..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Yaşam > baran barış mutlu altunel




9 Kasım 2003
Hiç  
baran barış mutlu altunel

:BHDD:


Aradiginiz Masal...

Ben, Kar ve Yalnizligim...

Yürüyorum karla örtülü karanlik sokaklarda,

Yalnizligim, bir de kar taneleri var yanimda.

Aslinda yalniz degildim yalnizlik sokaginda,

Bir kar, bir de yalnizligim vardi yanimda...

Karla örtülü karanlik sokaklar...

Sokaklar issiz ve beyaz gelinlik içerisinde benimle...!



Adimlarim hep takip içinde.



Isitilmedi hiç nefesimin ugultusu.


Rüzgar yok bu gece...

Nereye saklanmis acaba,

Hep güzel baslayan masallar nerede...!

Neden kurala uymadi bu masal ?



Yasadisi bir masalin içine gömülüyorum galiba,


Kara kutusu bulunamamis bir masal;

Akşam Haberleri:
İyi Akşamlar Sevgili Seyirciler. Bu akşam, Dar Sokaklar üzerinde Seyir Halinde Olan Yalnız Bir masal, Yalnızlıklarından Dolayı Geçici Bir Süreliğine Yere Çakılmıştır.

Sonra telefonlarda anonslar;
Aradığınız Masala şu anda ulaşılamıyor.Lütfen daha sağlıklı ve yalnız olmayan bir masalı arayınız...The person have to not Word...

Karla örtülü karanlik bir sokakta yalniz.



Koca sehirde tek bir figüran bulmak imkansiz.

Neredesiniz ya ?


Yürüyorum.

Karla örtülü karanlik sokaklarda kuralsizca...



Ilk adimlarim tereddütlere maruz kaldi hep.

Bir sag bir sol, bir oyana bir buyana,


Hadi, hep beraber lütfen,

Hop bir - ki - üç... estetik olun lütfen... OYNAYIN BENIMLE...

Oyunlar..

Yasam içerisine saklanmis tüm oyunlar bana dogru,

Tüm bahisler üzerime oynandi bu masalda...

Oyunlar içinde yeni bir oyun bulmak,

Maksadim, bu masala yepyeni bir oyunla baslamak.

Önce oyun bulunmali,

Sonra gazetelerde oyun ilanlari,

Sonra köse baslarinda köpek sesleri,

Sonra umutlar,

Sonra tüm kararliligimla

Kararsiz ve istikrarsizim,

Nereye kadar sürer ki ?

Çift kisilik bir masalin içinde,



Nereye kadar yalniz kalabiliriz ki ?


Duyuru:
Az çok Türkçe’si olan, deneyimsiz, bir o kadarda yalniz figüranlar aranmaktadir. Basvuru için, Aradiginiz Masal.

Bir yerlere gizlenmis figüranlar olmali,

Çikin ortaya, ben geldim...!

Sesimi Duyan Var mi?

 

Anlatan: Bir anlatani olmali yasayan disinda...!

Kim anlatir ki böyle bir masali...!

Kim anlatirsa anlatsin,

Sikildim artik yalnizliktan...!

Sonra koca bir sokak önüme dikildi,

Nereye ? , Kimligin ? der gibi....

Hiç, Öylesine Geziniyordum. Ben Ögrenciyim de. dermisim?

Islak bir havanin içine dogru giriyorum...

Elektrik direkleri dimdik,

Direklerden siyrilan buzlar bile mutsuz bu masaldan...!

Hepsi birer birer düsüyor buz olmaktan sikilip.

Yollar daraliyor,

Ben bitiyorum arkadas dön artik geriye’ diyor...!

Dönüs Yok” filmini izledin mi ? diyorum sadece...

Not:
Ben de İzlemedim...

Yalniz bir masal...!

Yalnizliklar içinde suskun bir oyuncu...!

Iste bu.

Bu mudur ?

bence budur...

Adini, “Aradiginiz Masal” koydum...!

 

Aradiginiz Masal...

O...

Sokaklar issiz, havada buruk bir yagis üzerime kusuyor tüm hincini. Ve tüm sokak ayaklarimin altinda. Evler, tek düze dizilmis kaldirimlarin hemen sirtina dayanmis. Bütün hüneriyle dimdik ayakta olan kiliseden bozma tarihi bir camii.

Ve ardindan O...

Ne zaman, nerede, nasil çikacak dedigim O. Ardindan Son bir kere arkama bakmayi hayal ettim. Düsüncesizlik iste, gereksizdi bu istek. Gerek duyup sebepsizce girdigim bu masala bir sebepsizlik müdahale etti.

O...

Her seyin mutlak bir sebebi vardir der bütün filozoflar ve bütün düsünmesini bilenler. O, en büyük sebepsizliktir. Anladim ki, düsündükçe mutlak gerçekten daha çok kaçiyorum. Isin sirri olagan olmakti. Isin sirri beklememekti. Isin sirri beklentisiz bir yasamdi. Kimden ne kadar sey beklesem, istediklerimin bir kismi hep o kimselerde kaliyor. Isteksizlikti gerçek olan. Dogalligin abartilmis sekliydi. Siradanligin en büyük farklilik sayildigi bir seydi O ‘ nun gerçekligi.

“Mutlak Gerçek”: öze ulasmanin tek yolu. Özü anlamanin tek sikli cevabi. Özümsenerek yasanmayi hak eden tek sey. Sonra anlamaktir “mutlak gerçek”. Sonra uyumaktir, uyurken bütünüyle dogalliga büründügümüz gerçekligimiz gibi. “Mutlak Gerçek”... Koca bir yasam içerisinde aradigimiz mutluluk, gerçegin ta kendisiymis. Kayalar üzerine yuva yapmis yosunlarin gerçekligi. Sonra ölümün her saniye is üzerinde olusu. Bir o kadar da yasama göz kirpan RUH’ larin kirlenmemis gerçekligi.

Sonra trafige yakalanan bir kaplumbaganin umursamazca sallanisidir gerçeklik. Karanlik bir odanin sessizligidir isigin dokusuzlugu.

Hiçbir seydir “Mutlak Gerçeklik”.

Ve kafeteryalarda anildi. Web sayfalarina girdi, bilindik pornografik disilerin gögüslerinde. Iki bildircinin ciklemesi kadar normallesti “mutlak Gerçek”lik. Sonra kantin köselerinde kesismelere kurban gitti.

Dogum günlerinde her ayin bilmem kaçinda ölenlere hediye oldu. Sonra özgürlük dendi apaçi helikopterlerinin arka tamponunda. Sonralari muhafizlarin birden bire kayboluslari televizyonlarda. -Bagdat düstü oldu. Daglara çikti gerçekligimiz. Kelesler üzerine bayraklara sarildi içinden çikanin bir insani yok edecegi hesaba katilmayarak. Sür atini. Atlarin, agir tonajli motorlu araç sanilmasi oldu.

Bir ara kiralik evler oldu, ögrenciye vermiyoruz gibilerinden. Sonralari gelisim gösterip, kiz ögrenciye veriyoruz denildi. -Ne oldu ? Sorusuna karsin -hiç cevabini almak sanildi. Ya da cevapsizliklar diye düsünülerek 21 defa hiç denildi. Mobil telefonlara kisa mesaj olarak girdi. Sonralari bu da gelisti resimli mesaj olup çikti karsimiza. Çesitli animasyonlara maruz kaldi. Kisiye göre çesitlilik gösterip, herkesinki farklidir denildi ve, Parçalandi.

Oysa insanda degisemeyen tek sey “Mutlak gerçek” lik idi.

Bir ara radyolara da siziverdi, karsilikli selam gönderme olarak tarihteki yeni yerini aldi. Tarih boyunca topraklar degistirdi. Çok savas gördü. Ve bütün savaslarin sebebi denilerek kaçildi. Sokak ortasinda tükürüldü agizlardan salya sümük tadinda. Bazi mübarek günlerin bitiminde, numarali odalardan olusan özellestirilememis, genel olan evlerde yorgan altlarina girdi.

O...

Bütün safligiyla bize armagan edilmis olan O. Bütün güzelliklerin insanda olmasi gerektigi düsüncesiyle O. Bütün mutluluklarin sebebi olan O. Çok az hayvanin bile hissedebildigi “Mutlak Gerçegi”, biz insanlar bütün hünerlerimizle, bütün salakliklarimizla, var oldugunu bildigimiz halde farkinda bile olmadan bütün gücümüzle yasamimizdan çikardigimiz, varligini bildigimiz halde farkina bile varamadigimiz, kendimizde görmeye korktugumuz, kendiliginden olusabilecek gerçekligimizi hiç oluruna birakamadik. Siradanligini hiç yasatamadik. Özgürlügünü hiç istemedik. Hep parmakliklarda biraktik. Intiharlarimizda kullandik. Kiz tavlarken kullandik. Erkeklere cilve yapip verdik. Isigini hiç açmadik. Kafeteryalardan disari çikaramadik. Sözünü ederken bile yalanlarla oynadik. Boyadik, üzerine çiçekler ektik solacagini bile bile çiçeklerin, süsledik, gelin yaptik, gerdege hiç girmedik onunla, gülümsemeyi ögretemedik ona, gülmedik hiç, güldürmedik, gülünç olup agladik, bir paket sigaraya degisip bir nefeste ondan alamadik, bir kereligine bile kapiyi açmadik.

Kapilarimizda sakli kaldi, pencereye sigindi, perdeleri çektik, çocuklarimizdan esirgedik, sustuk, konustuk, bagirdik ve yine onu hissedemeyerek sustuk, yarin yanagina ihtiyaç duyduk onu bulmak yerine, Allah’a sigindik, Allah’ sizlara anlatamadik, anlayamadik önce, sonra anlatacak bir bok göremedik etrafimizda. Sonra kendimizi kaybettik. Sonra ölümlerde aradik onu. Gözlerimize bakmaya korktuk onu görmekten, ondan korktuk, asla salivermedik kendimizi uçsuz bucaksiz derinlige. Sonsuzlugu göremedik, kurtulusu istemedik. Sonra bilemedik kurtulusun sebebi oldugunu. Sonra bilemedik kendimizi. Sonra gülemedik, tikandik, tikandik... Tikadik kulaklarimizi, duymak istemedik, kandirdik onu, kandirilma korkusu içinde kaçacak yer aradik. Bulamadik. Bulduk, kaçamadik. Kaçtik, yine O. Yine O...!


 

Hiçbir zaman onu kabul edemedik içimizde.


Hiçbir zaman onu istemedik.


Hiçbir zaman ona özenemedik. Ekmek vermedik hiçbir zaman.






Hiçbir zaman Sulamadik köklerini. Öylece birakiverdik kendi haline. Öylece biraktik kendimizi.




Hiçbir zaman Sevemedik onu.






Hiçbir zaman adini duymak istemedik.




Hiçbir zaman HIÇ olmasini beceremedik onunla.


 

 


Ve artik tek kurtulusu vardir bu Mutlak Gerçegin;



 

 



Satılık:
Mutlak Gerçek; Tam evinize göre. Bir okumalık garantilidir. Adrese Teslim. Yoğun istek olursa garanti süresi uzatılır. Olmazsa da bir bok olmaz.

Dünyadan istek için:

+31(417) 004 05 06.

+90(286) 001 02 03.

Aradığınız Masal

Ve yitikliğin Mor tutsaklığında bu Masal(Mutlak Gerçek)’ın adı,



















SEVGİ’ dir...

 

 


Bitiktir...!


 

19-26.05.2003 03:51:29

Çanakkale

Baran Barış Mutlu ALTUNEL




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


baran barış mutlu altunel kimdir?

Morarıklar İçinde Kırmızı Bir Beneklikti Hayat. Ve Hâlâ Öyle. Sessizlik. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Hayat..


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © baran barış mutlu altunel, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.