..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Özgür Umut YILMAZ




12 Şubat 2003
Beni Yeniden Yaz..  
Yaz ki, çatlamış dudaklarındaki uçurumu kapatabileyim..

Özgür Umut YILMAZ


Neon ışıklarıyla bezenmiş restoranların önünde insan avlayan yapışkan mahlukatların dolduruşlarına ağıza alınmayacak küfürler kuşanarak karşılık veriyor, lanetler yağdırıyorduk. Peşimizde sürüklenen müntehir gölgelerin...


:BBJA:
Hissettiklerimi duyumsamak isteyip istemediğini bir düşün. Bu yazıyı bir kenara atmak, görmezlikten gelmek, önemsememek en doğal hakkın. Ama unutma ki, düşlerim şaha kalktı mı utanç verir her bakış. Bu utanç veren bir yazı olacak.

Seni baştan çıkarmak dışında, şaşalı hayatın kenarına tutunmaktan başka hiçbirşey yapmıyorum, sevgili. Küçük nüans farklılıklarıyla geçmiş özlemlerimi tekrarlayıp, seninle paylaşıyorum. Anlayamadığım, bu tekrarların seni daha fazla etkilemesi. Herneyse.

Sedef sedef avuçlarına dökülen melodilerin eşliğinde bizi çıkmaza sürükleyen herşeyi bu izbe mekanda sana anlatmak istiyorum. Bu yüzden kadehimizdeki kiremit rengi şarabı yudumlarken “buraya sarhoş olmak için gelmedim..” gibi anlamsız bir serzeniş içine girme sevgili. Biz kadehimizde yaşayıp yaşamadığımızın kanıtını arıyoruz. Yine de boğazlı kazağımı çekiştirip, “Kalk gidelim buradan..” diyorsun. “Peki ama nereye?.” Gözlerinde çakan şimşekler bu soruyu hışımla geri çeviriyor, ardından şefkat yüklü bakışlarla, “Hadi gel..” kelimelerine teslim olmama neden oluyordu. Ve böylece kesik taşlı sokağın içinde akıp giden kalabalığa karışıyorduk..

Neon ışıklarıyla bezenmiş restoranların önünde insan avlayan yapışkan mahlukatların dolduruşlarına ağıza alınmayacak küfürler kuşanarak karşılık veriyor, lanetler yağdırıyorduk. Peşimizde sürüklenen müntehir gölgelerin karanlığına haspettiğimiz herşey bizi öfkelendiriyor, insan avcılarını ise korkutuyordu. Belki de ruhumuzu bir tutunç ağacı kadar kırılgan ve ele geçmez yapan, yıllanmış şarap tadındaki nefretimizdi.

Lanetli şehtin hüzünlü sokaklarını kasıp kavuran öfke fırtınası nihayet bizi gideceğimiz yere ulaştırdı. Darmadağınık, soğuk ve karanlıktı. Bu mekanda çatlamış dudaklarımızdan dökülen nefret yüklü kelimeler şehvetle yankılanırken, ruhumuz dans eder, gölgelerimiz ise sevişirdi.

Kadehler kederlenir, vücudumuz kenetlenirdi. Her sevişmemizin ardından dumanı hayallerimizle karışan bir sigara yakar, kadehimizdeki hüznün son damlalarını yudumlardık. Sonra, geçmişte yaşadığımz muhteşem günleri ve gittikçe tükenen yaşama sevincimizi anlatırdık. Şahidimiz, Oğuz Atay ve Cezmi Ersöz’dü.

Hayallerimizi yakıp birbirimizi ısıtmaya çalıştığımızı itiraf ederdik. Ben küllerimi getirirdim sana. Sen de savaşlarla kirletilmiş tarihe benimle geçmek isterdin. Oysa başaramadık sevgili.

Tükenmişler ile tutunamayanlar, Cezmi ile Oğuz, sen ile kesik taşlı sokak ve sert esen rüzgarlara dayanamayan ben... Hiçbiri de yanlış bir öyküde utanç veren duygularımız olduğumuzu kabul etmek istemiyor.

Oysa sonsuzluğa adanmış ruhlarımız haykırıyor;

Beni yeniden yaz!.

Yaz ki çatlamış dudaklarındaki
uçurumları kapatabileyim..

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Bunu onaylama,sende kalsın!
Gönderen: Esra Baykal / İstanbul
25 Nisan 2003
Neden bu kadar nefret dolusun? Neden kaleminden kan damlıyor? Betimlemelerin çok güzel, ama neden bu kadar saldırgansın? Bu arada küçük bir uayrı, nüans zaten fark demektir, "nüans farkı" tanımlaması dil açısından yanlıştır. Kızma bu kadar hayata o da ne yapsın, bir garip kurgu işte, değiştirmek senin elinde :) Kolay gele, Hoş kal!

:: Tebrikler..
Gönderen: Pelin / İzmir
21 Şubat 2003
Diğer yazılarınızı da okudum, güzel bir kaleminiz var, okuyucuyu sürüklüyor,merak ettiriyor.. Sağlam benzetmeler ve ifadeler var.. Kutlarım.. Kaleminizle kalın..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Özgür Umut YILMAZ kimdir?

sf

Etkilendiği Yazarlar:
sdf


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Özgür Umut YILMAZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.