Seviyordum seni;
Þarabýnýn buruk tadýndaki hüznünü rakýmýn efkarý ile nefesi kesilinceye kadar kovalamayý yada bir zamanlar içinde pajhalý purolarýn olduðu tahta kutuyu yatak yaptýðýmýz sigaralarýmýzýn dumanlarnýn kuytularda seviþmesini sevdiðim gibi. Þehrin en karanlýk köþelerinde tattým günahýný o zamanlar baþýmýzda yýldýzlar, tenimizde kavak yelleri eserdi. Ben sen uzaktayken de sevdim seni hava diye çektim ciðerlerimin her bir hücesine. Seni terkettiðimde bile ayýbýmýzý örten o kuytu karanlýklarda içtim senin þarabýný. Baþka tenleri hiç arzulamadým ki ben. Hiç bir zaman vaz geçmemiþtim gözlerinden. Aslýnda ben seni hiç terketmemiþtim ki. Bu davetkar þehir bile o günlerde çelememiþti aklýmý.
Artýk þarabýn kadar günahkarým bende. sattým kendimi þeytana. Martýlar gibi kýrmýzý bakýyorum dünya'ya mavi deðil. Dumaným baþka kadýnlarýnkiler ile karýþýyor beyoðlunun arka sokaklarýndaki 3. sýnýf pansiyonlarýn delik deþik yatak örtülerinin üzerindeki melamin tabaklardan bozma kül tablalarýnda. Ay bile kýrmýzý belkide unuttuðun odamda. Günahýn þehrinde bende bir günahkarým senin kadar olmasa da. Oysa seni sevmekle baþlamýþtý herþey seni seviyordum affedecek kadar