri bölünme ve ayrýþma sünni
ekollerin itikadi-fýkhi çalýþmalarý ve sosyal disiplini;
Tasavvufun "ruhi disiplini" ile tolere edilmiþ ve Ýslam Toplu'nun siyasi,itikadi ve hukuki
dirayeti saðlanmýþtýr..
Daha sonra Batý'nýn emperyal politikalarý ve Ýslam Coðrafyasý'ndaki kaynaklara sahip olma
iþtiyaký ile müslümanlar arasýna serpiþtirilen Vehhabizm ve Kadýyanilik gibi "heretik"
bazý dini akýmlar taraftar bulsalar da "köklü" bir sistem olarak kalýcý olamadý ve
yayýlamadýlar..
Bugün de Fetö gibi Kesnizaniler gibi bir takým istihbarat örgütlerinin güdümünde olan
dini görünümlü heretik yapýlar ile "dinler arasý diyalog" martavallarý yürütülmeye çalýþýlsa da
özellikle Anadolu'dan baþlayýp Uzak Doðu'ya kadar uzanan "fýkhi ve itikadi disiplin" sayesinde
Ýslam Toplumu gerekli reaksiyonu gösterebilmektedir..
Sözün özü veya "özün sözü" dersek;
müslümanlarý sahip olduklarý bu "disiplin" sayesinde diri ve canlý tutan ve ayrýþtýrmacý
aksiyonlardan koruyan "Ýslami Ekoller" Ümmetin sigortasý olmuþlardýr..
Bu "deðiþim" ve "geliþim"e kapalý olmak deðildir;
aksine "ictihad" metodu müslüman bireyleri ilmin ýþýðý altýnda yeni çözümlere ve arayýþlara
iten,statükoya karþý deðiþim ve geliþmeye teþvik eden bir sosyal dinamiktir..
Yeter ki bizler içimizden "Kur'an bize yeter.." diye kuru-sýký sallayan cahiller deðil;
"Fýkýh(hukuk) kiþinin lehinde ve aleyhinde olanlarý bilmesidir.." diyen Ebu Hanife gibi
münevverler yetiþtirelim..

Vesselam



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn dinbilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýslam Dünyasý’nda "Kavram Kargaþasý" Ya da Ýslami Düþüncelerin "Historisizm" Problemi... (I)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ne Öðrendin Dersen Ey Yâr... [Þiir]
Yaþayarak Öðreneceksin Çocuk... [Þiir]
Uyansýn Umutlarým Güneþ Gözlerinde... [Þiir]
Bizden Gidenlerin Adýný Zaman Koymuþlar... [Þiir]
Leyla'ya Mektuplar - II - [Þiir]
Muna (Li) Sa’ya… [Þiir]
Düþmelerim Hep Senin Yüzünden... [Þiir]
Gelecek mi O Kervan... [Þiir]
Acýmý Kaybettim Despina... [Þiir]
Aðlasam Yaðmurlarda... [Þiir]


lütfi akarçay kimdir?

yazýlmamýþ en son þiiri,söylenmemiþ en son türküyü yüreðinde arayan adam. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Mevlana,Yunus Emre,M.A.Ersoy,Nazým Hikmet,Necip Fazýl,Yahya Kemal,Sezai Karakoç, vs...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © lütfi akarçay, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.