Yanlış sayısız şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Sen yeni ayetler ekerken kalbime, Ben dişlerinin mercan kayalıklarında saklanan bir mülteciydim... Sen sayıklarken dudağında sana dair sözlerimi, Ben gül yaprağına konan bebekleriydim gözlerinin... Kendime sus payları biçiyordum, Dudaklarımdan firarını engelliyemediğim sözcüklerin sonlarında... Her bakışında pencerenin önüne konan güvercinin düşürdüğü tüy olmayı da çok istemiştim, Elinle ya da nefesinle ötelere ittiğin... Nitekim sıfatım insandı, Ve ben sana bir güvercinden daha uzaktım... Hayaller besliyordum kapalı gözlerimin ardında, Ağrıyan beynimde kurgular üretiyordum... * * * Uzak bir sahil kasabasında, Deniz kıyısında bir ev vardı düşlerimde... Her defasında beraber çıkıyorduk evden, Ama hiç bir defasında da kumsalı ısıtan ateşin yanında beraber oturamadık... Ben, Yüzünü, Ve saçlarını, Ve gözlerini, Ve sözlerini aydınlatan ateşin başında, Düşlerimde dahi olsa şarkılar söyleyemedim sana... Muhafazakar bir gençliğin yanına yanaşamayan delikanlısıydım, Alnını öpmeme engel ordular vardı içimde... İçimdeki o orduları deviripte gelseydim sana, Ne olurdu acaba diye düşünüyorum... Belki şimdiki serseriliklerime pranga olurdu ellerin... Kimsenin masum olmadığına ve olamayacağına inananlardanım, Ama ben ölesiye masumdum içimde sen varken... Bütün çelişkilerimden, İhanetlerimden, Ve serseriliklerimden uzak, Masum bir çocuktum... Avuçlarımda Sana uzatamadan solmuş gül yaraları, Gözlerimde Sana dair bakışlar, Yüreğimde Seni beslediğim bir aşk vardı... Ama çocuktum işte, Ve çocuktuk... Gayretlerim, Çabalarım, Çırpınışlarım yetmiyordu delikanlı bedenimin içindeki çocuğa... Ve aynı çocuk biliyordu ki bir gün gelipte oyunlardan yorulduğunda, Hayaller kurmaktan vazgeçip büyük olmaya karar verdiğinde, Senin çoktan gittiğinin farkına varacağını... Bile bile gülümsemenin anlamlarını yüklüyordu, Herkesin yalın gözlerle bakıp anlamsız ve alakasız manalar çıkardığı Gamzelerine... Ki aynı kalp biliyordu yine O masum, Ve eşine benzerine kimsede rastlamadığı gülüşünün bir ömür boyu sende saklı kalacağını... * * * Adımlarken Çankayanın politik duruşlu kaldırımlarını, Seni düşlüyordum... Hayallerimin altına, İkimize... Yani Sana, Bana, Ve geleceğe dair imzalar atıyordum, Bir bürokrat edasıyla... Serseri ve yabana atılmış bir bürokrat, Ki aşık, Ki masum, Ve, Çocuk... Tabut tabur - kıta kıta ayrılığın erleri geçerken gözlerimden, Ben göz kapaklarımı sınır yapıp kirpiklerimle şakaklarından vuruyordum her birini... Red oylarım ulaşılmamazlıklara dairdi... Ve içinde kavuşma sahnesi olmayan hiç bir hayalin altına, Hem Vallahi, Hem Billahi, Artık çocuk değilim bilemem, Ama o zamanlar Ben imzamı atmadım ! AyBers - 2006 - Savurduğum Tüm Yeminler Adına
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © AyBers, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |