Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery |
|
||||||||||
|
Yine o içimdeki karmaşıklık Koşuşturan insanlar Ölüm, doğum, kalabalık Karışık her karışım karışık Yine uyandım Uyuyamamıştım da aslında Çünkü İstanbul’um ben Uyuyamam ki Hiçbir zaman sönmez benim ışıklarım Ve çok fazla kalabalığım bir o kadar yalnız Büyüğüm epey O kadar da küçük Güçlüyüm ben Ama fazla savunmasız İstanbul’sun sen diyorlar Ne peki İstanbul Ben söylüyorum İstanbulluların her şeyi, Fakat hiçbir şeyleriyim ben Çünkü İstanbul’um. Bir saatlik Üsküdar’ım mesela Mavili bir kadın Oturmuş komodinine Rujunu sürüyor, vişneçürüğü Pudralıyor yüzünü Ne de güzel oluveriyor Gülüyor kahkahalarla Gidiyor, Çamlıca tepesinde geziyor Kaldırıyor kafasını, derin bir nefes alıyor Ve duruveriyor birden Saatine bakıyor önce, ardından etrafa Koşarak gidiyor evine Biraz da ağlayarak Mavili kadın, oturmuş Bir elinde mendille Siliveriyor makyajını Vişne çürüğü ruju, pudrasını Siliniyor mendille birlikte, o şen kahkahaları Kapısı çalıyor aniden Panikle açıyor kapıyı Karşısında bir adam Bağırıyor kadına Kadın susuyor Diyemiyor bir şey Kadın Susturuluyor.. Görüyorum ben, seyrediyorum Bir şey yapamıyorum Bozamıyorum ki suskunluğunu İstanbul’um ben. Bir saatlik Taksim’im ya da Kırmızılı bir kadın Karanlıkta, sokak lambaları arasında Koşuveriyor, nereye gittiğini bilmeden Korkarak, can havliyle Arkasında bir adam, elinde bir bıçak Koşuyor o da Kadının peşi sıra Ve acı bir çığlık. Kırmızılı kadın Yerde, Kırmızı kanları içinde Görüyorum ben, seyrediyorum Anlatamıyorum kimselere Dilim yok ki benim, İstanbul’um ben Bir günlük ise Esenyurt’um Yeşil gözlü bir kız çocuğu Elinde bezden bebeği Ve altında minderi Evinin bahçesinde Oynuyor kendi kendine Bir adam giriyor bahçeye Amcam gelmiş diyor Atlayıveriyor kucağına Çikolata alalım mı diyor amcası Bebeğime de alalım ama diyor, Gidiyorlar güya, çikolata almaya Annesi sesleniyor kızına Ses yok Çıkıveriyor bahçeye Kimseler yok Ardından zaman geçiyor Bulunamıyor yeşil gözlü kız çocuğu Günler sonra Yeşil gözlü kızın cesedi Bulunuveriyor o küçük cansız bedeni Parçalanmış elbiseleri O minicik burnu, elleri Gördüm ben, seyrediyordum Biliyordum da Engel olamazdım ki İstanbul’um ben Sadece gözlerim var benim her şeye şahit olup duyduğum kadın çığlıkları seyrettiğim acı dolu anları ve çoğu güçlü hallerine hayran olduğum Şehrim kadınları…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Übeyda Nur Karadağ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |