Gerçek sanat, gizlenmesini bilen sanattýr. -Anatole France |
|
||||||||||
|
Kredisi bize de yansýrdý. Yýllar sonra askerden bir izin dönüþü yitirdim babamý. Kalp krizi ayýrmýþtý onu sevdiklerinden. Yüzündeki gülümsemesi duruyordu, gözleri açýk kalmýþtý. En çok da o koydu bize. Torbalý Devlet Hastanesinde ölüm erken uðramýþtý evimize. Cenazesi çok kalabalýktý. Ýzmir aðlýyor, gökyüzü aðlýyordu... Nenem gelip baþýnda aðladý. “Keþke” dedi, “Hasan öleceðine, benim kýzým öleydi!” Koskoca Galo Dedem gözyaþý döktü. Onu aðlarken hiç görmemiþtim. Babam göçüp gitmiþti bu dünyadan, ama kokusu ve sesi hep asýlý kaldý evimizin bir köþesinde. Amcamlar yokluðunu hissettirmedi bize bir süre babamýn. Hep yaný baþýmýzda oldular, destek verdiler. Mehmet amcam babamýn bir büyüðü, güleç biriydi. Ceketinin iç cebinde çocuklar için hep çikolata ve þeker taþýrdý. Küçük çocuklar onu görünce: “Koþun çocuklar Þeker Dedemiz geldi!” diye baðýrýrlardý neþeyle. Kýsaydý boyu, gözleri ýþýldar, eliyle sevgi daðýtýrdý. Babamdan sonra onu yitirdik. Ýskenderun’da bahriyeli asker olmuþtum. Bir gün ismim anons edildi. Ziyaret yerine koþtum. Gelen Hüseyin amcamdý. Elinde bir demlik çay vardý. Bir banka oturduk. Sevgiyle içtik. Cebinden bir mendil dolusu saat çýkardý. “Seç, beðen, al” dedi. Kurmalý saat yerine pilli olaný alýp taktým koluma. Birkaç ay sonra usta birliðime Ankara’ya gittim. Gitmez olaydým keþke! Kolumdaki saat, Ankara’nýn soðuk, ayaz gecelerinde donarak çatladý. Yýllar sonra da Hüseyin amcam da yýldýzlara gitti. Xýzýr’ýn baþka bir iþi vardý, belki de ondan koruyamamýþtý babamý ve amcamý. Daha önce Fadime ve Selvi halamý topraða vermiþtik zaten. Fadime halam kýsa boylu, güleç yüzlü biriydi. Çok sevecendi. Etrafýna gülücük daðýtýrdý... Selvi halamýn varlýðýný ise ilk annemden duymuþtum. "Oðul" demiþti, "senin bir de Selvi halan var. Boyalý Köyü'ne gelin gitti, Gök Ýbrahim'le evlendi.-gözleri gök rengindeymiþ- Sonra Ýzmit'e göç ettiler. Uzun yýllardýr görmedim." Yýllar sonra kapýmýzýn zili çaldý. Koþup ben açtýðýmda bir kadýn ve elinden sýkýca tuttuðu küçük bir oðlan çocuðu karþýmda duruyordu. kadýn beni kendine doðru hýzla çekti. "Ben sana kurban olurum" dedi. Babam kadýnýn sesini duyunca yerinden fýrladý. "Selvi bacým" diye baðýrdý. Çocuk da kuzenim Yetkin'den baþkasý deðildi. Bir yabancý gibi bakýþtýk önce, annemin "sarýl" komutuyla yakýnlaþtýk birden... Yusuf ve Ýsmet amcam kalmýþtý hayatta. Bir de halalarým. Ýsmet amcam, karýsý Saime’yi yitirdikten sonra bir yaný yarým kalmýþtý. Kýzlar da evlenince, kendine yeterince bakamaz olmuþtu. Emekli olmuþ, tüm yaþamý neredeyse evle kahve arasýnda geçiyor olmuþtu. Kahve sýðýnýlacak bir limandý onun için. Rahatsýzlandý birden. Ameliyat oldu, çocuklar hastalýðýný sakladýlar ondan. Bilmedi, nasýlsa atlatýrým sanýyordu. Ýkizi olan Ýpek halam yanýndaydý hep. O da birkaç yýl önce kocasýný kaybetmiþti. Çocuklarý olmamýþtý, yalnýzlýðýný tek yumurta ikizi Ýsmet’le paylaþýyordu. “Ýso,” dedi halam, “ben bir evime gideyim. Bahar temizliðimi yaptýktan sonra gelirim yine.” Gitti. Gidiþ o gidiþ. Birkaç gün haber alýnamadý kendisinden. Çilingirle birlikte kapýsý açýlýp girildi evine. Soba borusu elinde, kalp krizi geçirip yýldýzlara gitmiþti o da. Ýsmet amcam çok üzüldü canýnýn bir yarýsý Ýpek’e çok. Hastayken birkaç kez aradým Ýsmet amcamý. “Ýyiyim” dedi, “çok yazmasýn. Yazýktýr sana!” diyerek sonlandýrdý telefon konuþmasýný. Ýnanmadým kuzenim Hülya’yý aradým: “ Abi” dedi, “babam Mehmet, Hasan ve Hüseyin amcamý ve canýnýn yarýsý Ýpek halamý sayýklýyor hep. Uyanýnca onlardan bahsediyor, çok özlemiþ… Bir yaný özlem bir yaný tütün kokuyor hep. Yüzü solgun, ama gözleri ýþýl ýþýl parlýyor hâlâ.” Durumu aðýrlaþýnca Hülya alýp götürüyor onu doktora. Çünkü Tülin kocasýnýn görevi yüzünden Erzurum’da... Kontrolleri yapýldýktan sonra doktor: “Bizim yapabileceðimiz bir þey kalmadý” diyor, “bu saatten sonra ýþýn tedavisi de fayda etmez. Ýyisi mi eve götürün. Son günlerini evinde, sevdiklerinin yanýnda geçirsin.” “Baba” diyor Hülya, içindeki acýyý saklayarak. “Doktor, ‘babanýzýn durumu çok iyi... Iþýn tedavisi bile gerekmez,’ dedi.” Ýnanýyor hemen. Yüzüne bir sevinç gelip oturuyor. Gözleri etrafýna sevgiyle bakýyor. Birkaç gün sonra bana ölüm haber ulaþtý: “ Amcamýz, babamýz yýldýzlara koþtu!” Adana’dan Anos halam kýzýyla gelmiþ izmir'e. Tüm akrabalar ve komþular baþucunda gözyaþý döküyor amcamýn. En çok Anos halam aðlýyor. Kardeþsiz kalýþýna, yalnýz kalýþýna... uzak þehirlerde ayrý ayrý yaþadýklarýna hayýflanýyor. Þimdilik bir amcam kaldý hayatta. Yusuf amcam diðerlerine benzemiyor. O cebinde çikolata, þeker taþýmaz. Onun çok karýsý oldu. Gözüne gözlük, koluna karýlarýný takýp gezmeyi sever o. Varsýn olsun. Yeter ki hayatta olsun.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Necmettin Yalcinkaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |