..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir kimse, neden oltasını, içinde tek bir balık olmadığını bildiği bir göle sarkıtır? -Adalet Ağaoğlu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > kerem yüce




31 Ocak 2008
Onun Yaşadığını Ona Anlatıyordum  
kerem yüce
Önce kaçak avcılar durdurdu yüzümdeki iklimleri,sonra balta,hızar sesleri,gözümdeki yeşilleri taşıdılar gecenin koynunda başka suratlara.Peşine bir sel aldı;güller,papatyalar sular altında.Tıkandı kulaklarım,set çekemediğim taşkınlarla sürüklendim başka topraklara.Gözümü açtığımda oturuyordum tekerlekli sandalyedeki yalnızlığımla karşı karşıya.O hiç konuşmadan bakarken suratıma onsuz neler yaptığımı anlatıyordum,oysa ki onun yaşadığını ona anlatıyordum;ben yalnızlığımı bir yerlerde bıraktığımı düşünürken aslında hep sırtımda taşıyordum.


:AGDG:
Bir masa kurmuşum salona;iki sandalye,iki kadeh,iki peçete,herşeyden iki tane.Başlıyorum anlatmaya,anlatırken hızlıca devriliyor kadehler,tek kelime etmiyor karşımdaki,öyledir,böyle olmalıymış,hayırlısı buymuş demiyor,bir dudak izi bile bırakmıyor kadehinde...''Ah gözünü sevdiğimin yalnızlığı kaldı mı senin gibiler? '' diyorum yine cevap yok;sessizliğinin yüzündeki tebessüm yansıyor cemalime.
İşte öyle bir yalnızlık yaratmışım kendime;kalemle çizmişim suiletini,renk vermişim paletimden duygularına...Uzun kızıl saçlarını arkadan bağlamış,dökülmüyordu kahve gözlerine.1.30-1.35 boyunda küçükten elleriyle pembe bir şal dolamış boynuna.Altında bir tekerlekli sandalye olmayan ayaklarına aldırmadan bakıyordu gözlerimin içine...O bakarken yüzümdeki utangaçlığa sıkışıyordu hayat;o çocuksu,yanakları kıpkırmızı eden utangaçlığa.Gün aşırı sevdalarımdaki çılgınca sevmişliğim,sevilmişliğim yitiriyordu anlamını,anlam diye kavradığım herşeyin anlamsızlığı şimşek gibi çakıyordu beynime.Düzeltmek için kırptığım hayalleri topladığımda bir kelebeğin ömrü kadar kalıyordu yaşamışlığım.Gerçekle yüzleşmemek için uğramadığım mezarlar,dilimde bir isimle arşınladığım yollardan kısaydı.Bacamda tüten duman düşlerden geriye kalanlarmış diye düşünürken,islenen ellerimle o hayalleri yeniden tenime taşımışım.Oysa ki hayattan bir hayal çalmak için o sobada gençliğimi yakmışım.Bedenimdeki yanık kokusuna aldırmadan şöyle bir dönüp bakayım diyorum geriye;ayaklarımın terkettiği her basamak alev almış,küller uçuşmakta havada,ömür denilen satrançta bir adım geri alma şansım bile kalmamış.Bir acı ip atıp tırmanmış ve yerleşmiş yüzümün en orta yerine;evvel çadır kurmuş,bakmış tapusu yok zamanla kat kat betonlar atmış.
Önce kaçak avcılar durdurdu yüzümdeki iklimleri,sonra balta,hızar sesleri,gözümdeki yeşilleri taşıdılar gecenin koynunda başka suratlara.Peşine bir sel aldı;güller,papatyalar sular altında.Tıkandı kulaklarım,set çekemediğim taşkınlarla sürüklendim başka topraklara.Gözümü açtığımda oturuyordum tekerlekli sandalyedeki yalnızlığımla karşı karşıya.O hiç konuşmadan bakarken suratıma onsuz neler yaptığımı anlatıyordum,oysa ki onun yaşadığını ona anlatıyordum;ben yalnızlığımı bir yerlerde bıraktığımı düşünürken aslında hep sırtımda taşıyordum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın beklenmedik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yaralandığını Zanneden Avcı
Bir Hayallik Boşluk Yok
Unutsa Tanrı Günahlarımı Gelecektin
Kelebek Misali Hayatlar
Mor Beyaz Çiğdem Tarlaları
Suistimallerle Gelirdi Suikastler
Yarım Mutluluklar
Ters Esen Rüzgar
Derinlerde Yaşıyordu Kaybedenler

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İstasyon Hikayeleri
Ölümün Getirdiği Mektup
Çok Erken Gittin Yüreğimden
Adını Firar Koydum,istanbul İse Senin Yanında...
Avuntudur Bu Yazı Tüm Sevenlere
Aslında Hep Ayrıydık
Seni Sevdiğime de Pişman Olmak İstiyorum Sevgili
Yeni Bir Dille Merhaba
Ben Bir Ağlasam Kaybederdi Deniz Rengini
Bir Cesedin Elini Tutuyorsun

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sağır Duvarlarımsın [Şiir]
Deniz Olsun Tüm Sevdiklerimin Adı [Şiir]
Dört Harften Bakardım Sana [Şiir]
Gölgen Gezinmekte Hala İçimde [Şiir]
Kendi Celladım Oluyorum Seni Düşündükçe [Şiir]
Ayrılık Tüm İstasyonları Tek Tek Dolaşmış [Şiir]
Güneş Olup Dokunma Perdelerime [Şiir]
Bir Güneş Yürümekte [Şiir]
Saf Tutuyordu Oda [Şiir]
Fırıncı Çocuk [Şiir]


kerem yüce kimdir?

Yazmak,düşünmek gibidir;kağıdı kaleme değdirmen yeterlidir bazen ve akıp gider harfler bir gölün üstünde giden sıralı kuğular gibi. Gözünü açtığında okyanuslara açılmış,türlü balıkların bahçesine misafir olmuştur o kuğular. . . Ama öyle bir an gelir ki;kıpırdamaz kalem,bileğini sıkıca tutar sanki bir el. . . Bir yazarın tıkanması hiçbir şeye benzemez. Tıkanan lavaboyu açarsın,logarın altına yetişir vidanjörler,trafikte yardıma koşar emniyet şeridi,fakat yazarla kelimelerin arasındaki o duvar kalkmadıkça bitmez tıkanıklar. Bir çocuğun topunun dikenli tellerle çevrili bahçeye kaçması gibi. Tek sorun zamanın akışını beklerken fırtınanın dalgaları harekete geçirebilme ihtimalidir. İnatla beklenir o tellerin etrafında,aşılmaya çalışılmaz duvarlar. Bilmektedir yazar uygun bir zamanın olduğunu ve o zamanda bahçenin sahibinin çıkıp geleceğini. Çünkü kendi özgürlüğüne kavuşurken başka özgürlükleri yok etmek üzerine kurulu değildir yazarın felsefesi. . . Ve doğru zamanı yakaladığında başlar fırtına,sörf tahtasının üstündeymiş gibi dans edilir dalgalarla,çözülür beyindeki zincirler,kanat çırpar en beyaz kuşlar saçlarının üstünde. Böyledir yazmak bir yazar için;ekmek gibi,su gibi vazgeçilmez, havadaki gizli kelimeleri nefesle çekmek gibi ciğerlerine. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Cezmi ERSÖZ,Nazım Hikmet RAN,Can YÜCEL,Ümit Yaşar OĞUZCAN,Edip CANSEVER,Özdemir ASAF,Ahmed ARİF,Cemal SÜREYYA


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © kerem yüce, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.