İzEdebiyat - ademoğlu - Noel Baba Bize de Özgürlük Getir

Kendi rotalarını çizemeyen ülkeler, başkalarının potalarında erimeye mahkumdurlar ve kendisi olmak yerine, hep başkalarını taklit edenler; sonunda, ne onlardan olabilir, ne de kendi özüne dönebilir!.. Yok olur giderler.
Bizler ne doğulu olabildik ne de batılı... Böyle arada bir yerde sıkışıp kaldık.
Bir yandan batıyı taklit etmeye çalışırken diğer yandan kendi değerlerimizi küçümsüyor ve onları da dejenere ediyoruz. Yılbaşı, anneler günü, sevgililer günü vb. gibi batı özentisi ve tamamen tüketim odaklı saçmalıklara karşı gelmişimdir her zaman. Çam ağacı süsleme ritüeli, Noel baba kıyafetli tiplemeler... Bu nasıl bir özenme, nasıl bir yozlaşma? Aklım almıyor. Caddelere, sokaklara, mağazaların vitrinlerine ve hatta evlere bir bakın. Her yerde bir ''yılbaşı'' hazırlığı var.

Peki kimdir bu Noel Baba?
Efsaneye göre Noel Baba, Noel gecesi çocuklara hediye bıraktığına inanılan kişidir ve kökeni, Antalya'nın Kale ilçesinde (Myra) yaşamış bir 4. yüzyıl Hristiyan azizi olan Piskopos Nikola'ya dayanır.Kuzey Kutbu'nda eşi ile birlikte yaşar. Elfleri ile birlikte çocuklar için oyuncaklar yapar. Noel Baba ren geyiklerinin çektiği uçan kızağını hediyelerle doldurur ve evlere bacalardan girerek herkesin hediyesini dağıtır.Hatta bazı ülkelerde Noel Baba grottoları kurulur ve çocuklar Noel Baba kılığındaki oyuncuların dizlerine oturarak hediye olarak ne istediklerini söylerler.

Gelirini müslüman katili teörist İsrail'e bağışladığını duyuran dünyaca ünlü bir içecek firması sayesinde başarılı bir mutfak çalışmasıyla bugünkü imajına kavuşan kır saçlı, uzun kır sakallı, sevimli, koca göbekli, tonton, gözlüklü, beyaz tüyleri olan kırmızı bir cüppe giyerek bir de kukuleta takan Noel Babayı her yılbaşı reklamlarda onun kıyafetlerini giymiş adamlar sayesinde görürüz. Alışveriş mekanları müşteri çekebilmek için yine aynı şekilde Noel Baba kıyafetli insanları kullanır. Peki ya Noel Baba kılığında çocuklara hediye getirme bahanesiyle ev ev dolaşıp elinde boş çuvalla hırsızlık yapan ''Nail Babalar...'' Yakalanma korkusu da yok. Bahanesi hazır. ''Ben Noel Baba'yım. Size hediye getirmiştim. Ho ho ho...''

Gelelim Noel Baba ve bizim Nasreddin Hoca arasındaki iki medeniyetin farklarına...

Hoca karakterlidir... İtibar görmediği evde yemeği "kürkü"ne yedirir, ağzına lokma koymaz...
Noel'i ise kapıdan kovsanız, "baca"dan girer!.. Bilirsiniz, bu tipler bütün hukuk sisteminde "haneye tecavüz"den yargılanırlar.

Noel Baba, ‘bütün çocuklara karşılıksız armağan verme’ gibi ütopik, imkansız bir fikrin kolpa kahramanıdır… Nasreddin Hoca, ‘parayı ver düdüğü çal’ dürüstlüğüyle realist ve sahici bir kimsedir.

Noel Baba, kapitalist üretim şartlarının emrindedir. "Tüketim"i körükler!.. Nasreddin Hoca ise, "üretmek" umuduyla göle bile maya çalar.

Noel Baba, çam ağaçlarının katliamında başrol oynar… Nasreddin Hoca, sadece bindiği dalı keser, zararı daha ziyade kendinedir.

Noel Baba maddecidir, nesneler sayesinde ün yapmıştır… Nasreddin Hoca, paraya çevrilemeyecek bir zenginlik kaynağıdır, ruhu ve zekâyı besler…

Noel Baba, geyiklerin çektiği kızakla, üstelik bir de uçarak, itici bir sürrealite içindedir… Nasreddin Hoca, eşeğine ters binerek reel ortamda sürreallik gösterdiği için daha çarpıcıdır…

Çağdaş Noelciler, Irak ve Filistinli bebekleri sevmez. Bacalardan misket bombası atar. Bubi tuzağından satın alana, "promosyon" olarak "ceset torbası"nı sıkıştırırlar.

Noel Baba kapıları çalar, çocuklara hediyeler getirir. Filmlerde de öyle gösterilir. İsrail'de çevresine toplanan Amerikan askerlerine hediyeler dağıtır.
Coca Cola, Mc Donald's, Nestle çikolatalar, Nescafe'ler
Ariel Matik'ler, Disney, Estée Lauder, Nokia, Revlon, Marks& Spencer, Sefridges ve IBM marka ürünler vardır çuvalında...
Ve az ileride, Filistin'li çocuklar ilaçsızlıktan, gıdasızlıktan ölür. Çünkü Noel Baba özgürlük getirmiştir.
Çocuklar haykırır, ''Noel Baba bize de özgürlük getir!''

Başınızda bir ucu sivri süslü püslü fiyonklu şapkalar, ellerinizde üfleyince şişerek öne doğru açılan kıvrımlı şişme oyuncaklar...
Siz ki çam ağacıyla yılbaşını kutlar, O çamın üzerine süsler, çoraplar ve dibine paketler koyarsınız. Kırmızıları giyer, yeni yıla kalan dakikaları sayarsınız.
Size güzel yurdumun kıvrak zekasının ürünü olan bir türküyü armağan ediyorum.

''Yatırdım yatırdım çam dibine''
( ......)