Gözlerinin göremediði kadar seversin.Görmeye baþladýðýnda þekli deðiþir eski,kýymetli madenlerin;o fire verir sense yavaþ yavaþ yitirirsin deðerini..Oerimede kabullenemeyiþin;kýrýk bir kanatla rüzgar yaratma çaban ama yetiþmez soluduðun hava imdadýna.O erir,sen erirsin,umutsuzluk kaplar her yanýný,umduðundan daha çok umutsuzluða düþersin.Bir zamanlar göðüs kafesine kilitleyip gözbebeðin gibi baktýklarýn bile kanatlanýr,uçar gider demir parmaklarýn arasýndan.Oysa bir tek sana yetiþmez o hain rüzgar,etrafýnda demir parmaklýklar olmadýðý halde bir tek seni çýkarmaz kendi içinden.Bir kez esmiþtir sana yalnýzca bir kez ama o ters esiþte kýrmýþtýr kanadýný ve sen bir yandan çürürken bir yandan erirsin kendi içinde kilitlenmiþliðinde.Bir tek sen kalýnca,gözbebeklerindeki tüm evler boþaltýlýnca gözkapaklarýný indirirsin kefen diye ve kaybedecek hiçbir þeyin kalmadýðýný anladýðýnda herkesin sessizlik ve huzur dediði hüküm sürmez o kefenin içinde.Karanlýðýn ortasýnda uçup gidenlerin býraktýðý tüm hatýralarý bir köþeye toplar yakarsýn.Sen yakarsýn için erir,ýsýnman gerekirken daha bir üþüyüp titrer bedenin.O yaktýklarýndan gelen çýtýrtýlarý dinleyip duvarlarýnda kocaman olan gölgenle kavga edersin.Bu kavgada hep dayak yemiþliðin,gözünü açtýðýnda is içindeki duvarlar ve o kýrýk kanadýnýn acýsý.Uçmak için rüzgara ihtiyacý varken,kendi içinde sevdiklerini bir bir yitiren ve rüzgara rest çeken,kanadý kýrýlmýþken kendi içini cehenneme çevirip o ateþin gölgesinde can veren martýnýn hikayesini bilir misiniz?