..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İstanbul > Mustafa Oğuz




26 Ocak 2008
Bir Şehri Yürümek  
-İstanbul’u yaşamaya dair notlar-

Mustafa Oğuz


İstanbul'da yaşamak değil de İstanbul'u yaşamak üzerine bir yazı


:AGGC:

şehri yürüdüm
şehre yürüdüm
yürüdükçe aşina oldum
ruhuna sokak aralarının

Bir akşam serinliği tatlı tatlı yayılırken İstanbul’a kendimi şehrin kenarına çekerek, şehrin akan yoğunluğuna bulaştırmadan şehri yürüme eylemine başlıyorum. Yazın yapışkanlığı insanı ne denli deli eder, boğar bilirsiniz. İstanbul’un sıcağı sevimsiz ise de ona inat tatlı tatlı eser adeta insanların yüzüne bir öpücük kondurarak akşam rüzgârları. Esintilerin nahifliği vardır o tatlı rüzgârda.
İstanbul’da, esen rüzgârın da bir dili vardır. Tarihin sırlarını fısıldar durur bir rüzgâr melodisiyle.
Bir akşam alacası çökerken, vakte tatlı esintiler yayılmaya başlarken Fatih’ten Sultanahmet’e, Bayezıt’e, Gülhaneye Sarayburnu’na doğru bir yürüyüşe başlıyorum. Eski İstanbul'da istanbulun ruhunun derinliklerine inebilmek için bir şehir yürüyüşü.
Hayat akıyor, insanlar telâşlı telâşlı evlerine dönüyor. Gündüzün yoğunluğu ve koşturması bitmiş. Şehre akşamın sükûneti yayılıyor. Gittikçe azalan insanların omuzlarında günün yorgunluğu ve bu yorgunluğun insana verdiği bezmişlik, ama akşamın tatlı esintisi insanları bezginlikten çekip hayata sımsıkı bağlıyor; çünkü hayat her şeye rağmen güzeldir. Evine varınca ayağına dolaşan bir çocuk, güler yüzüyle hoş geldin diyen bir anne veya hanım. Ardından kendini yaz akşamında balkona atıp akşam karanlığı şehrin üzerine yayılırken yudumlanan bir bardak çay veya kahve. Dedim ya hayat güzeldir ve bizi sımsıkı bağlar dünyaya.
Eşsiz bir İstanbul akşamındaydım ve yüreğim yürüdükçe genişleyip İstanbul'u yükseklerden temaşa ediyordu sanki.
Sarayburnu’nda akşamüzeri ayaklarınızı denize uzatarak dinlenmeyi deneyiniz. Saçlarınızı savuran deniz serinliği, martıların çığlığı, umutla denizin üzerindeki süzülüşleri ve birden denize dalıp rızklarını aramaları… Sahilde cıvıl cıvıl koşuşan çocuklar, oltalarını her defasında yeni bir ümitle sallayan balık sevdalıları… Ben onlara balık avcısı değil de umut avcısı, İstanbul avcısı diyesim geliyor. O insanları oraya çeken balık değil, İstanbul’un o eşsiz güzelliğini soluklamak ve denizle iç içe olmak sevdasıdır.
Sarayburnu’nda denize daldıkça denizin sayfaları bir bir açılacak ve Bizansın, Osmanlının tarihinin sırlarını okutacaktır size. Denize baktıkça İstanbul için özellikle denizin Allah’ın ne kadar büyük bir lütfu olduğunu anlayacaksınız.
Gülhane içerisinde boğaz tarafında çay bahçeleri vardır. Boğazı ayağınızın altına alarak bakabileceğiniz, çayınızı yudumlayıp kendinizi hayatın kenarına çekebileceğiniz sayısız mekânlardan biridir.
İstanbul’un caddelerinde avâre dolaşmak ve yorulunca sıcacık bir mısır alıp yol üstündeki banklardan birine oturup mısırı yemek ve tarifsiz bir İstanbul akşamı seyretmek bende bir aşk derecesindedir. Sonra yürüyerek tarihî mekânların içine yerleşmiş bir mekânda çay yudumlamak veya nargile etrafında sohbeti koyulaştırmak... Nerede oturup üç beş insanın koyu sohbetlere daldığını görsem, hele de ağızlarında eski İstanbul Türkçesi varsa, bir kaç eski İstanbul beyefendisi iseler, o insanlara çok imrenirim. Hayatları tarihin bir sayfası olan bu insanlar, ömürlerini İstanbul’da geçirme bahtiyarlığına nail olmuş kişilerdir zira.
İstanbul’a ağıt yakanları hiç sevmem. Her şeyine rağmen güzellikleriyle beraber yaşamaktadır İstanbul. Bazı güzelliklerin kaybolduğu elbette doğru... Ama o geçmişin güzel dönemlerinde yaşayan insanlar da bugün sahip olduğumuz birçok modern güzelliğe sahip olamamışlardı.
İstanbul’da yaşamak için insan İstanbul'a âşık olmalıdır. Bir Yahya Kemal’in, bir Necip Fazıl’ın İstanbul sevgisi ve duyarlılığı... Yoksa İstanbul’da yaşamayı bir azap olarak telakki edeceksiniz sürekli. Trafiğinden, suyundan, kalabalığından yakınıp duracaksınız. Bunlar elbette bir problem, ama insan için önemli olabilecek sayısız nimetlere sahip olması bir çok insan için âşık olunabilecek bir servi endam özelliği kazandırıyor İstanbul’a. Eğer İstanbul’da yaşamayı değil de İstanbul’u yaşamayı idrak edebilirseniz.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Mustafa Oğuz kimdir?

şair - yazar

Etkilendiği Yazarlar:
sözü iyi kullanan tüm şair ve yazarlar


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Mustafa Oğuz, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.