En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
Yüreğimi kürtaj edilmiş gecelerde vurdum sensizliğe, bilinmezliğe. Kentin sokaklarında bir sokak köpeği yalnızlığı ile ağladım. Başımı okşayacak bir merhamet eli, kalbime dokunacak sözleri söyleyecek dili aradım. Yanımdan yüzlerce insan geçti zamanlı zamansız. Ve hiç biri dönüp bakmadı erguvan bakışlarıma. Zabta geçmeyen küfürlerle, kayıt dışı aşağılamalarla vurdular yüreğime, kanattılar göz bebeklerimi. Şahittir buna akrep ve yelkovan. Şahittir buna sokak lambaları ve ıslak kaldırımlar. Kan ağladım, yanaklarım dağılırken yerlere. Dudaklarım bilinçsiz bilgeliklerle savruldu uzak ülkelerin gizem kokulu dehlizlerinde.. Hatırlar mısın, bir dem kozasından henüz çıkmış, ışık kanatlı bir kelebek gibi süzülmüştüm kirpiklerinin vadisinde. Ruhuma dokunmuştun. Göz yaşlarıma ve tebessümlerime. O an renkli nağmeler fısıldamıştım baharın kalbine. Bilinçli bir ruh kaymasıyla yöneltmiştim göz bebeklerimi, titreyen avuçlarına. Umut olmuştu içimden geçen duyguların adı. Benim adım bahar. Sonra, intihar güncelerine kanlarıyla bahar şiirleri kazırken kelebekler, sapladın içime elindeki ayrılık hançerini. Saldın beni, yedi boğumlu akrepler iklimine. Yerlere çakıldı bakışlarım. Öldüm. Dirilmedim. Çok çağrışımlı ölümlerle, kılcal damarlarımda kol gezen kördüğümlerle, linç edildim boy aynalarında. Sen yoktun. Kaldırım taşlarının dilsizliğinde, ırzına geçildi fikirlerimin / filizlerimin. Dünya büyüklüğünde düş kırılmaları aktı kafatasımın kırık aralığından. Sen yoktun. Sözlerin, gözlerin, ellerin yoktu. Çam kokan beldelerde, çam iğnelerini binlerce defa sapladılar gözlerime isimsiz sıfatlar. Binlerce kere kör oldum. Göz aradım körler çarşısında. Sen yoktun. Dalgakıranlar, filizkıranlar hükümran oldu derunuma. Siyah baktım. Siyah gördüm. Siyah söyledim. Renklerimi hadım ettiler, kasıklarındaki kasılmalarla beslenen ressamlar. Sen yoktun. Şimdi talihsiz bir tarihin, küf ve nem kokan koridorunda, cinnetimin tarihini dokuyorum. Yokluğunun ve yokluğumun ve hiçliğimin sessiz, sözsüz senfonisini okuyorum. Bir sokak köpeği yalnızlığı akarken parmaklarımdan; ayaklarının değdiği yerlerde, sesinin yankılandığı beldelerde ve dudağının değdiği kan kokan kadehlerde yokluğuna sığınıyorum. Yalnızlığımı büyütüyorum. Ölümümü.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © necdet karasevda, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |