Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Yürümüyorum fakat kulaklarım, yanaklarım ve burnum içinden geçtiğim rüzgarın soğukluğunu hissediyor. Bir süre sonra göz kapaklarımdaki yükün biraz ılık ve ıslak olduğunu anlıyorum. İçimde vücudumun neresinde olduğunu bilemediğim bir acı hissediyorum, oysa garip bir huzur ve dinginlik kaplı her yanım. Tüm gücümle karanlığı yırtmak için kirpiklerimi zorluyorum ve birden kırmızı, kıpkırmızı bir ışık gözlerimden içime doluyor ışıkta oynaşan şekilleri görüyorum, seviniyorum. Son bir hamleyle gözlerimi aralarken kirpiklerim kırmızı ıslaklğı bir bıçak gibi yırttığında açılan delikten gözlerime ikindi vaktinin güneşsiz duru ışıkları sızıyor, hala ayaklarım salıncaktan sarkıyormuş çasına rahatım. Gidiyor olduğumu fakat yürümediğimi farkettiğimde, kafamı başka bir başın arkasına yasladığımı, salıncak sandığımın bir başkasının sırtı olduğunu anladım. Minik ellerimin dedemin sakallarına dokunduğunu çok sonra farkettim. Bir süre sonra kırmızı ılık sıvının yanağıma doğru aktığını anlarken ilk gördüğüm dedemin, sokak taşları üzerinde hızlı, hızlı koşan yün çoraplı ayaklarıydı. Kafamı kaldırmaya çalışırken yanağımdan süzülen sıvı çeneme doğru akmaya ba?lamıştı bile. Caminin yanından hızla geçerken artık çarşıya akşam karanlğının inmeye başladığını ve içimde yerini bilmediğim acının, kafamın bir yerlerinden geldiğini anlıyor ve kasabayı ikiye ayıran nehrin üzerindeki köprüden geçerken dedemin hırıltılı soluk alış verişlerini artık daha çok duyar oluyordum. Bahçesinde dün yaşıtlarımla oynayıp terlediğim sağlık ocağının merdivenlerine geldiğimizde, hemşirenin beni kucaklayıp içeriye doğru koşarken, sıcak ve ılık bir yük tekrar göz kapaklarımı kırmızı ve kara bir sonsuz boşluğa kapatıyordu. ..... Ne kadar sonra olduğunu bilmediğim bir tekrar yaşayış gibiydi şimdi göz kapaklarımdaki ağırlık. Az önce "günaydın" demişmiydim, cevabını almışmıydım, yürüyormuydum, koşuyormuydum anlamıyordum. Kulağımdaki ses: "bana yarim deme ben senin yarin değilim" diye bağırıyor, göz kapaklarım açılmak istemiyor, kirpiklerim en keskin uçlarıyla ağırlığı yırtıyor, çenemden aşağıya ıslak, ılık bir kırmızı damla ilerliyordu. Kapatmaya çalıştığım cep telefonumun ışığınnda görünen "yarim" yazısının üzerine damlayan kırmızılık yeşil ıışığı tamamen kaplarken "yinemi beynimden vuruldum"sorusu aklımda dörtnala koşuyordu...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © aydin kahraman, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |