..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan kendini bilmeli. Gerçeği keşfetmeye yaramasa da, yaşamayı öğretiyor. Ve bundan daha güzel birşey yok. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Mustafa Kılıç




10 Şubat 2010
Hainler ve Kahramanlar  
Mustafa Kılıç
Bu yazıyı sayın başbakan sözde demokratik açılım için yatığı nutuklarda Nazım Hikmet'i,Ahmet Kaya'yı andığında yazdım.Yılarca bu sanatçılarımız dışlandı tek istediğim onların adlarının,fikirlerinin siyaset adına sömürülmekten vazgeçilmesidir.gerçekten bizim değerlerimiz oldukları için adları zikredilsin başka şeyler için değil.


:AIBF:
HAİNLER VE KAHRAMANLAR
Bugün bir şiir okudum.Bir vatan haininin şiirini.Öyle bir hain ki doğduğu topraklardan kovulmasına karşın hala eserlerinin yayınlanmasına izin veriliyor.Birde değişiklik yapıp haberleri izledim bugün.Kahramanları gösteriyordu beyaz cam.Suikastlar yapan,halkı bölen,yoksulun yetimin hakkını onları yok etmek için kullanan kahramanlar.
Sırf aykırı olduğu için iktidarla uyuşmadığı için Pir Sultan’ı astık yıllar önce. Oysa sadece güzel bir dünya istiyordu. Kardeşçe yaşamayı öğretmeye çalışıyordu.Bir an çıkar gruplarının tahriklerine kapılmanın bedeli çok ağır oldu.Pir Sultan’a görülmemiş eziyetler yaptık.Bize öğreteceği daha çok şey vardı.Ama bize hiç gönül koymadı.Çünkü o bir gönül adamıydı.Halkının masumiyetine inanıyor ve onları seviyordu.
Her insan kardeşçe yaşayalım, kimse kimse vurması, düşmanlık olmasın diyor.Peki söylemekle oluyor mu?Sinema tarihimize adını altın harflerle yazdırmış olan Yılmaz GÜNEY’i dönemin iktidarıyla aynı fikirlere sahip olmadığı,muhalefet olduğu için ülkesinden kaçırttık.Onu da vatan haini ilan ettik.Böyle bir vatandaşımız yok dedik.Sanki haksızlığa direnme cesaretini gösterebilen,toplumumuzun gerçeklerini bu kadar çıplak anlatabilen yüzlerce aydınımız varmış gibi ona ihtiyacımız yok dedik.Doğduğu topraklara,sevdiklerine hasret;gözü açık yolcu ettik onu.Bizim sanatçımıza bizden daha iyi onun değerini bilen binlerce yabancı eşlik etti son yolculuğunda.Ardından gözyaşı döktüler.Ancak yıllar sonra o bizim evladımız deme cesaretini gösterebildik.Ama hala onu kendi topraklarına getirip ruhunu huzura kavuşturamadık.
Bir “Mavi Gözlü Dev” vardı bu dünyada.Tanrı onunla vatandaş olma şansını bize verdi.Çok beğenmişlik edip elimizin tersiyle ittik bu şansı.Öyle bir hırsa kapıldık ki;onun aşk şiirlerinde bile ona komünist yaftası yapıştırdık.Söylediği her sözde bir anarşi arayışı içine girdik.Oysa o kendi memleketine,kendi evine şiirler yazmak istiyordu.Tanımadığı şehirlerde kalmak zorunda olduğu nemli otel odalarına değil.Cadı avına çıkmış gibi kapitalist,anarşist dediğimiz aydınların peşinden teneke çalarak kovaladık onları.Böyle geçti bir Nazım’da…
Birde türkülerimizin asi çocuğu Ahmet KAYA vardı. Şarkı söylemek istedi diye insan vatan haini ilan edilir mi,demeyin?Bizim ülkemizde ediliyor.Başka bir dilde şarkı söylemek istediği için onu da kovduk.Madem dilimiz o kadar üstün neden uluslar arası yarışmalarda ülkemizi İngilizceyle temsil ediyoruz.Neden böyle kararlar aldıkları için sorumluları vatan haini ilan etmiyoruz.Belki de korktuğumuzdandır.
Hepsini teker teker kovduk.”HAİN” dedik.Ölülerinin bile doğdukları topraklara gelmelerine izin vermedik.Ama işin garip yanı sadece bedenlerini kovduk.Onları kovan devlet halkın zihinlerinden ne onları silebildi ne eserlerini.Onlar halkın kalbinde yaşamaya devam etti.Yani onları gerçek anlamda kovacak cesaretimiz bile yok.Yaptığımızın devamını getiremeyecek kadar aciziz.
Sırf oy kaygısına Ahmet KAYA’nın,Nazım’ın,Yılmaz GÜNEY’in ve daha nicelerinin yıllar önce söylediklerini başbakan daha bugün söyleyebildi.Olsun oda bir kazanımdır.Umarım bu söylediklerinin arkasında durabilme cesaretini gösterebilir.Yoksa bu da yeni bir malzeme bulununca unutulup gider.Tek dileğimiz bu sözlerin arkasında durulması ve bir an önce o aydınlarımızın kemiklerinin de olsa doğdukları topraklara getirilip şereflerinin iade edilmesidir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Mustafa Kılıç kimdir?



Etkilendiği Yazarlar:
yaşar kemal,ahmet altan,can dündar,mehmet uzun


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mustafa Kılıç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.