Bir kimse, neden oltasýný, içinde tek bir balýk olmadýðýný bildiði bir göle sarkýtýr? -Adalet Aðaoðlu |
|
||||||||||
|
Beklemek kadar sýkýcý bir þey yoktur. Birini beklerken çoðu zaman yapacak bir þeyiniz de olmaz. Gelen geçene takýlýr gözleriniz; beklersiniz, beklersiniz… Aklýnýzdan türlü düþünceler geçer. Bu düþüncelerin en baþýnda sizi orada bekleten kiþiye söyleyeceðiniz sitem dolu sözcükler de vardýr. Eðer benim gibi yazmaya ilgi duyuyorsanýz, aklýnýza sizi yazabilmek için arkasýndan sürükleyen, bu konuda düþünmeye iten pýrýltýlar, fikirler, gelir bazen. Güneþli bir öðleden sonra ben de bahsettiðim bu durumda arkadaþýmý bekliyordum. Kafamýn formüllerle dolu olmasýndan aklýma dersten baþka bir þey gelmiyordu. Formüller, dersler… Derken o kadar dalmýþým ki, ne formülleri, ne de baþka þeyleri düþündüðümü fark ettim. Önümden geçen insanlara, kuþlara, karþýda akýttýðý sularýn þýrýl þýrýl sesi duyulan parka bakakalmýþ, dalmýþým. Biri beni itse, bana vursa baktýklarýmdan vazgeçecek deðilim neredeyse… Sonra daha dikkatli baktým her þeye. Ýnsanlara baktým, gözlemledim. Ne kadar da deðiþik insanlar vardý. Önümden kýzýl saçlý rengarenk kýyafetler içinde genç bir kýz geçiyordu. Adýmlarýný saðlam atýyordu, kendine güvenen ve bu yüzden de sert adýmlarla kendinden emin yürüyen genç bir kýzdý. Geleceði saðlam olacaktý. Mutluydu. Bu mutluluðu yüzündeki tebessümden anlayabilirdiniz. Güçlüydü. Sýrtýnda taþýdýðý aðýr çantanýn yükünden þikayet eder bir yaný yoktu. Güçlükleri pek umursamayan ve bu nedenle de onlarý kolayca aþabilecek gibi görünüyordu. Hayatýnda gerçekten baþarýlý olabilirdi. Onun arkasýndan yavaþ yavaþ baþka biri geçiyordu; bir erkek. O da gençti, kýzýl saçlý kýz gibi. Yakýþýklýydý. Alnýna düþen siyah perçemlerinin altýndan derin yeþil gözleri kendini belli ediyordu. Biraz kamburca, yýpranmýþ spor ayakkabýlarýný yere sürte sürte yürüyordu. Biraz mutsuzdu herhalde. Bu güzel surata somurtmak yakýþmýyordu halbuki. Kendini ne gibi bir zorluk karþýsýnda olursa olsun güçlü tutamayacak bir yapýya sahipti herhalde, biraz önceki kýzýn aksine. Geçerken de gözlerinden süzülen bir damla yaþý fark ettim. Üzüldüm. Elimden bir þey gelmedi. O da tüm mutsuzluk ve yalnýzlýðýyla geldi, geçti. Karþý kaldýrýmdan hýzlý adýmlarla bir erkek daha geçiyordu. Belki bir toplantýsý vardý orta yaþlardaki bu adamýn. Elindeki iþ çantasýný sýký sýkýya tutmuþtu. Ýnsanlar kendilerine göre büyük önem taþýyan þeylere böyle sýký sarýlýrlar. Belli ki bu sarý saçlý ama aksine simsiyah gözleri olan bu adam için de çanta hayati deðer taþýyordu. Siyah üzerine gri çizgili takýmýnýn ceketine, adamýn çantasýný tuttuðu gibi sýkýca, küçük, beyaz bir el tutunmuþtu. Tökezleyerek, koþmaya çalýþarak yürüyordu. Adamýn kýzýydý sanýrým. Ayný sarý saçlar, ayný siyah gözler… Tekrar adama döndüm. Ýþini her þeyin üstünde tutuyordu, hayatýn deðerini bilmiyordu. Çünkü ufacýk, dünya tatlýsý kýzý her ne dese, onu “Þimdi olmaz, bakarýz.” gibi sözlerle yanýtlýyordu. Hayatý ýskalýyordu. Bu kadar hýzla yürürse tabi ki ýskalar! Bir gün yorulup durduðunda ise bunun farkýna varacak ama her þey için çok geç olacak. Ardýndan yolun ortasýndan yürüyerek gelen, ceketi adeta omuzlarýnýn üzerinde duran, elindeki tespihle dünyaya “Buranýn ve her yerin efendisi benim!” der gibi bakan, uzun boylu, orta düðmelerinden biri göbeðinin germesiyle kopmuþ sarý gömlekli, otuzlarýnda gösteren biri yürüyordu. Kendine aþýrý güveniyordu ya da en azýndan bu duruþu ona bunlarý kazandýrýyordu. “Ne iþ versen yaparýz aðabey!” diyen ve aslýnda bu yüzden de pek vasýfsýz bir tipti. Hayatý böyle, göbeðinin gerdiði sarý gömleði, omuzlarýnda duran ceketi ve tespihiyle boþ boþ gezerek geçecekti bence. Ani bir hareketle bu tespihlinin yanýndan genç bir kadýn göründü. Saçlarý bakýmlý ve düzdü. Kuaförden yeni çýkmýþtý anlaþýlan. Kendine bakýyordu. Bunu düzgün kýyafetlerinden, çiziksiz mutlu yüzünden çýkarabilirdiniz. O kadar da hýzlý yürümüyordu. Hayatýnýn her zerresinin tadýný çýkarmaya yeminli dünyaya gelmiþ gibiydi. Boyu pek de uzun sayýlmazdý ama “Neysem oyum.” diye düþünüyor olmalýydý ki, tabaný dümdüz ayakkabýlarýyla yürüyordu. O kadar saðlam basmasa da, kendine güveni vardý, dik yürüyordu. Aklýma kýzýl saçlý kýz geldi hemen. Bu iki güçlü kadýn yan yana gelse, neler yaparlardý kim bilir! Daha geçen o kadar çok insan vardý ki! Hepsi ayrý ayrý… Yýldýzlar gibiydiler; kimi büyük, kimi küçük; kimi parlak, kimi sönük… Farklýlardý, çok farklýlardý. Tüm bu düþünceler içindeyken ben, arkadaþým geldi. Gözleri gülüyor bir yandan da geç kaldýðý için özür diliyor gibiydi. Bembeyaz, inci gibi diþlerini göstererek gülümsedi bana. O da farklýydý iþte. Ben de öyleydim sanýrým. Sonra kendimi daha özel hissettim. Benden baþka bir tane daha yoktu. Sizin gibi bir tane de yok. Her biri tek, özel… Ýnsanlar, insanlar…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Nur Gayretli, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |