..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada birbirinin eþi ne iki görüþ vardýr, ne iki saç kýlý, ne de iki tohum. -Montaigne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk > Ýsa Kantarcý




10 Aðustos 2024
Zor Durumlarda Karakterini Koru  
Ýsa Kantarcý
zor.................................


:GF:
ZOR DURUMLARDA KARAKTERÝNÝ KORU

Aile kahvaltý masasýndaydý. Eyüp babasýnýn sert laflarýna dayanamayýp sofrayý terk etti. Sýk sýk böyle olurdu.
Bu evde anlaþýldýðýný düþünmüyor, hissetmiyordu. Ýlk en uygun fýrsatta evi sonsuza dek terk edecekti. Asansöre bindi. Apartmandan çýktý. Aylin, elinde çantalarla göründü. Selam verdi. Eyüp Aylin’i önemserdi. Aylin lise bir terkti. Ondan 2 yaþ büyüktü. Kedi gibi samimi sokulurdu Aylin. Birçok zor gününde onun yanýnda olmuþtu, diðer kýzlar gibi hopa zýppa þeyler peþinde deðildi. Teyzesinin emlak dükkanýnda sekreterlik yapýyordu.
Eyüp onun yanýnda kendini bir muhteþem insan, acayip deðerli bir varlýk olarak hissederdi. Belki de Aylin fazla iyi biriydi. Aylin durdu, çantadan bir kýrmýzý elma çýkarýp attý. Eyüp havada yakaladý elmayý, teþekkür etti. Aylin’in gözü gözüne deðince çok iyi hissederdi, Aylin’in mavi bakýþlarý vardý. Huzur veren.
Aylin sürekli bir koþturmaca içindeydi, sürekli bir takým iþleri halletmesi gerekirdi. Oturup saatlerce müzik dinlemezdi, cep telefonuyla ya da bilgisayarla uðraþmazdý, televizyon hiç seyretmezdi. Büyük bir gelecek, kariyer peþindeydi.

Her seferinde içtenlikle davranýrdý Eyüb’e; ama kýsa süreli ve ayak üstü olurdu bu sohbetler. Aylin çok kuvvetli bir kýzdý, kendini ayakta ve hayatta tutma taktiði her nasýlsa çok saðlamdý, Eyüp onu aðlarken ya da üzgün hiç görmemiþti. Babasý yýllar önce ölmüþtü, annesiyle yaþýyordu.

Eyüp, sorunlarýný unuturdu onu gördüðünde, o uzaktan el salladýðýnda bile. Oysa Eyüp onunla oturup bir saat baþ baþa hiç sohbet etmemiþti. Ama Aylin beraber 25 sene geçirmiþler gibi bir enerji, candanlýk yayardý. Aylin’in tatlý ve sihirli enerjisi olmazsa olmazdý. Ýlerde belki onunla evlenirdi ya da ona benzeren bir kýzla. Eðer Eyüp gelecekte iyi bir noktada olacaksa bunda payý Aylin’in büyük olacaktý. Çýkarsýz, þartsýz bir sevgiydi Aylin’inki. En az; ama en çok yardým edendi basit ve doðal karþýlaþmalarda. Eyüp’ün arasý herkesle, her þeyle kötü olsa bile tek bir insan yeterdi onu ayakta tutmaya, mücadele etmeye: Aylin ve gökyüzü ve güneþ. Hepsi ayný þeylerdi.

Güneþ yakýyordu mahalleyi, pinekleyecek gölge bir yer bulsa iyiydi, çardakta komþu yaþlý kadýnlar oturmuþ el iþi yapýp oyun oynayan torunlarýna göz kulak oluyorlardý.
Celil geçiyordu yoldan.
“Ýþin yoksa gel” dedi, kaldýrýmda ilerlemeye baþladýlar.
“Bizim eve boya yapýlacak da, boyacý adresi bulamadý, köþebaþýnda onu bekleyeceðim.” dedi Celil.
Bulvarýn baþýnda bekliyorlardý. Aðacýn gölgesinde.
“Evde bir sürü iþ var, yarýn da parkeciler gelecek. Can sýkýcý. Senden n’aber?”
“Ne yapacaðýmý kestiremedim. Yapacak iþim yok. Bakýnýyordum öyle. Karným çok aç, eve gidesim yok. Bir þey yapasým yok.”
“Evde bir þey mi oldu?”
“Boþ ver.”
“Takma kafana. Olur.” Güldü.
Alýmlý ve parfüm kokulu sarýþýn bir kýz geçiyordu önlerinden. Daracýk kot pantolon giymiþ.
Celil kýza baktý: “Nasýl?”
“Çok güzel.”
“Portakal…orda kal…. Mustafa abinin kýz kardeþi o.”
“Ne bileyim.” Güldü.
“Duydun mu birini öldürmüþ.”
“Vay!”
“Kim bilir ne kadar yatacak, iyi bir adamýn o halde, orada olmasý acý. Ýnsan bazen neyi yapacaðýný, neyi yapmayacaðýný bilemiyor, öfke iþte. Acaba biz ne yanlýþlýklar ya da suçlar iþleyeceðiz? Bu çevrede Mustafa abi kadar yürekli biri görmedim. Herkes kendi derdinde, çýkarý peþinde… Þu tipe, geçene bak. Buna ne dersin?”
Ceyhun geçiyordu yoldan.
Eyüp güldü.
Celi dedi ki: “Ceyhun’dan hiç hoþlanmýyorum, bir gün onu güzelce pataklayacaðým. Uygun bir sebep çýktýðýnda. Buna bir kere selam verdim, umursamadý beni, baþýný çevirip gitti, o günden beri gýcýðým buna. Süslü güzel kýz arkadaþlarý da var. Bizimle tanýþtýrdýðý yok. Komþuyuz þurada. Bana faydasý olmayan komþuyu döverim arkadaþ! Dayaðýn kralýný hak eder.”
“Bir yanlýþlýk yaptýðýmda annem bana hep onu örnek gösterip över. Kibar, sessiz, sakin, çalýþkan falan filan. Ben de sevmem onu. Ama insan sonuçta, tanýsak severiz belki de.”
“Akþam senle bizim evin arkasýnda yakalým mangalý,
tavuk piþiririz, ne dersin?”
“Olur.”
“Nerde kaldý bu þapalak boyacý be?”
“Geliyor bak.”
Celil el salladý, araç kenara yanaþtý.
“Akþam bize gel” dedi Celil. Araca atladý, araç uzaklaþtý.
Eyüp eve gitmeyi, karnýný doyurmayý düþündü; ama biraz daha oyalanmalýydý, babasý evden çýksýndý.
Ceyhun annesiyle birlikte geçiyordu oradan.
Eyüp yerde gördüðü boþ meyve suyu kutusunu fark etti, üstünde sýçrayýp patlattý kutuyu.
Kadýnýn ödü patladý. Ceyhun hýþýmla gelip tokat patlattý. Eyüp karþýlýk verecekti, bilemiyordu, çok öfkeliydi, tam o sýrada kadýn araya girip oðluna çýkýþtý ve Eyüb’e de sakinlik sözler söyledi. Bir omzunu okþadý.
Ceyhun annesiyle giderken arkasýna dönüp parmaðýný tehditle salladý, bu hesap burada kapanmadý dercesine.
Eyüp, boþ kutularý ya da florasan lambalarý patlatmayý severdi, patlama sesi hoþuna giderdi, çocukluk günlerinde edinmiþti bunu. Yediði tokatla kalmýþtý ve çok kýzgýnlýðý eriyordu. Güldü kendine.
Eyüp az ilerdeki parka gidecekti, Celil bisikletiyle geldi arkadan: “Gel benle, annem sosis kýzartý, kahvaltýda bir sürü þey var, sen aklýma geldin!”
Eyüp, bisikletin ortasýna oturdu, Celil bedallara bastý.

Eve geldiler, kahvaltý masasýna oturdular, kahvaltýdan sonra Celil Eyüb’le beraber boyacýya yardým etmeye baþladý,
boyacý ne isterse onu yapýyorlardý, Celil’in babasý Saim ara ara onlarýn yanýna geliyor, denetleme yapýyor, iþin ne boyutta olduðuna, nasýl yapýldýðýna bakýyor, o esnada bir sohbet açýlýyor boyacýyla aralarýnda, Celil de sohbete giriyordu. Saim çok esnek bir adamdý. Eyüp buna þaþýyordu. Siyaset ve ülkenin geleceði hakkýnda konuþuyorlardý. Celil yer yer babasýna kýzýyordu, fikirlerini dengi bir arkadaþýna anlatýr gibi rahattý. Üstelik babasýnýn hiç sevmediði, yerden yere vurduðu partiyi destekliyordu. Eyüp babasýyla böyle asla konuþamazdý.

Akþam yaklaþmýþtý.
Celil, tavukçuyu aradý, tavuk ýsmarladý, motorlu eleman gelip tavuklarý getirdi.
Bunu babasýna ya da annesine sormadan yapmýþtý.
Eyüp bunu kimseye sormadan asla yapamazdý, sorsa bile izin verilmezdi. Tavuk mutfakta piþirilirdi sadece.

Mangal sefasý bitmiþti geç saatte. Eyüp dairesinin ziline bastý korkarak. Annesi kapýyý sessizce açtý ona.
“Bu saate kadar nerdeydin? Ýpini koparan köpek gibi sokaklarda ne yapýyordun?!”

“Baban kafaný patlatacak!”

“Anne, uykum var.”
Gece yarýsý uykudan kaldýrdýn beni, yarýn görüþürüz senle! Feride hanýmý korkutmuþsun fena halde. Kafayý mý yedin, kutu patlatmak da nedir, eþek kadarsýn. Büyü artýk. Ceyhun’un eline saðlýk, seni güzelce pataklamalýydý.”
“Ceyhun mu söyledi?”
“Feride haným geldi, özür diledi. E kadýn haklý, bir de özür diledi, beni çok utandýrdýn!”
Annesinin can dostu Feride’ydi.
Odasýna girdi, üstünü çýkardý, pijamalarýný giydi, ýþýðý kapatýp yataðýna uzandý. Aðlamaya baþladý.
Celil arýyordu. Cep telefonunu eline aldý, açacak durumda deðildi; ama açmasa olmazdý. Celil ses tonundan durumun ne olduðunu az çok anlayabilmiþti.
“Ne yapýyorsun diye bir bakayým dedim. Sizinkiler sert çýktý mý, nedir durum, merak ettim, en son moralin çok kötüydü, çok ýsrar ettim; ama bizde kalmadýn, nedir durum?”
Eyüp Ceyhun meselesini anlattý.
“Kafana takmamayý baþardýkça hiçbir þey seni sarsamaz.
Televizyonda yabancý dizilerde küçücük çocuða seninle konuþabilir miyim diye soruyor ebebeynler, o diziler saçma sapan olabilir; ama o noktalarý çok saðlam. Ebebeynler hata yapýnca özür diliyor. Beni baðýþla diyor ya da öpebilir miyim, sarýlabili miyim diye soruyorlar. Çocuk ve gençler birey olarak saygý görüyor ailede. Bizde tam tersi. 25 yaþýnda olsan bile yetiþkin muamelesi yapmýyorlar sana. Maddi olarak onlara baðýmlýysan birey /yetiþkin deðilsin. Ýnsanlar eðitimsiz, cahil, sert, gergin. Neþesiz. Çeþit sýkýntýnýn olduðu bir ülkeyiz. Ýyi taraflarýna odaklan. Bir köþede uyuþtutucu içerek ölen gençlerden biri olmamak için mücadele þart. Zor durumlarda karakterini, sabrýný koru. Pisliðe bulaþmazsýn böylelikle. Yarýn ben o Ceyhun’u bulup aðzýný burnunu kýracaðým.”
“Sakýn yapma. Ona gereken dersi ben vereceðim. En uygun þekilde.”
“Peki o zaman. Ama izin verdiðin zaman, onu güzelce döverim. Ýz býrakmadan. Þunu da söylemem lazým; insanlarýn sana bakýþ açýlarýný beðenmiyorsan, deðiþtirmek için elinden gelen her þeyi yapacaksýn, kendini kabul ettirirsin, fikirlerini kabul ettiremesen de saygý duyulmasýný saðlarsýn. Cesur ol.”

Ertesi gündü. Eyüp geç kaktý ve bir süre evde bilgisayar baþýnda vakit geçirdi. Sonra sokaða çýktý. Takýlacak kimse yoktu. Dostlarý ya köylerine ya da tatil yerlerine gitmiþti, birkaç dostu da yaz aylarýný çalýþarak geçiriyordu. Eyüp de bir iþte çalýþmak istemiþti; ama babasý izin vermemiþti.
Cep telefonunu eline aldý ve Celil’e mesaj çekti.
Celil evde deðildi, kuzenine gitmiþti, akþam ya da yarýn dönecekti.
Eyüp, basket sahasýna gitmeye karar verdi. Bodrumdan topu alýp yola koyuldu.
Sýcak hava kavuruyordu ve burada basket oynamak delilikti.
Okulun basket sahasýna yakýn tek katlý bir ev vardý, bahçesi kocamandý, Eyüp o tarafa, aðaçlarýn gölgeye geçti. O evde sert karakterli bir adam ve melek gibi yumuþak karýsý yaþardý. Eyüp okuldan çýktýðý kimi günler bahçe çalýþan adamdan meyve rica ederdi, þeftali, incir, armut ya da elma.
Adam meyve aðaçlarýna çok iyi bakardý, 2 ineði vardý. Adam sütü kapýsýna gelenlere satardý ve incirleri bakkala verirdi, bakkal satardý onlarý.
Evin bir yaný boþ arsaydý, adam ineði buraya baðlar, otlamasýný saðlardý. Eyüp, küçükken, ilkokul dönüþü ondan elma ya da baþka meyve istediði çok olmuþtu, asabi karakteriyle bilinen ve çocuklarýn korktuðu bu adam her seferinde Eyüb’ü boþ çevirmemiþti.
Yýllar geçmiþ, adam yaþlanmýþ; ama güzel bahçeli evinin önünde
yine arý gibi bir þey yapmaktan geri durmuyordu.
Eyüp, selam verip bahçeye girdi.
“Selam Hamit amca. Sen eskiden elma verirdin bana. Unuttun tabi.” Güldü.
“Yaþlýlýk iþte.” Güldü.
“Ama bilirsin çok þey.”
“Yok caným. En azýndan görgüyü bilirim. Ama þu var; ömrünüzü görgüsüzlükle geçirirseniz; bir gün tuþa gelirsiniz.”
Sohbet öyle aktý ki… Eyüp, bahçe iþlerinde ona yardým etmeye koyulmuþtu. Birkaç saat geçmiþti. Eyüp oradan ayrýlýrken Hamit ona bir poþet dolusu þeftali verdi.

Eyüp eve gelmiþti.
Birisi onu bahçede Hamit’e yardým ederken görmüþ, annesine yetiþtirmiþti.
“Oraya bir daha gitmeni istemiyorum!”
“Yaþlý ve zararsýz biri o. Derdin ne; anlayamadým?”
“Oraya gitmeyeceksin! Ýyi biri deðil o adam.”
Babasý da içerden, televizyonun baþýndan dedi ki: “Oðlum, o adam sabýkalý, birini baltayla öldürmüþ. 20 yýl yattý cezaevinde. Böyle birinden iyi hiçbir þey öðrenemezsin. Hastalýk kaparsýn ondan, yanlýþ huy, yanlýþ bir þeyler. Ne bileyim. Sonra onun gibi olup cezaevinin yolunu tutarsýn oðlum. Temiz geçmiþi olan, iyi giyimli ve iyi insanlarla takýlacaksan takýl. Ceyhun gibi. Babasý da örnek insan, iyi para kazanýyor, oðlu çok saygýlý, efendi bir çocuk.”
Eyüp ses etmedi; çünkü Celil’in dediklerini hatýrladý, kesinlikle takmayacak; ama inandýðýný ve bildiðini okuyacaktý.

Ertesi sabahtý. Kapý zili çalýyordu ve kapýya bakan yoktu. Mecburen Eyüp gitti.
“Selam. Anne yok mu?” dedi Ceyhun.
“Çaðýrayým.”
Ceyhun ona göz kýrptý, Eyüp bu dostça hareketi hiç takmadý.
Az sonra Þenay kapýya geldi.
“Annem sizi kahvaltýya bekliyor, Þenay teyze.”
“Az sonra gelirim.”
“Þey diyecektim, denize gideceðim, Eyüp de gelebilir isterse, iletirseniz.”
“Tabi caným. Ýyi geçinin ama.”
“Söz. Annem birlikte giderseniz iyi olur demiþti, olayý biliyorsun, severim Eyüb’ü.”
Þenay güldü: “Denize hemen mi gidiyorsun?”
“5, 10 dakika sonra. Aþaðýda onu beklerim.”
Þenay, kapýyý kapattý. “Ceyhun, denize gidiyor, seni de çaðýrdý, birlikte eðlenirsiniz.
“Hayatta gitmem!”
“Hata edersin derim. O zaman evden kaybol, kýz kardeþinin arkadaþlarý gelecek.”
“Peki” dedi, hazýrlandý, annesinden harçlýk aldý, dýþarý çýktý.
Apartmanýn bahçesindeydi.
Ceyhun’un elinde basket topu vardý, yere vura vura yanaþtý Eyüb’e.
“Nasýlsýn kardeþim?”
“Ýyidir.”
“Az sonra kýzlar gelir, (güldü) mayonu giydin mi?”
“Gelmiyorum ki.”
“Annen iletmedi mi denize gideceðimi.”
“Ýletti de…”
“Ben sanmýþtým ki… buzlarý eritirdik… Ben de geliyorsun sanýp sevinmiþtim. Kýrýldým bak. Kýz arkadaþlarým da gelecek. Çok eðleneceðiz. Kýzlarla tanýþmayý istersin herhalde, hepsi çok güzel kýzlar. Bunu kimseye teklif etmem bilesin. Yeniden düþün dostum?”
“Teþekkür ederim; ama benim baþka bir planým var.”
“Yalan atýyorsun. Bak insanlýk yaptým geldim yanýna, beni umursamýyorsun! Sen bu böyle devam et!. Acý çekeceksin. Çok piþman olacaksýn!”
“Ama sen de bana tokat attýn boþ yere. Bana babam bile öyle vurmadý hiç.”
“Olan olmuþ, unutmalým derim. Sana dostluk elini uzatýyorum Eyüp, haydi!”
Eyüp elini uzatmadý.
“Öyle olsun” dedi Ceyhun. “Sana uzattýðým dostluk elini geri çevirdin, tutmadýn bile. Ama sen bu hâlinle hep kaybeden olacaksýn. Ben güzel bir evde yaþarým. Ýyi bir þirkette çalýþýrým. Güzel bir karým ve çocuklarým olur, sen sürünür durursun. Buralarda takýlacak kimse bulamýyorsun, yalnýzlýk acýsý çekiyorsun. Sunduðum þansý çocukluk yapýp reddediyorsun. Bir de þu var, demeden edemeyeceðim; bence ebebeynlerinin sözünü dinle, o cezaevi eskisi katil morukla hiç görüþme.”
“Sen bunu nerden biliyorsun?”
“Babam görmüþ seni. Annemle konuþurlarken duydum. Annem konuyu annenle konuþacaðýný söyledi. Bilirsin ailem senin kötülüðünü istemez ki… Barýþmayacak mýsýn benle?”
“Özür bile dilemedin.”
“Olan oldu, neyse, sana son kez elimi uzatacaðým, ya sýkarsýn ya sýkmazsýn senin bileceðin iþ.” Elini uzattý.
Eyüp karþýlýk vermedi.
“Özür dilerim.”

“Peki.”
Eyüb’ün caný barýþmayý çok istedi; ama bunu kýzlar için kabul ettiðini düþünürdü Ceyhun, bu yüzden elini uzatmadý, baþka bir zaman ona elini uzatmaya karar verdi.
“Baþka bir zaman” dedi Eyüp.
Ceyhun çevreyi gözetledi, kimsenin olmadýðýný görünce, aniden diðer eliyle karna yumruk atar gibi yaptý.
Eyüp korkup sakýndý. Ceyhun güldü: “Salak seni… Peki, kardeþim, baþka zaman olsun.”

Eyüp, o gün da Hamit’in yanýna uðradý, saatlerce bahçede kaldý, yedi içti, iþlerde ona yardým etti.

Yýllar geçmiþti.
Eyüp çok deðiþmiþti, fiziken ve ruhen.
Üniversite okuyordu, edebiyat fakültesinde, yazar olmayý kafasýna koymuþtu. Yaz tatiliydi.
Mahallede çok þey deðiþmiþ, imar planý gerçekleþmiþ ve eski binalar yýkýlýp yerine yenileri yapýlmýþtý.

Aylin, yaþýndan büyük bir adama çok âþýk olup evlenmiþ, çalýþmayý býrakýp ev kadýný olmuþ, bir çocuðu olmuþ, sonra kocasýnýn uyuþturucu baðýmlýsý olduðunu öðrenmiþ, boþanmak istemiþ, kocasý tarafýndan býçaklanarak öldürülmüþtü.
Celil ise siyasi iþlere, þeylere yakýn bir üniversitede okuyordu.
Hamit ve karýsý ölmüþtü. Harabe evi ve arazisi satýlýða çýkarýlmýþtý emlakçý tarafýndan.
Celil, üniversiteden siyasi nedenlerle kavgalý olduðu çocuklarla yolda karþýlaþýnca kavga baþlamýþ, Celil’i býçaklamak istemiþler, Celil kaçmýþ, taraflardan birinin elinden düþürdüðü býçaðý alýp ataða geçmiþ, onu öldürmek isteyen genci aðýr yaralamýþ, cezaevine düþmüþtü.
Eyüp, haberi alýr almaz onu görmek için cezaevinin yolunu tuttu. Ama onu göremedi, hastaneye götürülmüþtü, Eyüp uzun bir süre bekledi, cezevi aracý geldi nihayet, ayak üstü konuþtu Celil’le, kýsa bir süre, Celil Ceyhun’un da burada yattýðýný söyledi.

Ceyhun ve takýldýðý arkadaþlarý araba çalmak, gasp, tecavüz, banka ve internet dolandýrýcýlýðý gibi bir sürü suçtan cezaevine düþmüþtü. Bir insanýn bilgisi yetse bile, onu taþýyacak erdemi yoksa, neyi kazanýrsa kazansýn, sonunda her þeyi yitirirdi. Hamit böyle demiþti Eyüp’e. Ona böyle çok öðüt vermiþti.
Ceyhun’un; aklý, bilgisi, zekasý normal üstüydü.
Ama yanlýþ þeylere kafa yorunca o yollara akýp gitmiþti.
Celi dedi ki: “Mutlaka onu ziyaret et, belki bir þeyi anlamasýna, kavramasýna yol açarsýn. Bir kez karþýlaþtýk, berbat haldeydi. Çok acýdým ona.”

Eyüp bekliyordu Ceyhun’un gelmesini.
Kýsa bir süre sonra Ceyhun geldi.
Eyüp ona elini uzattý, geçmiþi hatýrlayarak. Malum günü.
“Nasýlsýn?” dedi Eyüp.
“Ýyiyim.”
Güldü. “Nerden çýktýn sen?”
Eyüp, Celil’den söz etti.
Ýkisi de sustu.
Ceyhun önüne baktý, uzun bir süre sonra gözlerini yerden kaldýrmadan dedi ki gözlerinden yaþlar düþerek: “Düþtüðüm boþluðu hayal edemezsin. Ne hayal ettim, nereye geldim. Annem trafik kazasýnda ölüp gitti aniden. Tek o gelirdi. Artýk yok. Babam da yeni bir kadýnla evlendi, buraya düþtüðümden beri yokmuþum gibi davranýyor. Ya sen ne oldun? Keþke senin gibi biri olabilseydim. Herhalde iyi bir mesleðin vardýr, üniversitede okuduðunu duymuþtum. Berbat haldeyim. Bazýlarý yaþarken ölür. Ölmekten beter oldum.”
“Olur böyle þeyler. Böyle anlarda insan yeniden doðar. Hatýrlýyor musun, bana acayip sert bir tokat patlatmýþtýn, sonra barýþmak için denize gitmekten söz etmiþtin, o gün keþke barýþsaydým seninle, çok piþman oldum.”
“Geç de olsa elini uzattýn kardeþim.”
“Umut kesmemek lazým. Ders çýkarýyorsan tamamdýr. Burnuna ne oldu o bandaj ne için?”
“Kýrýldý. Yani biri sataþtý, kavgada oldu. Yarýn ameliyat olmam lazým. Yanýmda bekleyecek kimse yok.
“Ben olurum yanýnda.”
“Ama izin vermezler.”
“Belki verirler.”
“Gövdene bir testere yapýþtýr, kelepçeyi sökmek için. Kaçýp giderim bir yere.”
“Tabi.”
Güldüler.
Bir süre daha konuþtular.
Eyüp, oradan ayrýlýnca alýþveriþe gitti. Ýç çamaþýrý, terlik, pijama, havlu, peçete, kolonya, ýslak mendil, bir çift terlik ve gerekli gördüðü birçok þey, içecek, yiyecek ve giyecek satýn aldý. Ameliyat olacak bir hastaya ne lazýmsa, aþaðý yukarý.
Ertesi gün bunlarý Ceyhun’a verdi.
“Annemin yapacaðý þeydi bu, çok teþekkür ederim!” dedi Ceyhun, “10 yýl yersin diyorlar. Ben sadece onlarýn arasýna bir kez katýldým, eðlencesine; sarhoþtum, iþbirliði yapýp beni elebaþý gösterdiler. Ýþim bitik. Ama içlerinden biriyle çok sýk takýlýrdým. Ne bileyim baþýma bir çorap öreceklerini. Ama hep derdim kendime, bu çocuk densiz, görgüsüz, uzak dur ondan. Bazý hareketlerinden iðrenirdim. Ama severdim onu, ayrý kalamazdým. OIan bana oldu”
“Tuþa geldin demek. Bir arkadaþýmýn babasý avukat. Ýtibarlý biri. Senin için görüþeyim.”
“Çok iyi olur. Adam olmayý baþaramadým. Düþtüm bu hallere.” dedi gözlerinden yaþlar düþerek.
“Henüz þansýný yitirmedin. Takma kafana… Burada zamaný geçirmenin zor olduðunu anlarým, bir faaliyet yaptýrýyorlar mý?”
“Yok be. Ne gezer. Bir abi var, kuþçu, onun kuþlarýna bakmak ve uçurmak çok zevkli, en mutlu anýmý onlarla yaþýyorum.”
Muhabbet uzadýkça uzuyordu.
Gardiyan göründü: “Süre bitti, gidiyoruz.”

Ýsa Kantarcý



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sevgi ve arkadaþlýk kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Atlar ve Ýnsanlar (Aþýklar Ýçin)
Dað Köyünde Kýz Kardeþler (Burma Kadayýf)
Daðýýn Atmosferine Kapýlan Kýzlar
Kara Þimsek ve Kardeþleri
Dindar Kýzýn Kendini Arama Çabalarý
Ýstanbul Sözleþmesi
Bir Kýzla Bir Erkeðin Dostluðu
Bazý Kýzlar Çok Deðerlidir
Siyah Yavru Sokak Kedisi
Sevgi ve Arkadaþlýk Hikayesi

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þeftali Bahçesinde
Genç Kýzlarýn Ýç Dünyasý ve Dýþardakiler
Yýl 3050 Türkiye
Yýldýz Adam Hatýrasý
Zengin Kýz ve Tesisatçý Çýraðý
Ýlk Aþk
Ýyi Kýzlar Severken
Demir Kafes Kýzlarý
Rus Kýz Aleksandra
Uçmanýn Formülü

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Göðsümde Ateþ Böceði Gibi Parlayacak [Þiir]
Rüya Tarlasýnda Bitmiþ Bir Kýz Gördüm [Þiir]
Þimdi Yak Bir Sigara [Þiir]
Sahil Olduklarýný Hatýrla [Þiir]
Remzi [Þiir]
Bir Kadýnýn Geliþim Süreci [Þiir]
Bir Kedi Bir Fikir Meme [Þiir]
Kapý Açan, Cebrail [Þiir]
Seni Mutlu Edeceðim [Þiir]
Birds And Girls [Þiir]


Ýsa Kantarcý kimdir?

yazar

Etkilendiði Yazarlar:
jack london


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ýsa Kantarcý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.