..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir deliyle başederken, yapılacak en mantıklı şey normal rolü yapmak. -Herman Hesse
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Umut > cagatay




15 Nisan 2003
günlük 1  
cagatay

:BCGF:
01.01.2003



Selam günlük,

………………………………

Bir yer var bir yer

Bilmiyorum

Her şeyi söylemek mümkün

Dediler

Hisset, orada, bak, gör, al, sakla

Bakıyorum, göremiyorum

Elimi uzatıyorum, hissedemiyorum..

Acaba yalan mı söylediler..

Bir yer var bir yer..

Bilmiyorum..

Kendime yalan söylemekten bıkmışım

Acaba biliyor muyum?

Bir yer var mı?

………………………………



Umutsuz dağlardan yeis tepelerine koşuyorum. İçimde garip bir his, her an galeyana gelmem mümkün… Bir yanardağda kızdırmışlar ruhumu sanki.. Tutacağım ellerim mi kirli yoksa ellerim mi kirleniyor habire tutmaktan bilemiyorum…

Karanlık…

Karanlık… Işık gelince silinen varlık..

Ruhumu karanlıklara emanet edeli, ışık kendine küfrediyor.. Ya da karanlık yalan fısıldıyor.. Neredeyim ben? Ayağımın altında kayan ne? Kimim ben?

Cehalet mutluluk mu? Ben bilmişlik sendromları geçirirken cehalet içinde değil miyim? O zaman neden mutlu değilim? Mutluluk izafi mi? Mutlu olduğumun mu farkın da değilim yoksa?

Acı nedir? Acı can evime çivi çakan kiracı mı hakkaten? Silkinmek mümkün değil mi yoksa ondan? Acı çeken mutlu olamaz mı? Ya mutlu olan..

Hayatım, hayatım..?!

Kafamda bir ses durmadan uğulduyor. Duruyorum. Susuyorum. Dinliyorum. Anlamıyorum ne diyor?!

Umut dağıtan Noel babanın sepetinde kendisi için bir şey var mıdır? Kendi derdine derman bulamayan doktor var mıdır? Neler hisseder acaba? Çok zor değil günlüğüm ben neler hissediyorum sence, onu..

Yıl sonu mu yıl başı mı? Keder mi sevinç mi dersen? Herkeste bir sevinç.. Tersten bakınca ne de bir garip hayat? Ne bir hırçın yürüyor insanın üstüne.. boğulmamak için yüzmeyi bilmek yeter mi sence?

Uzaktan bakınca görülmeyen karıncalar gene de çalışmaya devam etmiyorlar mı? Bazı şeyleri bilmememiz, onların olmadığı anlamına gelmez ki..! Ya bilmediğimiz şeylerden sorumlu muyuz illaki? Ya bildiklerimiz..!

Kar yağınca bu şehre her şey beyaza boyanır. Ressam yapar gene yapacağını.. bizse sadece susarız.. bazen konuşuruz da.. ölüm karlar altında saklanmaz her zaman. Bazen konuştur bizi.. acı çekince mi konuşmak lazım illa ki..

Beynimin kıvrımlarında dolaşmak isterdim. Hayalimde yaşamak isterdim. Şeytanla yüzleşmek, cennete girmek isterdim. Ama sadece kar yağar fikirlerime. Kentin altında kalır ölüm..

Uzaklardan bir ses duyarım sonra tam kulağımda çınlar. İlla eski radyolar mı olur kitaplarda dijital walkmanler neden olmaz? Bir walkmanden bir şarkı heyecana verir ruhumu. Bir türkü de bastırır heyecanımı. Uzaktan bir ses duyarım sonra. Aşka inanmadığımı itiraf ederim. Dudaklarımda unutmaya yüz tutmuş bir dua belirir. Kendimi hesaba çekerim. Dünya çağırır beni. Ardından başka bir şarkı, elimle gözümü kapatır. Susarım.

Bir bir dökülür eski bir evin sıvaları

Bir bir dökülür çağlayanda gülümseyen damlalar

Bir bir dökülür uzaklarda sessizce kelimeler

Bir bir dökülür saçımdan kepekler, sokaklarda bir köpeğin havlamaları..

Sonra şafağa karşı çok az insan güneşi seyrederken, birbirlerine bakarlar. Ne derler acaba o çok az insanlar..?

Bir bir dökülür ışıklar yüreklere şafakta

Bir bir dökülür karanlıklar ruhlardan

Bir bir dökülür ışığa karşı dualar

Bir bir dökülür gözyaşım ağıdı unutmuşken

Tanrı’yı gördüğünü iddia eden var mı acaba? Ya da birbirinin gözünde güneşi gören? Ya bize yalan söyleseler görenler, kim inanmaz?

Ve ben de büyüyorum günlük..

Bedenimin tuzruhu ne? Ruhumun ilacı? Ben; kaçarken beni kovalayanın kim olduğunu bilmemenin şaşkınlığını yaşayan divane, sense dert dinlerken ağlayan mürekkep..

Bilmiyorum. Ama neyi? Bilmediğim bir şey nasıl olur da beni bu kadar üzer? Nedir senin derdin ha?! Bacağından vurulup sakat gezen mi olmalısın?

Neyse her şeyi boş ver şimdi.. Ne demiştim?

Uzun zamandır sana yazmak istiyordum. Bazen çaresizlik içinde kıvranıyorum. Sana o kadar ihtiyacım oluyor ki.. Tutunduğum dalları kıran arkadaşlarıma ne desem ki.. Beni felakete atan nefsime..

Kalem sen ve ben diyorum her zaman üç sırdaş, üç yoldaş… Aynı yolda yollarını kaybetmiş üç seyyah… Sen ve kalem, benim yol ayrımında son kez gözlerinize, yüreğinize ve kendime bakabileceğim dostlarımsınız. Yalnız olduğum anlarda benle sohbet eden dostlarım. Kaybolmuşluğumuzu kime şikayet edelim? Sorularımızı kime soralım?

Kıskanmaya hakkımız var mı peki? Kendimizi uçuruma attıktan sonra dipten tepede eğlenenleri? İçimde büyüyor bu çocuk! Çocuk umut veriyor. Ama çocuk çok yalan söyledi şimdiye kadar. İnanmak çocuğa ne inandırıcı!

Çocuk! Senin elinden ben tutmadım mı? Hep yürümeyi ben öğretmedim mi sana? Ne diye alay edersin şimdi benle bacağım sakat diye..

Çocuk! Sen umutsun bana.. ne var şu batmış güneşin altında şafağa kadar benle kal! Ne olur yüz çevirme benden… Korkuyorum yalnızlıktan, sevdiğim kadar. Çocuk! Ellerimden tut ne var? Bu gece çok karanlık olacak.. Bi daha bana masum masum gül... Güller açsın gül yüzünde. Ama ne garip ki çocuk.. Kimseye güvenim kalmadı artık..

Olsun sen gene yalan söyle bana gene kandır beni.. Ama yarı yolda bırakma. Beynimde bir ses büyüyor. Bu mevsim bahar.. Ama gece.. Sen benim neşeli çocukluğum.. Sen yürekten günlerim.. Bir bardak çay.. Birkaç kelime muhabbet.. Uzleti seven ruhumun nefsime vurduğu kemendle göğe yaklaştığım günler. Çocuk… Sen de kimsin?

Oysa günlüğüm, kalemim ve ben sorularımızı tartışa tartışa arıyorduk yolu.. Sen de kimsin?

Peki kim olduğunu biliyorum.. Senden içeri sen var mı peki?

Kalemden, en büyük silahımı çıkaracağım bir gün.. Biliyorsun değil mi hala hazırlanmakla meşgulüm. Şafağa yetiştirebilirsem eğer, sana da söz güneşe giderken seni de götüreceğim.

Günlerim soluyor. saatlerim soluyor. bana bir şeyler oluyor. Şayet sanaldan gerçeğe geçiş yapabilirsem, fikirlerim hareket olursa, güneşim hakkaten… Biliyor musun ne olacak..? Ben de bilmiyorum.. Sadece bir yer var bir yer.. Az kaldı.. Doğru uzakta ama az kaldı. Her şeyi söylemek mümkün.. Yeter ki bir şeyler söyleyebileceğin birilerini götür yanında.. Beni yalnız bırakmayacağına söz vereceğini biliyorum. Ama sözünü tutmazsın diye senden yemin istemiyorum.

Uzakta ama az kaldı.. Çok yakın ama yürümem gerek.. Dur, hisset, orada, bak, gör, al, sakla.. Ellerimi uzatıyorum hissedeceğim ama daha yeni doğmuşsun çocuk biraz büyümem gerek..

Yeis batağındayım şimdi ama karlı dağlardan kurtuldum. Sadece inanmak kalıyor geriye minik bir umuda.. Dört kişi olduk günlük... Merhaba de… Sabaha az kaldı… Büyümem gerek…



çağatay






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


cagatay kimdir?

şırler pençe-i kahrımdan olurken lerzan beni bir gözleri ahuya zebun etti felek


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © cagatay, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.