Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
ÖYKÜ Bir tüccar Mutluluğun Gizi'ni öğrenmesi için oğlunu insanların en bilgesinin yanına yollamış. Delikanlı bir çölde kırk gün yürüdükten sonra, sonunda bir tepenin üzerinde bulunan güzel bir şatoya varmış. Söz konusu bilge burada yaşıyormuş. Bir ermişle karşılaşmayı bekleyen bizim kahraman, girdiği salonda hummalı bir manzarayla karşılaşmış: Tüccarlar girip çıkıyor, insanlar bir köşede sohbet ediyor, bir orkestra tatlı ezgilen çalıyormuş; dünyanın dört bir yanından gelmiş lezzetli yiyeceklerle dolu bir masa da varmış.Bilge sırayla bu insanlarla konuşuyormuş ve bizim delikanlı kendi sırasının gelmesi için ik saat beklemek zorunda kalmış. Delikanlının ziyaret nedenini açıklamasını dikkatle dinlemiş bilge, Mutluluğun Gizi'ni açıklayacak zamanı olmadığını söylemiş ona.Gidip sarayda dolaşmasını, kendisini iki saat sonra görmesini söylemiş. "Ama, sizden bir ricada bulunacağım,"diye eklemiş bilge, delikanlının eline bir kaşık verip sonra bu kaşığa iki damla sıvıyağ koymuş."Sarayı dolaşırken bu kaşığı elinizde tutacak ve yağı dökmeyeceksiniz"demiş. Delikanlı sarayın merdivenlerini inip-çıkmaya başlamış, gözünü kaşıktan ayırmıyormuş.İki saat sonra bilgenin huzuruna çıkmış. "Güzel, demiş bilge, peki yemek salonundaki Acem halılarını gördünüz mü? Bahçıvan Başı'nın yaratmak için on yıl uğraştğı bahçeyi gözdünüzmü? Kütüphanemdeki güzel parşömenleri fark ettiniz mi? Utanan delikanlı hiçbir şey görmediğini itiraf etmek zorunda kalmış.Çünkü bilgenin kendisine verdiği iki damla yağı dökmemeye çabalamış, başka bir şeye dikkat edememiş. "Öyleyse git "evrenin harikalarını tanı" demiş ona bilge."Oturduğu evi tanımadan bir insana güvenemezsin" İçi rahatlayan delikanlı kaşığı alıp sarayı gezmeye çıkmış.Bu kez, duvarlara asılmış, tavanları süsleyen sanat yapıtlarına dikkat ediyormuş.Bahçeleri, çevredeki dağları, çiçeklerin güzelliğini, bulundukları yerlere yakışan sanat yapıtlarının zerafetini görmüş.Bilgenin yanına dönünce, gördüklerini bütün ayrıntılarıyla anlatmış. "Peki sanan emanet ettiğim iki damla yağ nerede? diye sormuş bilge. Kaşığa bakan delikanlı, iki damla yağın dökülmüş olduğunu görmüş. "Peki," demiş bunun üzerine bilgeler bilgesi, "sana verebileceğim tek bir öğüt var. Mutluluğun Gizi dünyanın bütn harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ayhan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |