Umutlar, tersine çevrilmiş anılardır. -Anonim |
|
||||||||||
|
Yoldaşım; İskender PALA Mabedim; Leyla ü Mecnun Beni aşka bağlayan edebiyattır. Beni L&M tanıştıran edebiyattır. Kitabımızda, hayalim de edebiyat gümüş işlemelerle işlenmiştir. Kahverengi ve kırmızının hâkimiyetidir. Edebiyat; musiki, aşk, hayal, rakstır. Arabistan çöllerinde Fuzuli’nin kaleminden doğmuş, dinimizle birlikte günümüzde yaşamaktadır. “Ben bir hava içinde yanarken, Dilberimin gülmesi, Bana revamıdır. Ben ona meveddet duyarken, Valeh olurken, Oklarını sineme göndermemesi, Derdime dermandır. Onun ayaklarına yol olmak, Gülistanımın kâbesine girebilmek için. Muhabbet yolunda olgunlaşmamdır. Günahım nedir bilirim? Yasak bir aşka tutulmamdır. Rabbim gönlüme bir ateş yakmış ki yüreğim yandıkça, Gözlerim kan ağlamaktadır. Asıl aşk Tansel değil manevi aşktır. Sevgiliye dokunamamak, güneşe bakamamaktır. Aşk, sevgilide bir şekilde izah edilir. Cünun derecesinde aşk-ı perest olunursa. Aşkı hâl edinen kişi de muhabbettin her türlüsüyle yoğrulmuş, yanmış ve yakılmış bir ilahi aşk yaşıyor demektir. Mecnun’a deli derler, bilmezler ki yanıldıklarını. Daha ilk doğduğu anda aşk için ağlamaya başlamıştır. Yüce Rabbim gayri belâda vermiştir ona aşk makamını. Bedenini ilâh çizmiş, kadehi ilâh vermiştir eline. Âşıklık delilikten öte hür olmaktır. Yürekte aşk varsa sorumluluk, mecburiyetlik yoktur. Aşk bedene, akla hükmeder. Âşık bütün dertlerin, acıların kendisin de yoğrulmasını ister; yâre ulaşmanın tek yolu budur. Rakiplerini bu şekilde saf dışı bırakabilir ancak. “Seni ben gördüm, bu gözler gördü, Seni ben sevdim, bu yürek sevdi, Ey kalbim senden özür diliyorum, Alnıma yazılmış sevdamı gördüm, Sana ayetimi zikrettirdim, Acısını sen çektin, cefasını ben Bir bakış yetti bana… Kirpiklerinin ok ok sinemi yakmasına Ben sebebim, senin yangınına Ok yarasıyla her günüm zehre dönmekte, Ey ceylan gözlüm! Seni sevmek düğündür bana. Kaç âşık, senin dergâhının cennetinini arzu eder Korkum budur, Mescidine beni koymazsan diye… Ben senin cennetinden kovuldum, Şeydayım diye… Sana haram değmesine dayanamam Kûyde – secde gâhtayım. Aşkı unutandan beri kadınlığımızı da unuttuk. Leyla’nın al ipekten şalvarı, sırma saçları. Şimdi nerede rüzgâra meydan okuyan saçlarımız, sevgilinin tenini örten hazinemiz. Devir değiştikçe aşk değişti, aşk değiştikçe sırlarımı değişti. Artık kâbemize herkes girer oldu. Sevda yangısı çekmez olduk. Asıl gönül yangısının sebebi; bu gözlerimizken şimdi dudaklarda gizler olduk. Shakespeare, Leyla’nın kâbesini görseydi Romeo ve Julied ’i orada yazardı. Allah’a ulaşabilmek için artık tek bir yol vardır. Tövbe… Kim ki tövbe ederse kesretten Vahdet’e doğru yolculuğa çıkmış demektir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © yasemin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |