..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir ülke baðýmsýz olmadan, baðýmsýzlýk da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk > Duru Karal




24 Mart 2003
Þýmarýk  
Zamanýn kokularýnda iyileþmeyen yaralar....

Duru Karal


Kamyona yüklenenler bitmiþ, üstlerine kalýn yeþil muþamba yanlardan sýkýca gerilmiþ, eþyalarýn arasýndan minik baþýný çýkarýp el sallamýþtý bana aðlayarak. Önce onun kokusunu yitirdim sonra da hepsinin siluetlerini... O günden beri sokaklardayým.


:DJCA:
Bugün her yanda garip bir hareketlilik vardý. Çevrede ellerinde bir þeylerle koþuþturup duran insanlardan, kapýnýn önündeki koca kamyondan þaþkýna dönmüþ, bir köþeye sinmiþtim. Olanlarý anlamaya çalýþýyordum. Herkes birbirine baðýrýp çaðýrýyordu.
“Hazýr mý herkes? ”
“Ana, sana dedim ya...”
“Baþlatma þimdi...”
“Anaa ya no’lur...”
“Bak baban ne diyor oyalanma.”
“Ana nolursun be...”
“Hadi atlayýn arkaya.”
Kamyona yüklenenler bitmiþ, üstlerine kalýn yeþil muþamba yanlardan sýkýca gerilmiþ, eþyalarýn arasýndan minik baþýný çýkarýp el sallamýþtý bana aðlayarak. Önce onun kokusunu yitirdim sonra da hepsinin siluetlerini... O günden beri sokaklardayým. Kar mý baþlamýþ, yoksa ufaktan yaðmur mu atýþtýrýyor bilemiyorum. Ýçim titriyor... Görüntülerini hiçbir zaman sevmediðim (hele þapkalarý varsa) saða–sola yalpalanan biri, eðilir gibi yaparak yerde bir þeyler arayýnca çok korktum. Elini kolunu sallayýp, aðzýndaki tükürüklerle sövmeye baþladý. Asla sevmeyen ve sahiplenmeyen pek çok adamdan bu tür sözlü týnýlar duymuþtum. Panikleyerek koþmaya baþladým. Denizin çakýla seriliþini duyana dek durmadým. Burasý daha güvenliydi sanki. Rahatlamýþtým. Arabalarýn sað tarafýnda duran metal bidon, burnumu kaþýndýran bir koku yaymaya baþladý. Olabilir miydi?.. Þöyle günden kalma bir þeyler...? Gözümün önünde beliren resimlerle öyle bir coþtum ki, rüzgar gibi karþýya savurdum bedenimi. Baþýmý hemen içine soktum. Resimler bir anda yok oldu. Belediye görevlileri saatler önce iþlerini yapmýþlardý.
Diþimi sýkýp, alaca bir kedinin sinerek aðzýndaki balýk kýlçýðýyla uzaklaþmasýný beklerken, patlak sesli bir motosiklet farlarýný üzerime dikti. Koþarak arabalarý kendime siper edecektim ama erkeðin sýrtýna sarýlmýþ diþi “Ayyy”..diye çýðlýk attý. Duraksadýlar. Diþi, baþýndakini çýkarýp saçlarýný denize doðru savurarak telaþla indi. Koca kafalý erkek, daha aðýr adýmlar atarken ben bacaðýmýn acýsýyla kalakaldým. Gözlerimi açabildiðim kadar açýp neler olduðunu anlamaya çalýþtýmsa da, gözlerimin önüne bir bulanýklýk yerleþti. Önce ayaðým, bedenim, yüzüm, ve en sonunda da dilim uyuþtu. Diþi, “Dur bakayým ne oldu sana” diye yanýma çömeldi. Öyle korktum ki. Ne de olsa bu da insandý. Her an her kötülüðü yapabilirdi. Yaramdan akan kan tüylerime, etime yapýþtýðý için etim çekiliyor, caným çok yanýyordu. Yalamayý hatta kuyruðumu bile sallamayý beceremiyordum. Diþi kendinden emin baþýmý okþadý. Hýrladým. Ellerini kulaklarýmýn altýna sokup, ensemden gýdýma doðru indi. (Ne yalan söyleyeyim en çok sevdiðim yerimdi.) Gevþedim. Yarama iyice bakýp “Ah canýmm ahh...”dedi. Ama her nedense o da diðer insanlar gibi önce cinsiyetimi anlamaya çalýþtý. (Bunu anlamak için yaptýðý þeyleri utandýðýmdan yazmayacaðým.) Dilini damaðýna vurarak beni kucakladý. Yine hýrladým ama bu sefer sesim cýlýz çýktý. Erkek, “Çok mu kötü sence” dedi. “ ..........” “Hadi çabuk...Gidelim.”
Eve girdik.Yere yumuþacýk bir örtü serdi. Bacaðýmý dikkatlice ýlýk sabunlu suyla temizledi. Peþine bir þey daha sürdü. Sardý. Sonra yanýma oturup uzun uzun kenelerimi ayýkladý. (Aslýnda ben kenelerimi yemeyi severim ama olsun.) Bedenimi bir sývýyla temizledi, ýslatýlmýþ ekmekle kýyma yedirdi. Uyumuþum. Sabah beni köpük köpük yýkadý. Ben silkindikçe o, sýcak su tuttu her yanýma. Banyoyu ve onun üstünü baþýný da ýslattým. Havluya sardý kuruladý. Yine silkindim. Gülümsedi. Ýtiraf edeyim ki bir kuþ kadar hafifledim. Ýçeriden kýrmýzý bir þiþe getirdi. Bacaðýma sürdü. Elimde olmadan hýrladým tabii, caným yanmýþtý.
Bu güne kadar evin içinde hiç yaþamamýþtým. Bu kadar düzenli yemek yememiþ bu kadar lüks ilgi görmemiþtim. Yeni alýþkanlýklarým duyarlýlýðýmý azalttýðý için tuvaletimi saða sola yapar oldum.(Evin içinde bir aðaç kökü yok napimm.) Motor bisikletli diþi, parkelerdeki ýslaklýðý görünce “sidikli seni” deyip hafifçe baþýma vuruyordu. Kuyruðumu sallamadan þýmarmamak mümkün müydü.?
Bir tatil gününde, o koca kafalý erkek yine motorunu kapýya dayadý. “Mügeee”diye seslendi aþaðýdan. Beni, adamýn sýrtý ile kucaðý arasýnda tutarken, orman yolunu rüzgar gibi geçtik. Büyük aðaç köklerine serilmiþ yeþilliðe gelince, motor bisikletin metal ayaðýný yere indirdi. Uzun zamandýr yeþilliðin bu kadar güzel koktuðunu hissetmemiþtim hiç. Müge bir müddet benimle ilgilenmek yerine koca kafalý erkekle ilgilenmeyi tercih etti. Bir ara bana “Þýmarýk.. Bak bir sürü aðaç var, þimdi dilediðince davran” diye seslendi. Kuyruðumu hýzlý hýzlý sallayýp sýçrayarak yanýna geldim. Patilerimi omzuna koyup yüzünü yaladým. “Dur..Þýmarýk..Dur Sidikli þey seni” diyerek öpüp sevdi beni. Çimenlerde yuvarlandýk. Karnýmý gýdýkladý, elini aðzýma soktu. Gýdýmý okþamaya baþlayýnca hemen sýrt üstü yatýp dört ayaðýmý da havaya kaldýrdým. O gün, onun kokusuna ve sesine doydum. Sonra motora doðru yürüdü, ben de peþinden gittim...
Her sabah uyandýðýmda, kendime “ne þanslýsýn” diyordum. “Karný tok ve sahiplenilen bir köpeksin artýk”. Ama nedense, çöp bidonlarýný, yiyecek bir þeyler ararken duyduðum heyecaný, çocuklarýn saldýrýlarýný, sokak kedilerini kovalamayý ve eski küçük sahibimi özlüyordum. Çekip gitmeyi düþündüðüm de oldu. Ama bu güvenli ve huzurlu ortamý býrakmak hiç de akýl karý deðildi. Hem Müge çok tatlý bir diþiydi, yaydýðý o portakallý kokuya hayrandým. Nankörlük etmemeliydim. Ama daha sonralarý Müge’nin kokusu deðiþmeye baþladý. Bazý akþamlar balkonda gözlerini boþluða dikerek sigara içiyordu. Etrafa ekþimiþ portakal kokusu yayýnca anladým ki bu hüznün kokusuydu....Yavaþça yanýna gidiyor, baþýmý dizlerine dayýyor ellerini yalýyordum. Tepki vermiyordu. Saatlerce ayaklarýnýn üstünde uyuyordum. Kýmýldamýyordu. Diðer günlerde, sabahlarý yemeðimi verip, baþýma bir iki þaplak atýp kapýyý çekiyordu yavaþça...Sonraki günlerde ise eve hiç gelmedi. Aç ve karanlýkta kaldým. Çok kýzmýþtým. Ortalýkta ne kadar ayakkabýsý ve çoraplarý varsa hepsini kemirdim.Yine de kapýya anahtarý sokarken, o kokuyu duyar duymaz üzerine atladým. Göðsüne doðru zýpladým, ellerini, ayaklarýný yaladým. Her türlü þýmarýklýðý yaptým ama o donukça gülümsemekle kaldý. Banyodan sonra hiç konuþmadan uyudu. Ben uyumadým. Sabah, kapýcýnýn sepetinden ekmeðini alýrken, sessizce çýktým evden. Tepeleme köpek mamasý tabaðýný, “Þýmarýk hadi akþam ziyafeti” diye döken Müge yok artýk...
Günlerdir laðým kokulu sokaklarý, lüks caddeleri dolaþýp duruyorum. Duvar diplerinde uyumak zor gelmiyor artýk. Bir parça yiyecek için diðer sokak köpekleriyle de dalaþmaya alýþtým. Ama Müge’nin kokusunun yokluðuna alýþamadým...Gece yarýsý penceresini ardýna kadar açan þiþman bir erkek; “Tüüü, Allah belaný versin senin.. Hoþt! Hoþt.. defol git þuradan....uykumuzun içine ettin be..” dedi. Ýçimin hala Müge’ye havladýðýný bilmeden. Ama o beni, motor bisikletine koyup raký kokusu içinde uyanan bir sokaðýn içinde býrakmayacak mýydý? Ya da kapýsý süslü püslü bir evin bahçesine..? Hatta kendi kapýsýný açýk unutmuþ gibi býrakýp, “Hadi þimdi dilediðince davran þýmarýk” demeyecek miydi? Diyecekti iþte.. Yine açým. Olsun. Karnýmý doyurmak için bahçelere konan kuþlara dadanýrým. Kulaklarýmý karnýmý keneler sarar. Sarsýn. Onlarý yerim... Ama Müge’nin o ekþimsi portakal kokusu....
Ýki yanýmda duvar olmuþ insanlara aldýrmaksýzýn yürürken, içlerinden, küçük bir çocuðun susam kokusunu duyuyorum vapur iskelesinde. Gülümseyerek beni çaðýrýyor. Nerede ise benimle ayný boyda. Durup kulaklarýmý karýþtýrýyor, gýdýmla oynamaya baþlýyor. Seviniyorum!... Kuyruðumu saða sola sallama keyfini býrakýp,“ Niye seviniyorum ki? Ben bir sokak köpeðiyim.” Bu çocukta ötekiler gibi tüylerimi karýþtýracak, simidini verecek, boynuma bir ip baðlayýp sahiplenecek. Sonra, sonra en kötüsü oda beni terk etmeyecek mi? Evet. “Niye seviniyorum ki?” Yoo buna izin vermeyeceðim. Bu, sevip sonra da terk etme oyununu oynatmayacaðým onlara. Tedirginlikle hýrlýyorum. Koparmaya çalýþtýðý simidini koklamak için baþýmý uzatmadan adýmlarýmý geri atýyorum. Kalabalýðýn arasýndaki telaþlý adýmlar beni fark edince kaçýþmaya baþlýyor. Daha çok kýzarak havlýyorum. Çocuk hala simit parçalarýný ufak ufak yere atýyor. Biliyorum, sonunda kudurduðumu düþünüp, bütün sokak köpekleri gibi ya beni zehirleyecekler, ya da belediye beni yakalayýp bir yerlere atacak. Ben de bu sonu görene kadar baþýma buyruk olmak istiyorum artýk.. Ne bir susam kokusu... ne bir portakal....!
O sýrada, dalgalar beton duvarlara yükseldi. Martýlar çýðlýk çýðlýða sevindiler. Ben sonuca kefil olduðum için hâlâ havlýyorum!.





.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Þýmarýk.
Gönderen: Burhan ÜREGÜL. / Balýkesir/Türkiye
1 Nisan 2006
Merhaba Duru. Hayranlýk uyandýrýcý bir etkisi bulunan çalýþmanýz için kaleminizi takdir sizi de tebrik etmesem inanýn haksýzlýk etmiþ olurum. Teþekkürler...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yalnýz Ruhlara Viþne Reçeli
Yeniden Bir Küçük Yaprak
Kalýpçýnýn Kalýplarý
Kalýpçýnýn Kalýplarý
Kalýpçýnýn Kalýplarý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bayan Fare'nin Gözyaþlarý [Deneme]
Öykü Yazýyoruz [Ýnceleme]


Duru Karal kimdir?

Mekânýn ve zamanýn araçlarýndan yeni zamanlar ve yeni mekanlar yaratabildiði için, edebiyat hâlâ vazgeçilmezim, yazmak ise geniþ zaman büyüsüdür benim için. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Adalet Aðaoðlu/Sabahattin Ali/ Sait Faik A./Yusuf Atýlgan/Bruno Shutz/ Contazar/Bedri Karasu/ Oðuz Atay/


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Duru Karal, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.