..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan kendini bilmeli. Gerçeği keşfetmeye yaramasa da, yaşamayı öğretiyor. Ve bundan daha güzel birşey yok. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Lirik > Mükerrem Suna GÜMÜŞ




19 Aralık 2004
Karanlık Bir Geceydi  
Mükerrem Suna GÜMÜŞ

:BGFH:
1.

…………karanlık bir geceydi ve çok karışık
…………ellerim ışıklı bir yağmur denizinde

bir bulutun gölgesinde olmak gibi
serin bir güzellik duyarım sana
senin, sular atlar taşlarının üstünden

denizaşırı bir bardak suda boğulan ben
kendime ve sana yeni bir şiir adayacağım

ellerin olacak ellerimin içinde
ve içimde sen geldikçe çoğalan
dokunaklı bir acayip his
/şimdi o şehre birlikte girebiliriz/

2.

geceleri ağırlaşır yüreğim
binlerce ceylan gezer yalansı, gerçek
bazen sen nereden bileceksin diyorum
/herkes nereden bilecek/
k ü l gibi ağırdır ceylanların kanadı

…………bir yaz gününe açıverdim gönlümü
…………ve gönlümü kış güneşi okşadı

seni kimse bilmedi
bilmedi seni kimse

kışı baharın saçlarından toplayıp
savuran dört mevsime,
vurulsaydın sabıkalı olmayacaktın sen de

3.

senin gözlerine hiçbir göz değmemeli
şiirine yan gözle bakmamalı kimse senin

sert öptün bir kere dudaklarından aşkın
ki aşk bildirir yerlerini sana
mutluluktan geberik kanatlı ceylanların

4.

bırak sürdürsünler gözlerim
gökyüzüne sundukları işkencelerini
yakınlaştıkça yiten sevgililerin bırak

içimizde çoğalır ve ağlamak
uyuruz böyle

5.

beklenmeyen ölümleri anlatır dizelerim
yorumsuz

lambaları sönmüş bir gecede tek başıma uykusuz
zamansız geçiyorum ivmeli korkulardan
kabus kasabalardan yitik rüyalar topluyorum
biliyorum, topladıkça küçülecek sokaklar
küçüldükçe yangınlar çıkacak, biliyorum

sisten bir n e f e s üreterek başlıyorum
destanını anlatmaya ö l ü m c ü l geyiklerin

eğer öyle olsaydı yazgısı dileklerin
falcıların dediği gibi yaşansaydı olanlar
çok daha çabuk bitecekti yalnızlığımız
ve çocuklarımız ölmeye bile
fırsat bulamayacaklardı

oysa
karanlık bir geceydi ve çok karışık
ellerim ışıklı bir yağmur denizinde

6.

bir rüyaydı belki de göğe dalışlarımız
bir yalandı gökyüzünden atlıların geçişi
kim görse sevinirdi
yıldızların avuçlarımıza indiklerini

7.

hani canın bir şey çeker de adını anamazsın
bir yıldızı tutamazsın, bir denizi bulamaz
ağlamaklı bakarsın kendi sesinin ardından
yabancı bir elle silinir ağzından kelimelerin

çocukları uykuda bastıran ölüm
uykuyu sabahından alıkoyan hafakan
açılmayan bir yarada durmayan bir damla kan
………
karanlık bir geceydi ve çok karışık
ellerim ışıklı bir yağmur denizinde..

8.

senle bir şey toplanmaz
bir şey bölünmez senle
hiç bilmediğim bir nedenle kapanır kapıların
ellerin gerçeğimdir düşlerime dokunan
hüznü hayatımızdan ayıklayan
hiç inanmadığım bir masaldır

/geriye bir tortu bir hikaye
bir inkar edilmiş acı kalır/

9.

sen bırakıp giderken
bir kedi tırmalıyordu bakışlarımı
gözlerine kaçamak dalışlarımı
fırlatıyordu üstüme gökyüzleri

ellenmemiş düşlerinle gel bir daha öyleyse
gidişin gün batımı kadar inandırıcı olsun

söyle Mayakovski nasıl yazılır şiir
iki yürek bir gece nasıl azalır söyle

/şimdi yeni bir güne başlamalı öyleyse/

10.

s a b a h g ü n e ş i n i öptüm sevgili
kıpkırmızı bir alemi kucakladı heyulası rüyaların
gözlerimin önünde z a m a n deli gömleği

ve seslerin en korkuncu en derini
tutup kaldıran yerden yere savuran bedenimi
çocuk ayaklarında dirilen çarpık ayak sesleri
kiliselerde savaş zilleri
güvercinler aç ve serseri

turuncuya vurdu başını mekan
ceylanların kanadında yükseldi dünya
akan suya can verildi
s a b a h g ü n e ş i n i öptüm dünya delirdi

ellerimde yedi uzak ülkenin yediveren gülleri
güller ki kanamaktadır hala açtığı yerde
dirilişin muştusu
tanın ateşi

başım dönüyor ey sabahın sevgilisi
dizlerimde yer kalmadı bir içimlik hayata
her şey sensin
sen
sevdan
ve tan
tanın ateşi

11.

sen y o k san
bulur muyum kendimi uzaklarında
vatansız gecelerin sabahlarında
soldurur muyum güllerimi
/solmaya can atan gülleri/

küçük bir kızın usulca toprağa düşüyordu
koyu renkli gözleri

12.

neydi
acımasızca ölümü kurcalayan içimizde
daima ve sadece ikiye katlıyordu sorular ikimizi
ya gerçekten yaşamıştık
ya da yaşadığımıza inandırmıştı her şey bizi

en büyük yalnızlığımız en gereksiz olandı
en gereksiz yanımız yanımızda olmayan

ecele
i d a m dendiğini
kimdi o fısıldayan?

nazlanıyordu akrep
kendini sürüyordu yelkovan
iki insan taşıyorduk içimizde içine sığamayan

13.

o şarkı ne kadar koşsa yetişemeyecekti bize
ve o çıvgın… o çıvgın ne kadar delirse
o yer o gök o hayat
ne denli

unutulmak acıydı evet belli
unutulur bir çoban el değmemiş dağlarda
koyu gözlü küçük kız sabahlara dek ağlar da
güldüremez gecenin görünmeyen yüzünü
solar bir gül
uyur bir böcek
örümcek
susar mağaralarda


14.

küçük bir kasabanın kuytu karanlığında
kırılırken oyuncak bebeklerimiz
aşkı en baştan tanıyabiliriz bekle

düşlerimle beslenen bir istekle
kırmızı bir valize doldurdum yaşamayı
ve yine de umut etme'yi koydum yanı başına

oysa ben ne güzel ne sevdalı çocuktum
yazdığım şiirlerde yoktu yerin dipleri
haylaz bir rüzgarda kopunca uçurtmamın ipleri
çiçeksizlikten kırıldı bir seramik bir vazo
inadına konuştu şehrin son rahipleri

sen en çok gitmeyi seviyordun kalmayı değil
okundu efsun çalkandı toprak
saçlarını savurarak uzaklaştı zamansız uykum
ben esrarlı ben buruk bir hevesle
y o k gibi oldum

gözlerim hala gidişinin izinde

karanlık bir geceydi ve çok karışık
ellerim ışıklı bir yağmur denizinde



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Mükerrem Suna GÜMÜŞ kimdir?

Güzellikler

Etkilendiği Yazarlar:
Önce yaşam, sonra güzel olan tüm insanlar ve güzellikli tüm eserler


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mükerrem Suna GÜMÜŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.