Sorularla dolu bir kitap... hiçbir zaman eksiksiz olamaz. -Robert Hamilton |
|
||||||||||
|
-Efendim babacığım? Annemin öfkeli bakışlarını üzerimde hissediyordum.Başımı hafifçe kaldırıp göz ucuyla ona baktım.Tuhaf bir yaratığa bakıyormuş gibi gözlerini gülerek bana dikmişti.Yavaşça masadan kalktım.Bir şeyler uydurmam gerektiğini hissediyordum Ümit bey ve eşi gözlerini bana kaygıla dikmişlerdi.Onlara dönerek -Kusura bakmayın.Bir arkadaşımdan telefon bekliyordum gecikince..biraz meraklandım.Sonra da anlarsınız işte..Hayal gücüme yenik düştüm -Anlıyorum tatlım lütfen arkadaşını ara da rahatla. Hemen yan odaya geçtim.Buket’i aradım -Buket.Ben Ecem. Beni dinlediklerinin farkındaydım Bu yüzden sesimi kısma gereği duymamıştım. -Ne oldu Ecem? -Şey sen aramayınca meraklandım -Kızım niye arayacaktım seni?Benden telefon mu bekliyordun tatlım Kız yoksa bana yanık mısın?Kendimi tutamayarak gülmeye başladım Her zamanki berbat espirilerini yapıyordu. -Tamam canım seni de çok yordum.Notları almaya gelirim yarım -Ne notu yavru üşüttün mü?Yoksa… -Tamam iyi akşmalar. Diye telefonu yüzüne kapattım.Derince nefes aldım.Yağmur hala yağıyordu.İçerdekilerin birşeyle konuşmaya başladığını işitiyordun.Annme ürkek ve saygıyla birşeyler anlatıyordu Berna Hanım’a.Pencere yaklaştım.Dışarıya bakmaya başladım.O kadar tuhaf hissediyordum ki..Niçin böyle saçma bir oyuna kalkışmıştım ki?Yemek salonuna geri döndüğümde hala aklım karışıktı. Bir süre başımı önüme eğerek yemeği tırtıklamay devam ettim. -Ecem tatlım üniversite de hangi bölümü seçeceksin?Berna Hanım’ın sorusunu önce yanlış mı duydum diye yüzüne baktım.Sonra da ülmeye başladım.Gülmem herkese bulaşmıştı -Bu soru için biraz geç kaldınız dedim gülmeye devam ederek Ben matematik öğretmenliği son sınıf öğrencisiyim. -Ne…Tatlım kusura bakma o kadar genç görünüyorsun ki..Hemde son sınıf… -Önemli değil alışkınım bu tür durumlara.Bir gün dersimize konuk bir prof girmişti.Bir soru sordu tüm sınıfa .Ben yaptım soruyu.Daha sonra ayağa kalktım. Soruyu yaptım diye.Adam bana baktı baktı. -Kaç yaşındasın küçük?Öyle tuhaf oldum Hemde ikinci yılımdaydım.Bu yüzden lütfen üzülmeyin dedim sakince.Melih’e baktım.Hala gülüyordu.Gülümsemesi içimi ısıtıyordu.Sıcacıktı,yumuşacık,içten,masum. -Ecem çocukluğunda da böyleydi.Yaş grubuna göre küçktü hep. -Bence böyle çok tatlı kızınız.Sahi istediğin bölüm müydü -Evet. Dedim inançla.Berna hanım’ın gözleri oğluna kaydı -Ne güzel keşke Timur’da senin gibi olsaydı.Bir an şaşırdım.Kadın şaşkınlığımı farkedince -Timur küçük oğlum.Amerika’da okuyor.Ama dört kez bölümünü değiştirdi.Şimdi de İç mimari okuyor.Arkadaşları son sınıftalar ama o… -Dengesiz dedi Melih.Yemeğe oturduğumuzdan beri ilk kez sesini duyuyordum. -Haksızlık etme kardeşine Melih.Herkes sen veEcem gibi şanslı değil ki. -Haklısın baba dedi yine buz gibi bir sesle. Babam ortamı yumuşatmak için -Ecem çok güzel türk kahvesi yapar.dedi Herkes oturma odasına giderken kahveleri hazırlamak mutfağa geçtim.Birkaç dakika sonra Melih de mutfağa geldi. Kaşlarını çatarak bana baktı -Bir şey mi istiyordun dedim ürkekçe -Su Bir bardak suyu ona verdikten sonra kahveleri hazırlamaya başladım.O kadar gergindim ki.Mutfaktan çıkmazsa kalp krizi geçirebilirdim.Ama suyunu bitirdikten sonra tezgaha yaslanarak beni izlemeye başladı. -Evet? -Ne evet? -Başka bir şeyde mi istiyorsun.?Gerginlikten sesim sert çıkmıştı.Yine dudaklarını yavaşça yukarı kıvırdı.Gözlerinde tuhaf pırıltılar vardı -Bunun için çok erken dedi.Hiç bir şey anlamakıştım Ama boynuma kadar kızardığımı hissettim..Ben kahveleri hazırlayıncaya kadar beni izledi. -Güzel değilsin dedi bir anda Az kalsın kahveyi üstüme dökecektim.Ne diyordu ya bu?Güzel olmadığımım zaten biliyordum.İlk kez ona karşı öfke hissettim.Soğuk gözlerle yüzüne dik dik baktım..Ama o muzipçe konuşmaya devam ediyordu -On altısında büyükte göstermiyorsun.Boyun kısa.Çok zayıfsın.Bacakların k çok kalın.Göz rengin… -YETER.Evet çirkinim ama bu benim sorunum anladın mı?Bildiğim şeyleri söylmene gerek yok.Hışımla mutfaktan çıktım.Uyuyan güzel.Yanından bile geçmiyorum.Gözlerimin dolduğunu hissediyordum.İlk kez birisinden hoşlanıyordum o ise hiç utanmadan çirkinliğimi yüzüme vuruyordu.Arkamdan Melih geldi.Onlar gidinceye kadar bir daha konuşmadık.Sonra annemlerden izin isteyip odama çekildim.Yastığıma sarılarak ağlamaya başladım.Gözyaşlarım durmak bilmiyordu.Aptal.Evet yakışıklısın ama iğrenç ..iğrenç.. birisin. Kibirli mahluk.Öküz,insanlıktan nasibini almamış hödük diye diye sabaha doğru uyudum.Öğleden sonra ancak annem uyandırınca kalktım.Bütün gün yüzüm asık gezdim evde.Okulda da pek farklı değildim burnumdan soluyordum.Buket bile bana bulaşmadı korkudan.Hava yine yağmurluydu.Eve otobüsle gitmek istemiyordu canım.Yağmur sakinleştirir diye yürüyerek eve gittim.O sırada birşeye çarptım .-Pardon diye yana geçtim.Ama tanıdık bir ses beni durdurdu --Aptal kız hastalanacaksın.Sese yöneldim, başımı rüyadaymış gibi yavaşça kaldırdım.Bir çift kara göz gördüm.Muzipçe parlayan bir çift kara göz. -Beni çok beklettin dedi sonra belimden tutarak beni kendine çekti. Şimdi keşke diyorum keşke o gün karşılaşmasaydık.Keşke masal kahramanı olmadığımı farketseydim.Keşke kalbime yenilmeseydim. Keşke…..Onu bu kadar sevmeseydim
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Irmak Soytaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |