..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Olgunluğa erişmemiş şairler ödünç alır, olgunluğa erişenler çalar. -George Eliot
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Aşk ve Romantizm > Hüseyin




11 Mayıs 2004
Sanatsız Bir Güzellik Olamaz...  
Benden esintiler

Hüseyin



:ACBF:
Bu sadece bir deneme yazısıdır,hazırlıksız oturdum bilgisayarın başına,ne yazacağımı bilmiyorum,aslında herşey bundan beşyıl önce başladı,bunu size anlatamam,yüreklere sıgmayan bir dizi yanık lekesi bu,damarımdan enjektör ile kan çekip divit uçlu kalemimle sayfalara yazmak istediğim vakitti kaderimi,yangınımı yazmaya başladığım vakit,aşık olduğum vakit.Hayatı hep uç noktalarda yaşamak gerek,düşmekten korkmamak gerek,çünki sevmek gerek.Çırılçıplak bir kadının bedenini,sayfa sayfa tenini şiirlerle motiflendirimek gerek,mürekkebin yapışkanlığına bürünmek gerek.çırıl çıplak dakdilonun başına oturup yazmak gerek herşeyi.Bembeyaz sayfaları kefenim bildiğim zamanlarda,mezar taşı gibi diktim kalemi baş ucuma.Ben bu hayata o dilberin güzel saçlarından tutunuyorum.Ona şimdi diyorum ki; ne seni unuturum,nede bu acılardan bıkarım.Biz yaralarımızdan yakınmayız,sızan kan damlalarınıda baş tacı yaparız.Şafak ağacından dökülür takvimin,üşümüş eller bir baraka içerisinde tutuşur,efkar ekilir bu tarlalara,suskunluk içerisinde bir çığlık çiçek açar ve biz türkülerin nakaratlarında,cam buğusunda yitirilen sevdaları yadederiz.Benim cennetim,senin olduğun yerdir dilberim.Keskin uçlu çam ağaçlarının gölgelediği çimenlerin üzerinde adım adım cennetin kapısına uzanır yolum.Ne ihanetim oldu can alıcı sevdalarıma,nede can verdim yaralarımın pençesinde.Bir sürgündür benim ızdırabım,süresiz kafes himayesinde,unutkan bir örtüdür gökyüzü efsanesinde,oysa bilmezler beton üzerinde beyaz kağıtlara karalanan mürekkep kokulu umutlar,ezber gücüne dayanır tüm hatıralar.Ard arda basar toprağa ayaklar,lakin hiçbir yere götüremez bedenim kasaba altyapılı yaralarımı,çünki nüfusu milyon olsada,kentleşemez acılar.Bir yosun gibi hayatın azgın dalgalarından kaçıp,senin kayalıklarına tutundum.Senin için ölmek sevdama hakarettir,senin için sensiz bir ömür daha çekerim bu hayat denilen zulmü.Kayıplarda dolaşan dolgunluğu göz yakan güzellik misali,karanlıkta bir bilinmezim aslında.Sigara dumanına boğulmuş,çay sıcaklığında ıslanmış,gece erkarımda ay ışığını yüzüme tutup soruyorlar birbiri ardına tüm suvalleri.Sevda gibi oldu biraz,Öyle değilmidir sevdalar; hep biryerlere sıkıştırılmazlar mı? Mesela kaşla göz arasına.Çıldırmanın anaforunda yakalıyor bu tutkuya dönüşen kelimeler.Ki her ardıma
bakışımda,bir başkalaşımın izlerini görüyorum,o izlere gömülüyorum.Görüş alanımı aşıyor,boyumdan büyük sevdalar.Küçüğüde zaten beni açmıyor,açılan yaraları kapatmıyor.Ne bileyim ben,Böyle birşey dir herhalde bir duyguyu kelimelere sığdırmak,yada yada sığası bir duygu bulmak.



Sen diyorum ve susuyorum, çünkü söyleyecek başka bir şeyim kalmıyor,bende olan her şey bu kadar ve benim olmayan tek şey.Sen diyorum ve yeni cümlelere temel atıyorum,çünkü sensiz hiçbir şeyim yok,seni bulaştırmadığım tekbir konu kalmamış belleğimde,gözlerinde yelken açmadığım tek bir rüzgar esintisi yok,seni sevmediğim tekbir gün bile yok, seni unuttuğum biran bile yok, yok üstüne yok,sen bile yoksun,belki ben bile yokum sensiz.Karnaval havasında geçiyor senin yokluğunu anlatan acılar,işte senin en çok bu yönünü seviyorum, acılarında bile,yokluğunda bile bir başka ahenk var.İçinde senin olduğun acı,tatlı her şey güzel.Korkuyorum bazen sana olan sevdamdan şüphe etmekten,çünkü yokluğunu sevmek tuhaf geliyor bana,fakat olmayan kişi bile sen olunca bir başka oluyor,sen yanımdayken de güzelsin,bensiz başka bir yerde de güzelsin.Yani seni güzel yapan şey ben değilim,yanımda olman veya benimle olman değil,sen her yerde güzelsin.

Gök yüzü gibi parlayan yüzünden yağan yağmurlarla çalkalanan umutlarım,türkü kokar başaklar gibi yaldızlı saçların.Bense gülüm,sana layık bir diken olmakla yetiniyorum şu fani bedenimde,iyi ki yoksun,yoksa çok acı çekerdin benim yanımda,ben ki başarısızlıklarımı başarı bilen,onlara bin bir lakaplar takan ve belki buna kendini de inandıran bir hiçliğin hükümdarı,sen ise suların akışkanlığı kadar berrak güzelliklerin sultanı.Senin varlığın mı iyi olurdu,yoksa yokluğun mu daha iyi,hiçbir fikrim yok.Elbette ki bu iyilik kavramı görecelidir, senin açından mı,benim açımdan mı,yoksa beraberliğimiz veya aramızdaki bu sönmek kavramından bihaber sevda bozuntusu,alevler hükümdarlığın acısından mı iyi olurdu bilemem.Tek bildiğim,şu an senin olmadığın. ‘Sen olsaydın’ diye başlıyorum tüm sözlerime, daha sonrada cümlelerimin bel kemiğini inşa ediyorum ‘belki’ tuğlalarından.Dedim ya,şu an sen olmadığın için daha cesur konuşuyor olabilirim, tüm umutlarımı küllükteki artık izmarit gibi söndürmeyi ihmal etmiş,kor halinde bırakmış olabilirim,belki hiç umulmadık bir anda sen karşıma çıkıverirsin de,o umutlarımın izmariti bitip tükenmeden külünü silkip,kor alevler içinde sönmeye yüz tutmuş umutlarımdan birkaç nefes daha çekerim fikriyle beklemede kaldım.Bilmiyorum şimdide yanımda olsan dünyamı yine bu kadar çok kaplayacak mıydın, yoksa bu dünyamı kaplayan sen değil de senden arta kalan karanlık boşluğun mu? Ben senden geride kalan kırıntılardan bir dünya yaptım sen geri dönünceye kadar kendime,tek kişilik bir dünya tasarısıydı lakin şimdi tek kişi için büyük,iki kişi için küçük oldu bu dünya,senden arta kalanlarda var yanımda,şimdi ne yalnız kalabiliyorum bu dünyamda,nede bir başkasıyla paylaşabiliyorum. Sen den arta kalanları da karantinaya aldığımda,ikinci kişiye pek fazla bir şey kalmıyor dünyamda.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Hüseyin kimdir?

İnsan

Etkilendiği Yazarlar:
Halktan


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hüseyin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.