Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
I. ufkumu çatırdatarak kırdı ihanet bu sefer yen içinde kalamadı kol kaç veresesi varsa kalbinin ve kaç aşkı sevinç tutmuşsan ömrüne bir ben etmeyecektir asla bil süklüm püklüm gelerek gözünün çeperine basit kelimelerle konuşan ve aşkın modasına ulaşmayan yüzlerini çevirip çevirip sana bakan adamların tavına gidiyormuşsun gibi koydu bana/ ihanet sayılarak kutsalımıza/ işveni meydanlara koman aşkın doğruluğunu kanatarak en içerde “vesvese kündeye aldı beni” ovanın erliğini arkasına alarak kaç kılıç darbesinden geçti bedenin ağır kısa palalar ya da uzun keskin deliciler belki eğri bir Osmanlıydı bazıları bilinmez aslı astarı kelimeleri öfkelendirip kışkırtan bu su i zan bende uyandı yine müfrit sancılara kapılarak aşkının devasa gücü yanında değilken keder hala körsün sen bana açmadım ki gözünü gönlünü daha ukdelerini çözüp kalbinden aşkın coğrafyasına salmadım ki yatağımın çarşaflarına göğüs çatalını serip üzerine varmadım üstelik sen daha kılıç görmemişsin benim kılıcım teninin saten yüzünü hiçbir hadde gelmeksizin keser ve ucundan damlayan candır damladığı yerde çoğaltır umudu (umudun kalbi tamara) sen tadına varamadın ama II. gülle beslenen zamanımı yaşı-yorum kaç gün kaldı sabahlara varmaya karınca kadar inancın yok mu sanki asla varamazsan da hedefine uğrunda var olmak çok mu zor aşka ölümüne adanmışken üstelik III. haydi çağır şiirimin seyisliğini yeniden sen aşka terbiye eden kelimelerimle koş kollarımın enginliğine attığın her adımın sırlı makamı ben olayım yalnızca ve yitirmeden aşkın takvasını kuşan kalbine IV. yok yok koşumlarını söküldün sen eşkıya uğrağı vatanların içinde bir sayhalık vakte hapsettin aşkı oda akşamlı sabahlı can çekişiyor sesinde öldü ölecek derken canı söndü sönecek derken ateşi bu manzaranın tam ortasında sen en aşağılardan bakınıp durmaktasın aşka yok yok bulduğunu arar mı insan bulduğunu sınar mı bir başka sözün aklıyla sen savrulup gidecek rüzgarını kesiyorsun bir başka rüzgarla ve ölüyorsun haberin ola… aşkın takvasını kopartıp etinden sönüyorsun yanardağımın ağzında sevdama kotarılmış zamanlarınla geçip gidiyorsun karanlıkların ortasına son kararın mı hükmeden aşka rağmen bu densizliğin…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © MUCENDEL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |