Hiçbir zaman karakterlerimin hüzünlü olduklarını düşünmedim. Tersine yaşam dolular. Trajediyi seçmediler, trajedi onları seçti. -Juliette Binoche |
|
||||||||||
|
Aniden aklına, dünyadaki canlıların ani ve şok değişiklere karşı göstereceği reaksiyonu test etme fikri gelir ve hemen yanındaki görevlilere döner. “Şimdi dünyada nisan ayı yaşanıyor. Takvime hiç dokunmadan, mevsimi, yani sadece iklim koşullarını üç ay geriye alın. Bakalım canlılar ne yapacak? Bir test edelim ani değişikliklere reaksiyonlarını?..” diye emir verir. Tanrının buyruğuna karşı durulur mu hiç? Hemen dünyaya ocak ayı iklimi hakim kılınıverir, aynı dakikada. Baharı yaşayan dünyaya kış geri gelivermiştir işte!.. Tüm bahar çiçekleri ölür; aynı yeni doğan kuzular gibi. Hayvanların ve bitkilerin müthiş derecede olumsuz etkilendiği bu iklim değişikliğine çabucak adapte olan tek canlı türü ise insan olmuştur. Dolaplarına kaldırdıkları kışlık giysileri, botları, çizmeleri, kürkleri tekrardan çıkararak ani iklimsel değişikliğin olası olumsuzluklarını bertaraf edivermişlerdir hızla. Sadece sokaklarda yaşayan savunmasız insanlar yitip gitmiştir bu ani değişiklikte!.. Tanrı, olanları izlemek için dünyaya baktığında bir çok şeyin yanında, bir kişi de çok dikkatini çekmiştir. O, ana caddenin, diğer caddeyle kesiştiği köşedeki direğin dibinde hiç kıpırdamadan duran orta yaşlı adamdır tanrının dikkatini çeken kişi!.. Günler, haftalar geçer ama adamda en ufak bir kıpırdanma bile yoktur. Onca değişikliğe rağmen, olduğu yerden kımıldamayan adamın bu tavrının, daha doğrusu tavırsızlığının nedenini merak eden tanrı yanındaki can alıcı'ya dönerek, ‘Git şu adamı al yanıma getir, neymiş bakalım derdi, bir öğrenelim!’ diyecek olur ama aynı anda bu düşüncesinden ‘Zamansız ve gereksiz bir şey yapmış olmamak’ için vazgeçer ve tanrı, kendi kendine ‘O zaten kışlık giysileriyle durduğu için uzun süredir orada bekliyor olmalı. Onun için etkilenmemiş olabilir kış ikliminin geri gelmesinden!’ deyip, yanındaki görevlilere yeni bir talimat verir. “Dünyayı tekrar yaşadığı tarihteki iklime geri getirin ve bir gün sonra da aniden yine takvime hiç dokunmadan dünyayı iklimsel olarak üç ay ileriye yani temmuz ayı iklimine taşıyın” der ve içinden ‘Bakalım şimdi ne yapacak o adam?’ diye sorar içinden. Tanrının buyruğuna karşı durulur mu hiç? Hemen dünyaya bir günlüğüne tekrar nisan ayı iklimi ve ertesi günde temmuz ayı iklimi hakim oluverir kısa sürede. Ve bu yeni durumdan da, yine en çok etkilenen hayvanlarla, bitkiler olmuştur. İnsanlarsa yine bu değişikliğe en çabuk adapte olan canlılar olmuşlardır. İnsanlar, bu kez yazlık giysilerini dolaplardan çıkararak üstlerine geçirmişler ve takvim uygun olmasa da iklimin uygunluğu nedeniyle tatil yerlerine koşmuşlardır. O, köşedeki direğin dibinde dikilen adam da ise hiçbir değişiklik olmamıştır yine!.. Hiç kımıldamadan öylece beklemektedir, sessizce ve tepkisizce. Bu duruma çok şaşıran tanrı, onunla konuşmayı kararlaştırır ve o gece yarısı, el ayak çekildikten sonra o adamın karşısına geçer. “Ben tanrıyım, senin durumun dikkatimi çekti!.. Dünyayı bir mevsim geri aldığımda sen hariç her bir şeyler değişti, etkilendi. Daha sonra dünyayı iki mevsim ileri aldım birer gün arayla. Yine, sen hariç her bir şeyler değişti, etkilendi!.. Niçin sende bir değişiklik olmadı? Kimsin sen?” Direğin dibinde dikilen adam, tanrıya doğru bakarak tek kelimelik bir cümleyle yanıt verir. “Deliyim” Tanrı ^çok şaşırmıştır. “Peki burada; neyi, kimi bekliyorsun?” Deli tekrar tanrıya bakarak tek kelimelik yanıtlarından sonuncusunu verir. “Ötekimi” O. L. Boya
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Orkun Levent, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |