Doðru þeritte olsanýz bile, olduðunuz yerde kalýrsanýz er geç ezilirsiniz. -Will Rogers |
|
||||||||||
|
Birlikteliðin ilk zamanlarýnda, aralarýndaki baðýn gerekliliði olarak kabul edilen “anlaþýlmak” düþüncesi, sonraki zamanlarda “kadýnýný anlamak” beklentisine dönüþür. Bu süreçte kadýn, konuya tamamen cinsiyet bazýnda baktýðýndan, erkeðin “ince düþünmesi” gerektiðine inanýr. Beklentisi de, erkeðin “inceliði” bir an önce yakalamasýdýr. Belli bir olgunluk evresinden sonra, “bir kadýný anlamak için, insaný anlamak yeterlidir,” görüþü aðýrlýk kazanmaya baþlar. Cinsiyet, yerini insana býrakýr. Çünkü, önceki yýllarýnda anlaþýlamamaktan, isteklerinin neler olduðunun bilinmemesinden rahatsýzlýk duyduðundan, beklentilerini en aza indirger ve düþüncesi bu yönde deðiþir. Bir nevi, kötünün iyisini kabullenmeye baþlar. Kendini ifade etmede kelimelerden uzak duran kadýn, davranýþlarýyla, bakýþlarýyla, hatta suskunluðuyla anlaþýlmayý bekler hep. Bunun en büyük nedeni, gururlu ve aþýrý duygusal olmasýdýr. Beklentisine karþýlýðý da, -doðal olarak- bir erkekten umar. Kendi hemcinslerinin onu anlayýp, anlamamasý o kadar da önemli deðil! Çünkü, sorun ortaktýr ve kendilerini anlamadýklarýný iddia ettikleri, yaþamlarýný birleþtireceði erkeklerdir. Yüzlerce yýl, isteklerine kulak vermeyip, her anlamda kendilerini kullanan, onlarý dört duvar arasýna kapatan, haddini(!) aþmamasý gerektiðini dayatan erkeklerin, sindirilmiþ bir yapý oluþturmalarý, içlerine kapanýk olmalarýný saðlamýþtýr. Ve kadýn, bu uygulamalara maruz kalan hemcinslerinin çok basit kiþilikler sergilemesini utanç olarak benimsemesinden, ve kadýn yönlerini ifade ederlerken, arkasýnda durmayýp, erkek egemenliðine her türlü boyun eðiþi yaþamalarýndan, ve kendilerini anlamadýklarý halde, erkeðin belli “yanlarýna” zaaf gösterip, kadýnlýklarýný paspasa dönüþtürmelerinden, en büyük silahý "cinsellik" olarak görüp kullanmalarýndan, kendi hemcinslerine karþý güvensizlik oluþturmuþtur. Bu da, koruyucu olarak ihtiyaç duyduklarý erkeðin, her anlamda kendilerini “kanatlarý altýna” almalarý ve bir nevi -baþta duygusal anlamda- yaþam için gerekli tüm besini süregelmiþ düþüncelerden uzak bir anlayýþla sergilemeleri sonucunda, erkeðe güven duymak istemeyi benimsetmiþtir. Kadýnýn, kendini ifade etmedeki suskunluðuna raðmen, bir erkek tarafýndan anlaþýlmasý, gelmiþ geçmiþ en zor bilmecelerin çözümüyle karþýlaþýlmýþ duygusu uyandýrýr. Zira kadýn, kendisini tanýyan ve ne istediðini keþfeden bir erkeði, her anlamda yüce görür. Erkek deðildir asýl yücelttiði, kendisidir. Kadýn, dünyanýn en karmaþýk formülleriyle donatýlan bir problem olduðuna inandýðýndan, çözülmesi, yani anlaþýlmasý durumunda, bir dehayla karþý karþýya olduðunu düþünür. Ve bu dehanýn, kendisini çözmesi, iç dünyasýný okumasý, isteklerine yanýt vermesi durumunda, vazgeçilmezler listesinin en üst sýrasýnda yerini almasý kaçýnýlmazdýr. Elbette ki, böylesi bir anlayýþýn oluþmasý, tamamen erkekten kaynaklanan bir sorundur. Erkek, yüzyýllarca kadýný horlamýþ, aþaðýlamýþ ve baskýlarla sindirip, köle olarak kullanmaya çalýþmýþ. Baþta cinsel tatmin aracý olarak görmüþ... sonrasýnda, bir aþçý... daha sonra ise bir hizmetçi... Bu düþünce öylesine yerleþmiþ ki, toplumumuzdaki kadýn bile “bir kadýn evlendiðinde yatakta fahiþe, mutfakta aþçý, evinde hizmetçi olmalý,” anlayýþýný kanýksar olmuþ. Çocuklarý dahil, her kadýna bu düþüncenin “olmasý gereken” olduðunu anlatýp, kabullendirmeye, huzurlu bir evliliðin de anahtarlarýnýn bu ‘üçlem’ olduðuna inandýrmaya çalýþmýþ. (Her kadýn için geçerli olmasa da, genel kaný böyle.) Kadýn, sözünü ettiðimiz ‘üçlemi’ kanýksamýþ bir yapýya sahip ise, dünyanýn en mutlu evliliklerinden birini yapmýþtýr kendince... yok, eðer reddetmiþse, tam tersine, dünyanýn en mutsuz evliliðini yaþadýðýna inanýr. Ayrýca farkýnda olduðu halde, bu "üçlemi" reddi durumunda, toplumumuzdaki “genel kanýlý erkek beklentisine” yanýt veremediðinden, evliliði -abartmamýþ olunursa- zulme dönüþür. Sözünü ettiðimiz ‘üçlemi’ taþýyan kadýn, erkek için biçilmiþ kaftandýr. Ýstediði gibi kullanabilir! Ýstediðini yaptýrýr! Ýstediði ‘kývama’ gelmesine ön-ayak olmasýný saðlayabilir! Kadýnýn mutsuzluðu sorgulanmadýðýndan, erkek için mutlu bir evlilik söz konusudur. Böylesi birlikteliklerde kadýnýn isteklerinin hiçbir önemi yoktur. Ve geçmiþten günümüze gelen bu anlayýþ doðrultusunda, kadýndaki “anlaþýlamama birikimi” derin bir yaranýn oluþmasýna neden olmuþtur. Bu nedenledir ki; Kadýn, duygularýný ve istemlerini dile getiren, ayný zamanda olan ve olmasý gerekenleri doðru tespit eden bir erkekle karþýlaþtýðýnda, kullanýldýðý yýllar boyunca erkeðinin o tespitlerden uzak bir anlayýþla kendisine yaklaþmasýndaki yaranýn tedavi edilebilirliðiyle karþýlaþtýðýndan, mucizelerin gerçekleþmesi kadar büyük bir mutluluk duyar. Yitik zamanlarý telafi etmek ister gibi aceleci davranýr. Ve anlaþýlmamasýnýn yarattýðý yalnýzlýðý, anlayabileni dinleyerek, ya da yaþayarak, ve yahut okuyarak gidermeye çalýþýr. Söz konusu anlaþýlmanýn, öncelikle kendi erkeði tarafýndan algýlanýp, uygulanýyor olmasýný ister. Bir düþün gerçekleþmesiyle karþý karþýyadýr. Uyanmak istemediði gibi, düþte kaybolmayý umar. Baþkalarýnýn keþfettiði ve kadýnýn da bunun farkýnda olduðu ancak, erkeðinin bihaber kaldýðý ya da kalmak istediði bu yanlarýnýn yara olarak býrakýlmasý durumunda öfkelenir. Kin gütmeye baþlar. Toplumsal kriterleri de göz önünde bulundurarak hareket edip, ya gerçekliðini kabullenir, ya anlaþýlma kavgasý(!) verir, ya da öfkesini kusmaya, kullanýlmanýn öcünü almaya çalýþýr. Diðer yandan, duyulmayan, hissedilmeyen, görülmek istenmeyen yanlarýný dile getiren erkeðe karþý her türlü fedakarlýðý yapmaya hazýr hisseder kendini; yeter ki, ulaþabilsin... Ulaþamýyorsa da, içten içe ya da aleni, derin bir hayranlýk besler...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © A.Latif ÝRVEN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |