Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero |
|
||||||||||
|
hele bir cemre düşsün sağaltıp da kederlerini yankılanan serseri naranın sahibine döner gibi hele bir cemre düşsün *** bir İbrahim uyanır karanlıklar içinden damıtıp da küfrün zehrini, kucaklayıp nefretiyle şekillenen baltasını geçip inkâr sızan kapıların önünden yalınayak hiddetli ve muti korkmadan yılmadan içinden (derinden)kopan fırtınayla *** üç putun önünde duruşuyla bir hamlede sarsışıyla ve kırıp birer birer asıp ta baltasını en büyüğünün boynuna... *** ışıdığında gün sarı topraklar üzerinde kavrulmuş kalplerin ani atışları Tanrılarından çok onlar ölmüştü... Sıcağında güneşin, Harran’da buz kestiler toplanıp çılgın başlar hep bir ağızdan sordular savrulup hınçla ve ısırıp dudaklarını ‘kim’ dediler sonra hep bir ağızdan ‘O’ dediler. Kuşandılar ağırlığında zamanın Zehrin yeşilliğinde yutkunarak Hınçlarını yüklenip heybelerine Dizginlerini boşaltıp, Soluksuz koştular... ‘Sen’ dediler “Sen mi parçaladın tanrılarımızı”? ‘Ona sorun’ dedi İbrahim... Boynunda balta asılanı göstererek homurtular öfkelendi... Tanrılar konuşmaz dediler Nereden bilsin ki... Daha da karardı yüzler Hep bir ağızdan ‘Sen’ dediler... Tanrılarından çok onlar ölmüştü... *** hele bir cemre düşsün nar kızıllığında yüreğinin seslenişini haykırarak... kurulsun sonra meydan taşınsın asrın yangınına inkârın kor aleviyle sarsılan bedenlerin kollarında İbrahim’in otağı kurulsun alevli bağırışlarla kanatları bağlı bir kuş havalansın sonra yangına konsun serin yuvasına... hele bir cemre düşsün alevlerin içinde açılsın rahmet-i Huda bir emir gelsin ateşe yangını sarsın inkârın üstüne sarsılsın dalgalanan sarhoş bedenler yakıcı çığlıklarla kavrularak... çağlasın alevlerin bağırışları serin ve selim bir yurt olsun hele bir cemre düşsün cennete dönüşsün kuraklıklar sağanak sağanak güllerin muştusu yayılsın sayıklayarak kabarsın yürekler sancısı başlasın dağlarla yaren bulutlar dönsün bir raksetsin âlem hele bir cemre düşsün... sağır yankıların taşlaşan ruhları bürünsün yalnızlığına ağartıp ta korkularını ateş denizlere dönüşen sofralara kurulup lokmalar ısırsınlar.... dağlanan ruhların haykırışları sonra... ateş yakmaz ki İbrahim’i yakmaz ki ateş İbrahim olanı 01.06.2001
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Mustafa Çİçek, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |