..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Deneysel > nurşin




20 Eylül 2008
Ağustos Böceğiyle Karınca Meseli' Ne Ters Bir Ayna  
nurşin

:AGHF:

Hep bilirsiniz, ağustos böceği bütün yaz boyu çalar söyler sazını.
Sonra o çetin kış gelir. Karınca garantiye almıştır kendini, boyuna çalışmıştır. Ağustos böceği kış gelince yardım ister, az biraz yiyecek ister karıncadan. Karınca ona bilgiç bilgiç hayat dersi verir. Zırnık koklatmaz.
     Küçükken bu hikaye beni nedense ağlatmıştı. Ağustos böceğinin
kışın soğuğunda aç açıkta bırakılışı, bana karanlık dipsiz bir kuyu gibi gelmişti. Bir de üşümek gelmişti aklıma. Karıncaya öfkelendim mi anımsamıyorum. Ama isyan ettiğimi iyi biliyorum.
Yıllar sonra bir yerde karşıma bir gerçek çıktı:
Ağustos böceklerinin yumurtası 13 ay ve kış boyunca toprağın altında bekler.
Baharın-yazın çıkar ortaya ve ömrü sadece 3 hafta kadardır!!!.

Yani bu masal Koca bir YALAN….

Karınca boyuna yuvasına yiyecek taşırken bizim ağustos böceği sazını çalamaz ki. Doğmamıştır henüz. Ama masal bu ya! olur diyelim, olsun. Eee karınca da o sazın sözün hatırına şevkine, ritmine, güzel melodisine uyup daha neşeli taşımaz mı yuvasına yiyecekleri… Ağustos böceği verebileceği tek şeyi verebiliyor, birkaç şarkıyı, dahası ömrü de pek kısa biliyor. Ne yapsaydı? Yine de acısını yenerek doğayı neşelendiriyor.
Dahası, ağustos böceği sanat icra ediyor. Ve orijinal masal, sanatı da hakir görüyor. Çalıp –söylemeyi, boşa vakit geçirmeye indirgiyor. Besteyi, özgünlüğü yok sayıyor. Masalı dinleyen çocuk, yaşamın sadece çalışmak çalışmak olduğunu ‘’çok çalışanın kazanacağını’’, diğerlerinin ölmeye, sürünmeye mahkum olacağını, öyle olmasının gerektiğini bir güzel çekiyor içine mıknatıs gibi.
(Çocuk gelişimci olsaydım belki tüm masalları gözden geçirir alternatiflerini yaratırdım, sonra da işsiz kalırdım herhalde)
Dahası Kadim dostluklar kolay kurulmuyor, özen, emek, dikkat istiyor. İlgi istiyor. Dar bakışlar hareket alanımızı daraltıyor. Bizi sıkıştırıyor. Başka türlü olabileceğini, kalıplardan çıkmadan göremiyoruz. Çünkü bize dayatılan kalıpları kullanarak düşünmeye mahkumuz sanki. Bu masalları dinlediğimizden mi? Belki de öyle. Ağustos böceği şarkılar hediye ediyor karıncaya. O elindekini gülümseten, değer veren olarak görüyor. Üstelik bunu yapmaktan da hoşnut. Karıncadan istediği birkaç yiyecek parçasını, karıncanın teşekkürü olarak alacak. Ona yine şarkılar çalacak.
Karınca, kendi güdülenmiş kalıplarından çıkamayacak… Sürekli bir hat üzerinde gidip gelmeye, biriktirmeye alışmış… Ağustos böceğinin beklentisini tehdit olarak algılayacak, dostluk kapısını çalan olarak değil. Böylelikle, ağustos böceğimizin sazını çalmaya da gücü kalmayacak. Varoluşun özüne yabancılaşan doğaya küsüp gidecek…
Çocukların dünyası bizim gibi değildir. Bizden az şey görmüş, duymuş, yaşamış olabilirler. Ama onların kucakları daha geniştir. Masum hallerini kirletmemek gerek bu masallarla. Eğer ki üzerimize sinmişleri varsa silkelemek gerek. Çocuklarımız, yardımı, dostluğu, inceliği bu masallarla mı öğrenecek?





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


nurşin kimdir?

hekimlik okurluk ve artık yazarlı uğraşındayım

Etkilendiği Yazarlar:
Oğuz Atay, Murat Gülsoy, Aslı Erdoğan, Toprak ışık,eduardo galeano,Marquez, yaşar kemal,selçuk Altun,Yusuf atılgan,oya Baydar


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © nurşin , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.