Zamanı gelen bir düşüncenin gücüne hiçbir ordu karşı koyamaz. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
ve her gün devamlı atma dürtüsü uyandırıyordun içimde önce düşlerle başladı temizlikten parıldayan düşlerle ve yetmedi düşlerim sonra tutamaz oldum kadınlığının vahşi yerlerini arar oldum sen ilk yemiş kadar can kokan sen ilk yemiş kadar kadın dudağı ve anlatılamaz çünkü zina gecesinden uyanmıştım son dokunuşlar asla anlatılmadı sen hep ilk dokunuşların kadını ve dokunuşta eriten kadın böyle başlardı ilk aşk yazılımları ve kentlerin sokakları yetersizdi evler dar gelirdi mutluluğun çığlıklarına ve kadın kokusu kokmazdı asla kent bir hayat başlardı yeni bitmiş hayatın üzerine sevgiye davetiye çıkartılırdı son son hiç akılda kalmazdı aşkın karamsarlığı kentin mezarlarına yaraşırdı son akıllanmazdı solan bir kumaşın hikayesine benzerdi senin hikayen yenildi hayat yenildin sen ve uykulu idi gözlerin yarım yarım yaşardık içinde zamanın atlı karıncaları olmazdı artık çocukların düşlerinde hep aşımı zamanın ve ansızın bir balık uykudan uyanırdı ve ansızın çekirgeler istila ederdi kuşkulu yıllar tükenirdi final elde edilirdi son mutlaka gelecek ve yenildin aşk aşka dair tüm yazılımlarını okudum ve yazılımlarının türevlerini senide okudum sensizliğindeki senide ve bahçemizde bizim hiç erik ağacı olmadı biz hiç aşk kelebeklerine şarkılar yazamadık ve biz hiç gönül insanlarıyla sohbete dalamadık biz yaşarken yok oluşlar mezarlığında yaşar idik ve hep gelmeni senin bekledik geldin karamsarlığınla yenilmeyi öğretme isteğinle geldin sözlerin boşlukta yankılanırdı anlayamazdık kelimelerinin dilini aşk sen olmalıydın yaz sıcağında soğuma hissi uyandıran ve nefreti sevgiyle paylaştıran(kaynaştıran) okullar kapandı serbestsin artık yazılarımızı kendimiz kendimize yazacaktık ve sen asla gelmeyecektin yazık ve musikisi hiç kesilmeyen bir çağlayana bırakmıştın bizi çağlayan sert ve ezici sularını veriyordu acımasızca oysa biz alışmıştık çağlayanlara ve sularına bilmeyenler vardı görmeyenler anlamayanlar ve üzerlerinde sadece inanılmaz korku sen bize korkusuzluğu öğrettin ölümü yenemezdik ama ölüm var derken bile ölümü istemeyi acıya alışmayı ve yenilgiden sonra tekrar tekrar yenilgilere dalmayı artık yenmeler zamanıdır tüm kötülüklerine zamanın başkaldırma zamanıdır gidebilirsin ister bir akasyanın dibine ister kara deliklerine sahip bir boşluğuna uzayın nedeni olmayan bir boşluksun içimizde ve yaşarsın gönlünce yaşmaya alışmış bir deli gibi aşkın adı yok artık yalnızlığın korkunun acının yok yazılımları silindi bırakıldı yazarken kan kırmızı yazan kalemler sevince çağırıyor artık tüm kalan zamanlar sade ve uysallığı uzay edinmiş adımlar kimse sevemez artık kimseyi senin sana olan sevgin oldukça sen yoların bozucusu sen ilki öldüren sen sebebi bilinmeyen nokta sen bitmeyi bekleyen
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © bekirmore, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |