Ömer Akþahan

Karýncalarý düþündüm bir an; nasýl da yoðun bir kýpýrdanýþ içindedirler. Yiyecek stoklarý bitmek üzeredir. Baþ yöneticinin uzun kýþ gecesi eðlenceleri yerini artýk hummalý bir çalýþmaya býrakmýþtýr. Yeryüzüne çýkýþ için harýl harýl yollar kazýlmaktadýr.
     Aðaçlar dirildi, bembeyaz, pespembe çiçeklerle donandý her yer. Nevruz ateþleri yakýldý, halaylar çekildi...Doðadaki canlanma, silah tüccarlarýný da ateþledi ki, yerel savaþlara hýz verildi. Tarih savaþsýz yazýlamaz mý?
     Pazar yerlerinde insanlar...Ödemiþ pazarýný gezerken, yýllardýr ayný yerde, ayný ürünleri pazarlayan pazarcýlar.. Ben de, hep ayný ürünleri satýn almaya çalýþan bir gayretkeþ. Hep ayný iþleri yapmaya çalýþanlara þaþar kalýrým.
     Sanal alemdeki iþler biraz daha farklý gibi görünse de, gerçek yaþamdan tek farký bence, sýk güncelleme yapýlamayýþý. Öyle olunca, bazen can sýkýcý oluyor.
     Þiir yazmanýn çok ucuzladýðý bir ülkede, Rýfat Ilgaz’ýn oðlundan kýsa bir alýntý: “Bir gün radyodan aradýlar. Bana banka hesap numaramý sordular. Verdim. Hesabýma 150 Dolar yatýrmýþlar. Nedenini sorduðumda, babama ait þiirlerinden bir bölümünü programlarýnda okumuþlar. Oysa kendi ülkemizde, býrakýn þiir okumayý, babamýn romanlarýndan yapýlan film, müzik, tiyatrolardan doðru dürüst para kazanamadýk.” Baþka bir anekdot da, arkadaþým Mutahhar Aksarý’dan:”Ýsveç’te yayýmlanan bir yazým karþýlýðý, bir gün postayla -anýmsadýðým kadarýyla- 10 Kron kaðýt para göndermiþler.” Bu ülkede, telif haklarý otomatiðe baðlanmadýðý sürece uluslar arasý boyutta baþarý kazanmýþ yazar-çizer yetiþtirmek olanaksýz görünüyor.
     Söze karýncalardan baþladýk, gene döndük geldik edebiyat sularýna... Aklýma gelen bir diðer fikirse: Acaba, þiir, öykü ve roman nasýl pazarlanýr? Bu konuda bir kurs açýlsa da gitsek.. Ama yine bazý uyanýklar çýkýp, cebimizde olmayan parayý çalarlar, bu kesin!
     Orhan Veli bu hayatýn içine yuvarlananlarýn bence en ünlüsü! Garip adam, bir belediye çukuruna yuvarlanýp, genç yaþta aramýzdan çekip gitti. Sanki gizli bir intihardý bu...
     Mevlana yaþarken, yapýtlarýný biri dýþýnda müritlerine yazdýrmýþ. Said Nursi de yapýtlarýný yandaþlarýna yazdýran kiþilerden... Goethe, yapýtlarýný yaptýðý dað ve orman yürüyüþleri sýrasýnda kafasýnda oluþtururmuþ. Günümüzdeki teknik olanaklara bakýnca geçmiþteki insanlarýn ne çok zorluklarla karþý karþýya olduklarýný kolayca anlayabiliyoruz. Anýmsadýðýma göre, ünlü bir Rus romancý romanlarýný masada kaleme alýrken, uyumamak için ayaklarýný leðendeki soðuk suyun içine sokarmýþ.
     Hepimiz yaþamýn içine bir þekilde yuvarlanýyoruz. Fakat önemli olan nereye doðru yuvarlandýðýmýz ve bu sýrada kontrolü elimizde tutup tutamadýðýmýzdýr.
22.03.2004 / Alsancak