En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
Böylesiyle ilk defa karşılaşıyordum.....Sonra ilk görüş derler ya...kapıldım bikere rüzgarına.....Ve oyun oyunlarla devam etti.....tabi neden bana takıldığını hiçbir zaman anlayamayacağım....O nun dediği gibi isim şehir oynamaktan sıkıldığını da zannetmiyordum......ve sonra mesajlar , e-mailler..... Neden sonra bana “ Kaf dağından mı bağlanıyorsun “ dedi....(Gerçekten bu kızın ölümü fesatlıktan olacaktı..!!!) Derken kendimi Kaf dağının zirvesinde buldum....Hayal miydi yaşadıklarım....Evet şimdi burda Tanrıya daha yakındım....İnsan Sanal dünyada kendini bi garip hissediyor....Boşlukta idim ve cevapsız yüzlerce sorum vardı....ve ben otobüs durağında bu satırları yazarken niye gülüyordu kızlar!!!....Sorular .....Sorular....Ne olacaktı sonra....apayrı dünyaların insanıydık......O yeni dünyadaydı ben eski...Ve en zor soru da Sanal Aşk gerçek olacakmıydı ve eğer başlarsa sonu ne olurdu....tabi bu soruların cevabı ancak yaşanılırsa öğrenilebilirdi.....ve fakat ya sonu hüsran olursa.? diye içimi kapkara endişeler kapladı....çözüm basitti....kurtulmak....evet kendimi koparmalıydım bu dünyadan......neden sonra wolkmenimden gelen sese kulak verdim...Orhan baba “batsıııın buuuu dünyaaa.....batsııııın buuuu dünyaaaa “ diyordu......Ruhum acı acı kıvranmaya başladı.......birden ikinci parça ve : Müslüm Baba “ Tanrım beni baştan yarat “ diyordu........Titremeye başladım...alel acele cüzdanımı çıkardım...Tüh lan jiletimi unutmuşum....!!! Ama olsun yüksek bir yerdeydim...bir uçurumun kenarına geldim...mazi bir film gibi geçti gözümün önünden........Çok acı çekiyordum. Ve bu intiharın nedenini kimse bilemeyecekti...Belki biri hariç .....evet biri....Buse idi adı....ne güzel de adı vardı bitanemin....O anda durdum....ve Ferhat ile Şirin geldi aklıma....Ferhat dağları delmişti aşkı uğruna...bi başlangıç yapacaktı...ömrünü aşkı Şirin e feda etmişti...Ama kavuşmadan bitiyordu........ Mecnun da öyle değilmiydi....demekki gerçek aşk orda saklıydı ....Evet biricik aşkım bitanem Busem bir konuda haklıydı.....onlar başka çağda yaşamışlardı......Pekiii şimdiki çağda gerçek aşklar Sanal Dünyada mıydı acaba.???.........Neden sonra bir soğuk rüzgar esti....içimi titretti....ve kaldığım yerden devam etmeliydim....Hem burda beni engelleyecek kimse de yoktu.......Veya “ Hadi lan atlasana eşşolu eşşek” diyenler veya üç beştane lavuğun “ atla atla “ diye temposu da yoktu.......Yalnızdım... Ve hazırdım....Neden bilmiyorum ama ağlamaya başladım...Fakat korkmuyordum ölümden....sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım....Yüzünü bile görememiştim Buse min.....Şu GARİP SANAL DÜNYADA NE GERÇEKLER YAŞANIYORDU.......NE GERÇEKLER......VE GERÇEK DÜNYADA NE SANALLAR VARDI .........NE SANALLAR....... Boğuluyorum sandım......ağlamaktan boğazım düğümlenmişti.......bir sigara çıkartıp yaktım.....Birden iki kolumdan iki kişi tuttu....ürperdim birden.....eyvah eyvah dedim...geç kaldım....Biri asık suratlı yaşlı adam.....diğeri nuryüzlü bir yaşlı kadın.....Neden sonra yaşlı adam gözlerimin içine baktı...... Kalbimin derinliklerine iniyordu sanki ve dedi : “Evlat sen bu Kaf dağının neresi olduğunu biliyormusun ??? kafamı iki yana sallayınca yaşlı adam : Burası iki dünyanın tam ortasıdır evlat !! .....Kaf dağının arkası da öbür dünya.....dedi.....ve dedi : seni böyle ağlatan şeytandır....“ Neden sonra yaşlı kadın araya girdi ve hayır dedi :” oğlum sen bakma ona asıl şeytan odur........Seni güldüren de melektir !! Melek !!!.... Evet sanki biri Melek biride şeytandı.....Yaşlı adam tekrar sözü aldı ve : ” Evlat sen ümitsiz vakasın hadi SSK ya!!!...atla dedi...birazda itekleyerek. Kurtul bunlardan dedi....” Tam atlarken ....yaşlı kadın tuttu kolumdan......” Olurmu yavrum uyma şeytana” diyerek çekti geri beni..... ve “ Meleğini düşün .....Buse’ni düşün !!!” ....dedi.....ve “ Bir liste tut dedi....Gerçeğe dönüşmesinden korktuğun sanal aşklarını yaz.....” Beni yine ağlamak tuttu.....Hüzün bastı birden.... Şimdi iş bu ikisine kalmıştı......Neden sonra yaşlı adam kadına bir Osmanlı tokadı indirdi...Sonra kendimi boşlukta buldum....Evet adam kazanmıştı....Neden sonra daha havadayken ölmüşüm....ve ne gariptirki hala ağlıyordum.... Uyandığımda herşey bitmişti............fakat ben hala ağlıyordum....hemde hıçkıra hıçkıra.... Yine gerçek dünya................yine gözyaşı............ve yine olması imkansız olan sanal aşklar............ Veeee....nerdesin benim biricik harita metod defterim .......ve nerdesin hiçbirzaman gerçekleşmeyecek olan sanal aşklarımın listesi...........
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alper KARA, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |