"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacı değil miyiz!" -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’deyiz. Yıl 1998.Yine böyle bir bahar ayı. Her zaman olduğu gibi düzenlediğimiz konferanslardan birisine Azerbaycan’ın yaşayan önemli şairlerinden Memmed Aslan’ı çağırmıştık. Tabii ki konuşma sırasında öğrencilerin bir kısmı hâliyle rahatsız olacak ve sıkılmaya başlayacaktı. Nitekim birkaç öğrenci, aralarında konuşmaya başlayınca ben de onları uyarıp sessiz olmalarını rica ettim. Bir iki ikazdan sonra bunlar yine devam edince program sonunda bu birkaç öğrenciye ertesi gün odama gelmelerini söyledim. Lise ikinci sınıfta bizim meşhur bir Kenan’ımız vardı.Hemen söze karıştı : -Hocam ben gelemem o saatte. Ben de ısrar ederek : -Bak Kenan ! Mutlaka geleceksin.! Kenan ısrarla gelemeyeceğini söylüyordu. Artık dayanamayıp : “ Tamam Kenan.” dedim. “Sıkıysa gelme. O zaman görüşürüz !” Konferans bitti ve çağırdığımız öğrenciler ertesi gün odama geldiler. Gereken ikazları yaptık.Ama bizim Kenan ortalıkta yok. Bir kaç gün sonra Kenan’ı tekrar yanıma çağırdım.Tabii biz sinirlenmiş durumdayız ya , Kenan’a iyi bir fırça atacağız. Kenan da çok masum ve saf niyetli bir öğrenciydi. Biraz yaramazdı ama içinde kötülük olmayan birisiydi. Kenan içeri girmeden önce , iki idareci arkadaşla onu ciddi olarak uyaralım diye karar aldık. Unuttuğumuz şuydu ki; Muhatabımız Kenan’dı. İnsan ne kadar ciddi olsa da ortamın gerginliğini her zaman azaltmasını bilmiştir Kenan. Neyse, Kenan içeri girdi ve sorduk : -Kenan, seni çağırdığımız zaman niye gelmedin? Bu arada biz tavırlarımızla ciddi olduğumuzu hissettirmeye çalışıyorduk. Kenan başladı konuşmaya : -Hocam, o gün siz bana dediniz ki : “Kenan, sıkıysa gelme!” Hocam, benim o gün işlerim gerçekten çok sıkıydı o yüzden gelememiştim.Özür dilerim. Kenan bu sözü der demez gülmekten kendimi alamadım. Öyle ki gülmekten karnım bile ağrımaya başlamıştı. Odada bulunan müdür yardımcısı arkadaşların hâlini de varın siz düşünün. Kenan o kadar masum ve saf bir eda ile söylemişti ki, onu hemen dışarı çıkardık. Çünkü Kenan nereden bilecekti ‘ Sıkıysa gelme ’ deyiminin gerçek anlamını. Demek ki duymamıştı henüz. OKTAY KURT 1998 BAKÜ-AZERBAYCAN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © oktay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |